WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

e olan ve ödenmiş olmasına rağmen 17.700 TL'lik borçtan dolayı sorumlu olduğu ve bu miktarı davalı idareye ödemek zorunda olduğu,hernekadar 6183 Sayılı Yasanın 79.maddesine göre bir senelik süre zarfında bu davayı açmamış ise de genel hükümlere göre menfi tespit davası açabileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalı idare tarafından davacıya gönderilen 2.3.2009 tarih 2009/21 sayılı 250.051,22 TL'lik ödeme emrinden dolayı davacının davalı idareye 232.351,22 TL borçlu olmadığının tespitine, davacının aşan isteminin reddine, davalı araçlarına davalı idare tarafından 11.8.2009 tarihli yazı ile konulan hacizlerden ... ve ... plakalı araçlar dışında kalan araçların kayıtlarına konulan hacizlerin kaldırılmasına ve kararda belirtilen araçlardaki hacizlerin devamına karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı idare vekilleri tarafından temyiz edilmiştir....

    Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dava konusu ödeme emrinin sebep unsurunu oluşturan haciz bildirisinin davacıya tebliğ edildiği ve bildiriye itiraz edilmediği, bu sebeple, bu aşamada, itiraz süresini geçiren davacı tarafından yapılabilecek olanın haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak olduğu, davacı tarafından da menfi tespit davası açıldığı, menfi tespit davasının kural olarak haciz bildirisine konu alacağın takibine bir etkisinin bulunmadığı, takibinin durması için menfi tespit davasını gören mahkemeden takip işlemlerinin durdurulmasının talep edilmesi ve mahkemece de bu doğrultuda bir karar verilmiş olmasının gerektiği, UYAP üzerinden yapılan incelemede, menfi tespit davasında davacının böyle bir talepte bulunmadığı ve Mahkemece de takibin durdurulmasına ilişkin bir karar verilmediği, bu durumda, menfi tespit davasının görüldüğü Mahkemece takibin durdurulmasına ilişkin bir karar verilmemiş olması karşısında...

      Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 79/4.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2018/4496 Esas ve 2021/48 Karar sayılı kararı ile " ... Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de hüküm kurmaya elverişli değildir....

      Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 79 uncu maddesine göre menfi tespit istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6183 sayılı Kanun'un "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi" başlıklı 79 uncu maddesi. 3. Değerlendirme 1.6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesinin uygulanabilmesi için, üçüncü kişinin asıl amme borçlusuna borcu olduğunun ve borç miktarının somut olarak tespit edilmiş olması ve 3. kişinin elinde olan borçluya ait malın maddenin ilk fıkrasında sayılan mallardan olması gerekir. Eş söyleyişle, amme borçlusunun 3. şahıslardaki alacakları üzerine haciz konulabilmesi için amme borçlusunun 3. şahıs nezdinde alacağı bulunduğunu bildirmiş olması veya idarece borçlu şirketin bu şahıslardan alacağı olduğunun tespit edilmesi ve tespit edilen tutar kadar haciz konulması gerekmektedir. 2....

        nun 79.maddesi gereğince açılmış menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı İdare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Eldeki dava 6183 sayılı Yasa'nın 79. maddesi hükmüne göre açılmış olup, davacı haciz bildirisine süresinde itiraz etmemiş olup davanın açılmasına kendisi sebebiyet verdiğinden yargılama giderlerinin üzerinde bırakılması ve davacı lehine vekalet ücretinin hüküm altına alınmaması gerekir. Davalı aleyhine yargılama masrafları ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden 6100 sayılı HMK'nin geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir....

          Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, “böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297, 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı kararları). Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, resen gözönünde tutulmalıdır. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....

            Sosyal Sigortalar Kurumu, alacak iddiasını 6183 Sayılı Yasanın 79.maddesine dayandırmış olduğundan davanın yasal dayanağı 79.maddedir. O nedenle bozma kararında bu maddenin irdelenmesi gerekirdi....

              Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zaman aşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297, 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı kararları). Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, resen göz önünde tutulmalıdır. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....

                G E R E K Ç E: Uyuşmazlık, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun'un 79. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasında takip işlemlerinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulması isteminin kabulüne karşı itirazın reddi kararından kaynaklanmaktadır. İDM'nce yukarıda gösterilen gerekçelerle ihtiyati tedbire yapılan itirazın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. 6183 Sayılı Yasanın 79. maddesinin 4. fıkrası gereğince; "Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu Kanunun 10 uncu maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir....

                  DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 79. maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; ihtiyati tedbir kararında teminatla takip işlemlerinin durdurulması kararına yapılan itiraz üzerine verilen red kararının yerinde olup olmadığı noktasındadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun’un 79/4. maddesi; 'Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu Kanunun 10 uncu maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir. Teminat, alacaklı tahsil dairesine verilir ve haciz varakasına dayanılarak haczedilir....

                  UYAP Entegrasyonu