Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesince, kimlik bilgilerinin değiştirilmesi istenen kişinin davacı olmadığı, davacı tarafından babaanne ... ile ...'nın çocukları olduğu iddia edilen Salihe ..., ... ..., ..., ..., ... ve ... (...) ... nüfus kayıtlarının düzeltilmesini talep ettiği, dosyada nüfus değişikliği talep edilen kişilerin yerleşim yeri adresi ile ilgili yapılan sorgulamada sadece ...'in adresinin tespit edilebildiği, ...'in adresinin .../... olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Somut olayda, davacı Salihe ..., ... ..., ..., ..., ... ve ... (...) ... ...' nın çocukları olduğunun tespiti ile ... ...' nın annesi ... ...'...

    Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davacıların nüfus kaydında "...." olan soy isminin "..." olarak değiştirilmesi istemine ilişkindir. ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın haklı sebebe dayanan isim değişikliğine ilişkin ve çekişmesiz yargı işi olduğu gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... Sulh Hukuk Mahkemesince ise davanın 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunundan kaynaklanan nüfus kayıt düzeltim davası olduğu gerekçesi ile karşı görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Ad ve soyadın değiştirilmesi istemi, 6100 sayılı HMK'nın 382/2-a-2 de çekişmesiz yargı işi olarak düzenlenmiştir....

      Sulh Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davacıların müşterek çocuğunun nüfus kaydında "..." olan isminin "..." olarak değiştirilmesi istemine ilişkindir. ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın isim değişikliğine ilişkin ve çekişmesiz yargı işi olduğu gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... Sulh Hukuk Mahkemesince ise davanın 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunundan kaynaklanan nüfus kayıt düzeltim davası olduğu gerekçesi ile karşı görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Ad ve soyadın değiştirilmesi istemi, 6100 sayılı HMK'nın 382/2-a-2 maddesinde çekişmesiz yargı işi olarak düzenlenmiştir....

        Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davacının nüfus kaydında "..." olan soy isminin "..." olarak değiştirilmesi istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın isim değişikliğine ilişkin ve çekişmesiz yargı işi olduğu gerekçesi ile görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... Sulh Hukuk Mahkemesince ise davanın 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'ndan kaynaklanan nüfus kayıt düzeltim davası olduğu gerekçesi ile karşı görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Ad ve soyadın değiştirilmesi istemi, 6100 sayılı HMK'nın 382/2-a-2 de çekişmesiz yargı işi olarak düzenlenmiştir....

          A) Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde; Suça konu nüfus cüzdanı duruşmaya getirtilerek incelenmemiş olup soruşturma aşamasında alınan 29.12.2014 tarihli uzmanlık raporunda, soğuk mühür izinin mevcut fotoğraf üzerinde bulunmadığının belirlenmesi karşısında, Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 tarih ve 232-250 sayılı, 09.10.2012 tarihli, 2011/8-335 Esas ve 2012/1804 Karar sayılı kararlarında da açıklandığı üzere, sahtecilik suçunun oluşabilmesi için belgenin nesnel olarak aldatıcılık niteliğinin bulunması ve aldatma keyfiyetinin belgeden objektif olarak anlaşılması gerektiği, muhatabın hatasından, dikkatsizlik veya özensizliğinden kaynaklanan fiili iğfalin, aldatıcılık niteliğinin varlığını göstermeyeceği, Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’in 131/3. maddesindeki "Fotoğraf, nüfus ve uluslararası aile cüzdanında bu alan için ayrılmış olan çizgilerin dışına taşmayacak ebatlarda kesilerek yapıştırılır." ve...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi Gereği görüşülüp düşünüldü: 1-İftira suçunun özel bir halini düzenleyen 5237 sayılı TCK.nın 268/1. maddesinde düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun oluşabilmesi için işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerektiği, bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu oluşturacağı; somut olayda, polis ekibi tarafından şüphe üzerine durdurulan hakkında herhangi bir suç soruşturması bulunmayan sanığın kardeşi olan ... adına düzenlenen...

              Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur....

                Suça sürüklenen çocuğun, ...’e ait nüfus cüzdanındaki kimlik bilgileri üzerinde herhangi bir kazıntı ya da silinti yapmadan, belgedeki orjinal fotoğrafı değiştirerek belgeyi kullanması şeklinde gerçekleşen somut olayda; herhangi bir hakkın kullanımının engellenmesi düşüncesi ile değil kendisi kullanmak amacı ile gerçekleştirdiği bu nedenle resmi belgeyi bozma suçunun unsurlarının oluşmadığı, beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, 2- Kabule göre de; katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan, adına olan orijinal nüfus cüzdanı fotoğraf değişikliği yapılmak suretiyle suça sürüklenen çocuk tarafından kullanılan ... usulüne uygun olarak duruşmadan haberdar edilmeden davaya devamla hüküm kurulması, Yasaya aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafii ile Cumhuriyet savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca...

                  Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, ...ve... isimli kişiler adına düzenlenmiş nüfus cüzdanlarındaki kimlik bilgileri üzerinde herhangi bir değişiklik yapmadan belgelerdeki orijinal fotoğrafları kaldırıp yerlerine farklı fotoğraflar yapıştırmak suretiyle tahrifat yapıp... adına düzenlenmiş nüfus cüzdanını kullanmaktan ibaret eyleminde; adı geçen kişilerin Nüfus Müdürlüğüne başvurarak yeni bir nüfus cüzdanı çıkarmalarının mümkün olduğu, hak sahiplerinin nüfus cüzdanlarından faydalanma olanaklarının ortadan kalkmadığı, bu nedenle yüklenen fiilin 5237 sayılı TCK'nin 205. maddesinde düzenlenen suçu değil, unsurlarının bulunması hâlinde aynı Kanun’un 204/1. maddesindeki suçu oluşturacağı ve “resmi belgede sahtecilik” suçundan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, suçun niteliğinde hataya düşülerek “resmi belgeyi bozmak, yok etmek ya da gizlemek” suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması, 2- Kabule göre; a) İddianamede zincirleme biçimde resmi belgede sahtecilik suçundan...

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: 5237 sayılı TCK'nın 268/1. maddesinde düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun oluşabilmesi için işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerekir. Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK'nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu oluşur. Somut olayda, sanık ...'in, katılan ...'...

                      UYAP Entegrasyonu