Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mah- kemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir." hükmü mevcuttur.Bu sebeple,takipten sonra açılan menfi tespit davasında tedbiren icra takibinin durdurulması mümkün değil ise de ,olayda İİK 72/3. maddesine göre tedbir kararı verilmesini engelleyen bir durum söz konusu olmadığından,bu yönden tedbir kararı verilmesi usul ve hukuka uygundur. Söz konusu düzenlemeye göre ,ihtiyati tedbir kararı verilmesi için yaklaşık ispat veya HMK 389. madde şartlarının araştırılmasına gerek bulunmamaktadır. İİK 72. madde menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir ile ilgili özel düzenleme olup davanın takipten önce veya sonra açılması, verilecek tedbirin şekli yönünden değişikliğe yol açmak- tadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, dava dışı kamu borçlusu İsmail Kaşlı hakkında 6183 sayılı Yasa'ya göre takip yapıldığını ve müvekkiline anılan yasanın 79.maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ancak süresinde itiraz edilemediğini kamu borçlusuna borçları olmadığının 6183 sayılı Yasa'nın 79.maddesi gereğince tesbitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı idare vekili, davacının haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediğinden alacağın zimmetinde sayıldığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Davanın yasal dayanağı olan 6183 sayılı Yasanın 79/3 maddesinde “Haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorundadır. Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunacağı, 79/4 maddesinde ise “ Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır....
Davanın yasal dayanağı olan 6183 sayılı Yasanın 79/3 maddesinde “haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü şahısın borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haczin tebliğinden önce borcun ödendiği veya malın tüketildiği ya da kusuru olmaksızın telef olduğu veya alacağın borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise durumu, haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak bildirmek zorunda olduğu Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borcun zimmetinde sayılacağı ve hakkında bu Kanun hükümlerinin tatbik olunacağı, 79/4 maddesinde ise “ Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahısın, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorunda olduğu Menfi tespit davası açılması...
Dava 3.kişi tarafından 6183 Sayılı AATUHK’nun 67.maddesi gereğince açılmış istihkak istemine ilişkindir. Davacı vekili, 6183 Sayılı AATUHK uyarıca, dava dışı vergi borçluların vergi borcu nedeniyle haciz konulan müvekki- line ait banka hesabındaki paranın müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek aynı yasanın 67.maddesi gereğince istihkak davası açmıştır.6183 Sayılı AATUHK’nun 68/1 maddesi “istihkak davalarına bakmaya haczi yapan tahsil dairesinin bulunduğu mahal Mahkemesi yetkilidir” hükmünü içermektedir. Buradaki Mahkeme sözlüğünden Asliye Hukuk Mahkemesini anlamak gerekir. Görev kamu düzenine ilişkin olup hakim tarafından yargılamanın her aşasında r’esen gözönünde bulundurulması gerektiğinden anılan yasal düzenleme gereğince Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesi doğru görülmemiştir. (Yargıtay 21.H.D.’nin 28.4.2003 Tarih 2900-3908 E-K sayılı ilamı da aynı doğrultudadır.) SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Maliye Bakanlığı ......
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu 28/06/2019 tarih ve 92515 sayılı haciz ihbarnamesinin davacı şirkete 03/07/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, 6183 sayılı kanunun 79. Maddesi üzerine 1 yıl içerisinde menfi tespit davasının açılması gerektiğini ancak davacı şirketin iş bu davayı 25/09/2019 tarihinde açtığını, bu sebeple 6183 sayılı AATUHK'nın 79. Maddesi uyarınca davanın hak düşürücü sürede açılmaması sebebiyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davanın kabulü ile; davacının T3 Yüreğir Vergi Dairesi Müdürlüğünce düzenlenen 28/06/2019 tarih, 45887390- 250.04- E.92515 sayılı ödeme emri nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verildiği görüldü....
İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleriyle kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan inceleme sonunda; Dava, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 79. maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir....
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre 30 Ağustos Vergi Dairesi Müdürlüğünden davacı bankaya gönderilen 16.5.2009 tarih 7037,7054 ve 7086 sayılı yazıların konusunun “mal varlığı araştırması” başlığını taşımasına rağmen içeriğinin “6183 Sayılı Yasa gereğince haciz konulmuştur ve 79.madde gereğince 7 gün içinde bilgi verilmesi “ şeklinde olması nedeniyle yazının haciz bildirimi olduğunu söylemenin mükün olmadığı, bu hususu tesbit ettirmede davacı borçlunun hukuksal yararı mevcut olmakla birlikte menfi tesbit davası açmanın ön koşulunun oluşmadığı, terditli taleplerde öncelikle incelenmesi gereken hususun yazının haciz bildirimi sayılamıyacağının tesbiti kabul edilerek ve haciz bildirimi niteliğinde bulunmadığının tesbiti olduğu gerekçesiyle Kütahya 30 Ağustos vergi Dairesinden davacı banka şubesine gönderilen 16.5.2009 tarih 7086, 7054, 7037 sayılı yazıların 6183 Sayılı Yasanın 79.maddesi anlamında haciz bildirimi niteliğinde bulunmadığının tesbitine karar verilmiş; hüküm, davalı...
Şti'nin borçlarından kaynaklandığının, davacı tarafından açılan menfi tespit davasının bulunmadığının bildirildiği; her ne kadar haciz bildirisinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde tahsil dairesine itiraz edilmemiş ve yazılı beyanda bulunulmamış ise de, ... 'ın davacının işyerinde çalışan olarak beyan edilmesi ve haciz bildirisinde asgari ücrete tabi ise 1/10 oranında kesinti yapılmasının bildirilmesine karşılık, davalı idarece, davacının, ... 'a borcu olduğuna ve borcun miktarına ilişkin somut bir tespit yapılmadığından, bu durumun davacıdan alacaklı olunduğu yolunda bir bildirim olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, 6183 sayılı Kanun'un 62/1. maddesininde haciz için öngörülen koşulların oluşmadığı, davacı adına 6183 Kanun'un 79/3. maddesi hükmüne dayanılarak, borç zimmetinde sayılmak suretiyle ödeme emri düzenlenmesinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne, dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir....
nun 362/1- a maddesi gereğince KESİN olmak üzere, 15/12/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi....