Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; 1-5728 sayılı Kanunun 562. maddesinin 1. fıkrası uyarınca CMK'nun 231/5,14 madde ve fıkralarında öngörülen, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında ceza sınırının 2 yıla çıkartılması ve soruşturma ile kovuşturması şikayete bağlı suç olma şartının kaldırılması kuralları gereğince bu hususun mahalli mahkemece birlikte değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2-23.06.2005 tarihli iddianame ile kamu davası açılmış olmasına, 5271 sayılı CMK'da kamu davasında şahsi hakla ilgili bir düzenleme bulunmamasının 6831 sayılı Kanunun 114. maddesine 5728 sayılı Kanunun 221 maddesine eklenen fıkra gereği tazminat ve ağaçlandırma giderine ilişkin davaların hukuk mahkemelerinde görüleceği gözetilmeksizin yasaya aykırı olarak tazminat ve ağaçlandırma gideri ile buna bağlı olarak nisbi avukatlık ücreti ve nisbi harç tayini, Bozmayı gerektirmiş, sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 24.02.2011 gününde...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; .Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, Ancak; ..5320 sayılı Kanunun 5347 sayılı kanunla eklenen 1. maddesi gereğince 01.06.2005 tarihinden sonra ceza mahkemelerinde açılan şahsi hak talepleri konusunda hüküm tesis edilemeyeceği, ağaçlandırma gideri de şahsi hak olduğu nazara alınıp hukuk mahkemelerine başvurmakta muhtariyeti yerine yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK'nun 322 maddesi uyarınca 3.389,56 TL ağaçlandırma gideri ve 183,03 TL nisbi harcın karardan kaldırılıp yerine ağaçlandırma gideri hususunda müdahil kurumun hukuk mahkemelerine...

      gereken doğrudan zarara dair tazminat hesabı yapılmadığı ve engel adli sicil kaydı bulunmayan sanığın savunmasında hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep ettiği anlaşılmakla; Sanık hakkında hüküm kurulurken 114. maddeye göre ağaçlandırma gideri masrafları dikkate alınarak katılan kurumun maddi zararını denetim süresi boyunca eşit taksitler halinde ödemesi şartına bağlı olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın şartı yerine getirmediğinin ihbarı üzerine ise hükmün açıkladığının anlaşılması karşısında; sanık hakkında ağaçlandırma giderinden oluşan dolaylı zararı ödemesi şartıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        Davacı dava dilekçesinde ağaçlandırma giderine yönelik maddi zararının yasal faizi ile birlikte ödetilmesini istemiş, yerel mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda hesaplanan ağaçlandırma giderinin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Davacı temsilcisi bila tarihli cevaba cevap dilekçesinde “taleplerinin ağaçlandırma gideri olduğu dava dilekçesinde yasal faiz ile birlikte denmesinin maddi hatadan kaynaklı olduğunu” beyan etmiştir. Bu kapsamda davacı tarafın faiz istemi bulunmadığının kabulü gerekir. Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek, davalının yasal faiz ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekirse de belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370/2. maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

          Dava konusu edilen tazminat tutarı işgal edilen ve faydalanılan sahanın yeniden ağaçlandırılması için gerekli olan ağaçlandırma giderine ilişkindir. Şu durumda, dava konusu yerde davalı tarafından herhangi bir ağaç kesilmediği ve orman örtüsünün tahrip edilmediği ve dolayısıyla maddi bir zararın oluşmadığı anlaşıldığından ağaçlandırma gideri istemine ilişkin olan davanın reddi yerine kabulü doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 01/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Dava konusu edilen tazminat tutarı işgal edilen ve faydalanılan sahanın yeniden ağaçlandırılması için gerekli olan ağaçlandırma giderine ilişkindir. Şu durumda, dava konusu yerde davalı tarafından herhangi bir ağaç kesilmediği ve orman örtüsünün tahrip edilmediği anlaşıldığından ağaçlandırma gideri istemine ilişkin olan davanın reddi yerine kabulü doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 27/05/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava, orman suçu nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, eski açma bulunduğu, ağaç kesme ve orman örtüsü temizleme bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Suç tutanağından ve dosya içeriğinden davalının kullandığı yer sınırına yakın yerden sıra halinde sekiz çam ağacının kesildiği anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporunda ağaçların emval elde etme amacıyla kesildiği belirtilmiş olup, Ceza Mahkemesince davalının eyleminin Orman Yasasının 93.maddesi gereğince işgal ve faydalanma suçunu oluşturduğu kabul edilmiştir.6831 sayılı Orman Yasası’nın 114.maddesinde “Her türlü orman suçları ile tahrip olunan veya yakılan sahalar için, bu kanunda yazılı tazminattan başka ayrıca, ağaç cinsine göre cari yıl içindeki mahalli birim saha ağaçlandırma gideri esas tutularak ağaçlandırma masrafına da hükmolunur.” denilmektedir....

                Mahkemece; davalının eylemi nedeniyle Sulh Ceza Mahkemesinde yargılandığı, dava sonucunda eyleminin işgal ve faydalanma olarak subuta erdiği, bu eylemi sırasında herhangi bir orman örtüsü tahribatı gerçekleştirmediği, bu durumda 6831 sayılı Kanunun 113 ve 114.maddeleri uyarınca hesaplanabilecek bir giderin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.6831 sayılı Orman Yasası'nın 114 maddesi gereğince "Her türlü orman suçları ile tahrip olunan veya yakılan sahalar için, bu Kanunda yazılı tazminattan başka ayrıca, ağaç cinsine göre cari yıl içindeki mahalli birim saha ağaçlandırma gideri esas tutularak ağaçlandırma masrafına da hükmolunur."...

                  aleyhine 29/01/2014 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/05/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, 6831 sayılı kanuna muhalafet eylemi nedeni ile oluşan idare zararının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı, davalı tarafından orman alanından açma yapılması nedeni ile ağaçlandırma gideri zararının ödetilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur....

                    Mahkemece; davalının eyleminin sabit olduğu, orman bilirkişisinden alınan rapora göre davalının dikiliden kestiği kızılçam miktarı için 497,52 TL ve işgal ettiği yerde açma alanının ağaçlandırma gideri için 17.375,07 TL tazminat ödemesi gerektiğinin belirtildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davaya konu orman alanının bir bölümünün eski açma olup davalının işgal ve faydalanma eyleminde bulunduğu, 07/12/2009 tarihli suç zabtı ile tutanak altına alındığı üzere davalının bir kısım alanda yeni açma yaptığı, karara esas 03/03/2015 tarihli Orman Yüksek Mühendisi bilirkişi raporunda ise ağaçlandırma giderinin tüm alan üzerinden hesaplandığı anlaşılmaktadır. Davalının sadece yeni açma yaptığı orman alanının ağaçlandırma giderinden sorumlu tutulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile alanın tamamı üzerinden ağaçlandırma giderine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulmasını gerektirmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu