Cam San. ve Tic. Ltd. Şti. VEKİLİ : Av. ... İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem: ... Tıbbi Malz. Paz. Sağ. Teks. İth. İhr. Tic. Ltd. Şti'nin kanuni temsilcisi ve davacı şirketin sigortalı çalışanı olan ... 'ın vergi borçları nedeniyle, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 79. maddesi uyarınca, davacı şirket adına müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen ... tarih ve ... sayılı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararıyla; davacıya, çalışanı ...'...
Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623 Esas, 2007/717 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, 6183 sayılı Kanunun 79. maddesi kapsamında menfi tespit istemine ilişkin davada sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemeleri yerine genel mahkemelerin görevli olduğu, anılan çekişmede Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen kararın temyiz incelemesinin de Dairemizin işbölümü alanı içerisinde yer almadığı belirgin ise de, dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu tarafından gönderilmiş olması ve 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesinin 3. fıkrasındaki, Kurul tarafından yapılan ön inceleme sonucunda verilen işbölümüne ilişkin kararın kesin olduğu yönündeki düzenleme karşısında Dairemizce temyiz denetimi yapılmış olup yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 15.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, 6183 sayılı Kanunun 79/4 maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Anılan Kanun maddesinde "Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır" şeklinde ifade edildiği üzere, haciz ihbarnamesine 7 günlük sürede itiraz etmeyen üçüncü kişilerin 1 yıl içinde açacağı menfi tespit davalarının genel mahkemelerde bakılacağı öngörülmüştür. Eldeki davanın bir yıllık süresinde açıldığı görülmüştür....
Dava,6183 sayılı Yasa’nın 79/4.maddesine dayalı olarak açılan menfi tesbit davasına ilişkindir....
Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır....
nin 04.08.2014-20.10.2014 tarihleri arasında bu işyerinden bildiriminin bulunduğu ancak tebliğin yapıldığı 2013 yılı 7.ayda bu işyerinde çalışmasının bulunmadığı, devamla 19.07.2013 tarih, ... sayılı yazı ile 2012/10743 takip numaralı ödeme emrinin davacıya işyeri adresinde 25/07/2013 tarihinde bizzat tebliğ edildiği tebliğ edilen ödeme emrinde “işbu ödeme emri ... aleyhine tarafınıza gönderilen 20.06.2013 tarihli ... sayılı istihkak hak ve alacak haciz bildirimize karşın borçlunun alacaklarına haciz konmaması ve haciz yazımıza 7 gün içerisinde cevap verilmemesi nedeniyle 5510 ve 6183 sayılı kanun ilgili maddeleri gereği tarafınıza tanzim edilmiştir.” ihtarının mevcut olduğu davacının bizzat tebliğ aldığı bu ödeme emrine karşı herhangi bir itiraz etmediği veya dava açmadığı anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı yasa ile 7201 sayılı yasanın incelenmesi gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, dava dışı kamu borçlusu ... ..AŞ hakkında 6183 sayılı Yasa'ya göre takip yapıldığını ve müvekkiline anılan yasanın 79.maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderildiğini, 18.605,75 TL borçlarını haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra davalı kuruma ödendiğini ancak süresinde itiraz edilemediğini kamu borçlusuna 640.526,20 TL borçları olmadığının 6183 sayılı Yasa'nın 79.maddesi gereğince tesbitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı idare vekili, davacının haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediğinden alacağın zimmetinde sayıldığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/264 Esas - 2021/748 Karar sayılı 16/12/2021 tarihli kararının 6100 Sayılı HMK'nun 353/1 fıkra (b-2) bendi gereğince KALDIRILMASINA, 4- Düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; a)Davacının açtığı menfi tespit davasının KABULÜ ile davacı şirketin, davalı vergi dairesi tarafından gönderilen 11/12/2019 gün ve 2704999 sayılı haciz bildirisinde belirtilen 328.157,92 TL.'...
Davacı tazminat talep etmiş ise de davanın 6183 sayılı Kanunun 79.maddesine göre açılmış menfi tespit davası olduğu, İİK'nın 72.maddesine göre açılmış bir dava olmadığı, 79.maddede davacı lehine tazminata hükmedileceğine dair bir hüküm bulunmadığı anlaşılmakla davacının tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Yargılama giderleri açısından ise; benzer bir davayla ilgili Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2017/5628 Esas - 2019/11334 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi eldeki dava 6183 sayılı Yasa'nın 79. maddesi hükmüne göre açılmış olup, davacı haciz bildirisine süresinde itiraz etmeyip süresi geçtikten sonra itiraz ederek davanın açılmasına kendisi sebebiyet verdiğinden yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve davacı lehine vekalet ücretinin hüküm altına alınmaması gerektiğinden davacının yaptığı yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılarak ve lehine vekalet ücreti takdir edilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....