G E R E K Ç E Uyuşmazlık, 6183 Sayılı Kanunun 79/4.fıkra gereğince açılan menfi tespit davası sebebiyle istenen ve verilen ihtiyati tedbir kararına,teminata itirazın reddi kararından kaynaklanmaktadır....
G E R E K Ç E Uyuşmazlık, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun'un 79. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi' nce davanın kabulüne karar verilmiş , karara karşı davalı vekili ile yargılama gideri ve vekalet ücreti bakımından davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. 6100 Sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilir; HMK'nun 357. Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." maddeleri çerçevesinde inceleme yapılmıştır....
dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....
Öte yandan 551 Sayılı KHK'nın 136/son maddesinde patent başvurusunun KHK'nın 55 inci maddesine göre yayınlanması sonrasında, başvuru sahibinin, buluşa vaki tecavüzlerden dolayı hukuk ve ceza davası açmaya yetkili olduğu, KHK'nın 82 maddesinde ise patent başvurusunun ilgili bültende yayınlandığı tarihten itibaren ve başvuru yürürlükte kaldığı sürece, bu KHK hükümlerine göre verilen patentlerin sahiplerine tanınan korumanın patent başvurusu sahibi için de tanınacağı belirtilmiştir. Patentden ve patent başvurusundan doğan haklar ve bu haklara tecavüz nedeniyle açılabilecek davalar ise KHK'nın 136. ve devamındaki maddelerde düzenlenmiştir. Bununla birlikte söz konusu düzenlemeler içerisinde davacıya, kendi patent başvurusuna dayalı olarak başka bir patent başvurusu hakkında menfi tespit davası açma hakkı tanıyan bir hüküm yer almamaktadır....
Dosya içeriğine, temyizin kapsamına, uyuşmazlığın 6183 sayılı Yasa'nın 79. Maddesine göre üçüncü kişinin menfi tespit istemine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 17. Hukuk Dairesine aittir. Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Daire belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine 02/09/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu: Dava, 6183 sayılı Kanun'un 79. maddesine göre menfi tespit istemine ilişkin olup, görevli mahkemenin bozma ilamı ile belirlenmiş olması ve verilen kararın Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla verilmiş olması nedenleri ile 23 Temmuz 2016 tarih ve 29779 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesi uyarınca temyiz incelenmesi işi; Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve en son iş bölümü kararı gereğince niteliği bakımından Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 17. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 03.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu: Dava, 6183 sayılı Kanun’un 79. maddesine göre menfi tespit istemine ilişkin olup, görevli mahkemenin bozma ilamı ile belirlenmiş olması ve verilen kararın Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla verilmiş olması nedenleri ile 23 Temmuz 2016 tarih ve 29779 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesi uyarınca temyiz incelenmesi işi; Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve en son iş bölümü kararı gereğince niteliği bakımından Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 17. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 05.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, 6183 sayılı Kanunun 79/4 maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Anılan Kanun maddesinde "Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır" şeklinde ifade edildiği üzere, haciz ihbarnamesine 7 günlük sürede itiraz etmeyen üçüncü kişilerin 1 yıl içinde açacağı menfi tespit davalarının genel mahkemelerde bakılacağı öngörülmüştür. Eldeki davanın bir yıllık süresinde açıldığı görülmüştür....
Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....
ın davacı iş yerinde çalıştığı süre ile sınırlı olarak maaşından haczedilen miktarın işveren tarafından ilgili dosyaya ödendiği, davacının, menfi tespit ve ödeme emrinin iptali isteminde bulunarak açtığı davada bilahare zimmetinde sayılan borcun fer'ileri ile birlikte yargılama sürecinde Kuruma ödediğini iddia ederek davasını tamamen ıslah edip talep sonucunu değiştirerek istirdat davasına dönüştürdüğü, kurumdan gelen cevabi yazıda da 28.04.2016 tarihinde 76.350.00 TL’nin davacı tarafından ödendiğinin bildirildiği, her ne kadar 6183 sayılı Kanunda 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 72. maddesindeki "Borçlu, menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir." hükmü kapsamında bir düzenleme yok ise de menfi tespit ve ödeme emri iptali kararı sonucunun, istirdat istemini de kapsadığı, davaya istirdat davası olarak devam edilerek davacı tarafından ödenen 76.350.00 TL’nin istirdadına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle...