Eldeki menfi tespit davası ise bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 28/08/2022 tarihinde açılmıştır. Emsal nitelikteki Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nin / E. / K. Sayılı ilamı, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nin /81 E. / K. Sayılı ilamı ve Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin / E. K. Sayılı ilamında da açıklandığı üzere 6183 sayılı yasanın 79/4 maddesi uyarınca açılacak menfi tespit davası için öngörülen süre hak düşürücü süre niteliğindedir. Yapılan açıklamalar doğrultusunda davanın hak düşürücü süre nedeni ile usulden reddine, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 79/4. Maddesindeki şartlar oluşmadığından inkar tazminatı uygulanmasına yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenler ile; 1-Davanın hak düşürücü süre nedeni ile USULDEN REDDİNE 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'unun 79/4....
G E R E K Ç E: Uyuşmazlık, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun'un 79. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasında takip işlemlerinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulması isteminin kabulüne karşı itirazın reddi kararından kaynaklanmaktadır. İDM'nce yukarıda gösterilen gerekçelerle ihtiyati tedbire yapılan itirazın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Bilindiği üzere, 6183 Sayılı Yasanın 79. maddesinin 4. fıkrası gereğince; "Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır....
Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir." şeklinde düzenlenmiş olup, maddenin bütün olarak değerledirilmesi gerekip, maddenin 1. cümlesinde açıkça icra takibinden sonra takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, sadece menfi tespit davasında icra veznesine ödenen paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilebileceği belirtildiğinden, icra veznesine ödenen paranın alacaklıya ödenmemesi yönündeki tedbir talebinin kabulü, açılmış menfi tespit davası koşuluna bağlanmış olup, tedbir talep eden taraf, başlatılmış ve devam eden icra takibi için, menfi tespit davası açmadan, değişik iş dosyası ile tedbir talep ettiğinden, ilk derece mahkemesi de red kararını açılmış menfi tespit davası bulunmadığı gerekçesine dayandırdığından, tedbir talep eden vekilinin istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b/1....
-Hopa Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava 6183 sayılı Yasanın 79. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davanın Vergi Dairesi yönünden kabulüne, diğer davalı açısından usulden reddine dair verilen karar, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre Çe-Ka Nak. İnş. Tic. Ltd. Şti.'nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-Davalı A.. D.....
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, birleşen 2014/1302 E. sayılı davada davacı vekilinin, asıl ve birleşen 2013/79 E. ile 2014/20 E. sayılı davalarda davalı vekilinin tüm, birleşen 2014/1302 E. sayılı davada davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Davalı vekilinin birleşen 2013/79 E. sayılı davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince: Dava, taraflar arasındaki sistem kullanım ve bağlantı anlaşmalarına dayalı menfi tespit ile istirdat istemine ilişkindir. HMK'nın 297/2. maddesinde, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür....
Davalı ... idaresi vekili, davacının haciz ihbarnamesine ... gün içerisinde itiraz etmediğinden borcun zimmetinde sayıldığını takip hukuku anlamında alacağın kesinleştiğinden menfi tesbit davasının açılmayacağını ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan delilleri göre, davacının yaptığı takip nedeniyle kefile ait taşınmazın satılarak paraya çevrilmesi sonucu tahsil edilen paranın mahsup yapılmak üzere borçlunun hesabına yatırıldığı sırada e-haczin uygulandığı, .yatırılan paranın borçluya ait olmadığından bahisle davanın kabulune karar verilmiş; hüküm, davalı ... idaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasanın 79.maddesine dayalı olarak açılan menfi tesbit davasına ilişkindir. Anılan yasanın ....fıkrası gereğince bu nitelikteki davaların genel mahkemlerde görülmesi gerekmektedir....
Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 15 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21- 198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı)....
Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 15 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21- 198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı)....
Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 15 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21- 198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı)....
Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 15 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21- 198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı)....