Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, 6183 sayılı Kanunun 79/4 maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Anılan Kanun maddesinde "Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır" şeklinde ifade edildiği üzere, haciz ihbarnamesine 7 günlük sürede itiraz etmeyen üçüncü kişilerin 1 yıl içinde açacağı menfi tespit davalarının genel mahkemelerde bakılacağı öngörülmüştür. Eldeki davanın bir yıllık süresinde açıldığı görülmüştür....

    Mahkemece verilen tensip kararıyla, davacıların gerçek ve tüzel kişi tacir olmalarına rağmen, idari bir birim olan TMSF'ye karşı ve dava konusunda TMSF'nin 6183 sayılı Yasaya dayalı olarak yaptığı ihtiyati hacze karşı menfi tespit davası olup, idari bir işlem olan bu işleme karşı hukuka aykırı veya uygun olup olmadığına ilişkin değerlendirmenin yargı yeri olarak adli yargı değil, idari yargıya ait olduğu gerekçesiyle davanın HMK'nun 114/1-b maddesindeki yargı yolu dava şartı yokluğundan HMK'nun 115/2. maddesi gereğince usulden reddine, davaya bakma görevinin 2577 sayılı Yasanın 2. maddesi uyarınca idari yargıya ait olduğuna karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dava, yerel mahkemenin de açıkça belirttiği gibi İİK'nun 72. maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. Anılan yasa hükmü uyarınca açılacak menfi tespit davalarında adli yargı görevli olup, niteliğine göre davada görevli mahkeme asliye hukuk ya da asliye ticaret mahkemesidir....

      Esas sayılı dosyaları ile toplam 173.787,07-TL tutarında icra takibi başlatıldığını, işbu yapılan takiplere konu olan kaçak kullanımlarda davacı şirketin hiçbir sorumluluğunun ve borcunun bulunmadığını, beyanla, belirtilen takiplerin iptali ile dava sonuçlanıncaya kadar teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek takiplerin durdurulmasına, mümkün olmadığı takdirde ise Mahkeme belirlenecek teminat miktarı taraflarınca yatırılmasından sonra ihtiyati tedbir kararı verilerek takiplerin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkeme 08/02/2021 tarihli ara kararla, ,İİK'nun 72/3 maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla dahi icra takibinin durdurulması yönünde tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle ;"Davacı vekilinin icra takibinin durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin İİK'nun 72/3 maddesi gereğince reddine, ara kararın taraflara tebliğine" karar vermiştir....

        Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 10.02.2011 gün ve 98-35 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun'un 79. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkin olduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 17.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 17.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 08.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava; 6183 sayılı yasanın 79/4 maddesinden kaynaklanan menfi tespit ve istirdat isteğine ilişkindir....

          Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “…Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

            Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “…Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

              Uyuşmazlık 6183 sayılı yasa 79/4 madddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine 2-Davalı ... tarafından davacıya gönderilen haciz ihbarnamesine 7 günlük yasal süre içerisinde cevap vermeyerek davanın açılmasına davacı sebep olmuştur. Öyleyse davanın açılmasına sebebiyet vermeyen davalı ... Dairesinin yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması doğru olmayıp bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK'nun geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

                "İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi S 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, 6183 sayılı yasanın 79. maddesi uyarınca menfi tespit istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin ... bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 29.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                  Tur.İnş.Yat. ve İşl.Tic.Ltd.Şti. vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 10/04/2014 gününde verilen dilekçe ile 6183 sayılı Kanun'un 79. maddesi uyarınca menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23/06/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 03/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu