getirdiğini, müvekkilinin davalı alacaklı şirket nedeni ile İİK'nın 89.maddesindeki özel nitelikli menfi tespit davası açma süresini kaçırdığından genel hükümlere dayanarak menfi tespit davası açmasında hukuki menfaatinin bulunduğunu belirterek müvekkilinin davalılara davaya konu İstanbul 9....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince, acıkça hukuki nitelendirme hatası yapıldığını, açılan davanın, İİK'nın 89/3. maddesine dayanan menfi tespit talebine ilişkin olmadığını, dava dilekçesinde de açıkça ve özellikle belirtildiği üzere açılan davanın; İİK'nın 89/3 maddesi kapsamındaki menfi tespit davası açma süresinin davalı yanların dürüstlük kuralına aykırı davranışları nedeni ile kaçırılmasından ötürü, İİK'nın 72. maddesi kapsamında menfi tespit istemine ilişkin olduğunu, davalı iki şirket arasında fiili ve hukuki organik bağ olduğunu, borçlu firmanın alacaklı firmanın sahiplerinden olduğunu, gerek borçlu şirketin gerek alacaklı şirketin temsilcisi olan ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne,kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Dava, kaynağını İİK'nun 89. maddesinden alan menfi tespit davasıdır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 79 uncu maddesine göre menfi tespit ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6183 sayılı Kanun'un "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi" başlıklı 79 uncu maddesi. 2. 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı. 3. Değerlendirme İlk Derece Mahkemesince bozma ilamında belirtilen hukuki esaslar doğrultusunda karar verildiği anlaşılmakla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeple; Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 22.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin yetki yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava İcra ve İflas Kanunu’nun 89 uncu maddesine dayalı menfi tesbit davasıdır. Mahkemece davalının ikametgâhının Adana ilinde olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun 89/III maddesine göre üçüncü bildirimin tebliğinden itibaren 15 ... içinde icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde menfi tesbit davası açabilir. Davacının yerleşim yeri Gaziantep’te olduğuna göre esasa girilerek bir karar verilmek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “…Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....
Bu hükümden ilamlı icrada menfi tespit davası açılamayacağı sonucuna varılamaz. İİK'nun 41.maddesinin yollaması ile İİK'nun 72.maddesi ilamlı icra takiplerinde de uygulama alanı bulur. Ancak, ilama dayalı ilamlı icra takiplerinde borçlu, ilamın verildiği tarihten önceki dönemde borcun itfa edilmiş veya zamanaşımına uğramış olduğunu ileri sürerek istirdat veya menfi tespit davası açamaz. Aksi halin kabulü HUMK'nun 237.maddesinde belirtilen maddi anlamda kesin hükme aykırı düşer (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı s.817 ve 818). Buna karşılık, ilam niteliğindeki belge, maddi anlamda kesin hüküm gücüne sahip olmadığından bu belge tarihinden önceki itfa ve zamanaşımı iddialarına dayalı istirdat veya menfi tespit davaları açılabilir. Somut olayda, alacaklı kooperatif, 1581 sayılı Tarım ve Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununun 12.maddesine göre ilam niteliğindeki belge sayılan senetlere dayalı olarak ilamlı icra takibi başlatarak borçluya örnek 4-5 icra emri göndermiştir....
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) Her ne kadar istinaf incelemesi için dosya Dairemize gönderilmiş ise de, inceleme konusu ilk derece mahkemesi kararına konu uyuşmazlıkta davacı şirketin menfi tespit talebi, takip dayanağı çekteki imzanın sahteliği iddiasına dayalıdır. Diğer davacı ...'ın menfi tespit talebi ile İİK'nın 89. Maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Her iki davacının iddiası itibariyle, Hakimler ve Savcılar Kurulunun 25.06.2020 gün ve 564-586 sayılı iş bölümü kararına göre istinaf başvurusunu inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16-44. Hukuk Dairesine ait olduğundan, dava dosyasının görevli daireye gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Dosyanın istinaf incelemesi bakımından görevli İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16....
Dava, 6183 Sayılı Kanunun 79. maddesi gereğince menfi tespit talebine ilişkin bulunmaktadır....
Yapılacak iş; bu işyerinden bildirge tarihinde Kuruma verilen dönem bordrolarını isteyip dosyaya ekledikten sonra, işyerinden dönem bordrosu verilmiş ise bildirge tarihini kapsayan tarihte işyerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı işyeri çalışanlarını, bordro verilmemiş ise gerektiğinde zabıta marifetiyle tespit edilecek işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde bildirge tarihinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının; çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Öteyandan dava dilekçesindeki talebin aşılmış olması HMK 26/1 maddesine aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum' un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....