Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda iptali istenen tasarrufun değeri (borçlunun hissesi) 10.875 TL olup takip konusu alacak miktarından daha düşük olduğundan karar ilam harcının 10.875 TL üzerinden hesaplanması, ayrıca 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı Yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir”.hükmünü içerdiğinden, anılan yasal düzenleme gereğince davacı yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdir edilmesi, ayrıca takip konusu alacağa ödeme tarihine kadar geçikme cezası uygulanacağından dava konusu tasarrufun 30.576,15 TL alacak ve ferileriyle sınırlandırılması doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlıkların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir....

    Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre davanın 6183 sayılı Yasanın 26, 27 ve 29.maddelerde öngörülen süre içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı AATÜHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1- Dosya içeriğine kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı borçlu tarafından kardeşi ...'e yapılan 4.10.2000 tarihli tasarrufla ilgili olarak 6183 sayılı Yasanın 26.maddesinde öngörülen 5 yıllık hakdüşürücü süre içinde dava açılmamış bulunmasına göre, davacı vekilinin borçlu ile kardeşi ... arasındaki tasarruf yönünden yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle dava konusu 7 ada 6 parselde kayıtlı taşınmazlarıyla hükmün ONANMASINA, 2- Davacı vekilinin; borçlu tarafından yeğeni ...'...

      Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. 5510 sayılı Kanunun 88 ve 101.maddesinde, kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanunu'nun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların çözümlenmesinde kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olduğu hükme bağlanmıştır. Bu durumda uyuşmazlığa Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılamayacağından davanın görev yönünden reddi ile dosyanın görevli ve yetkili iş mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 23.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davaya konu satış işleminin 15/12/2009 tarihinde gerçekleştiği, dava konusu alacağın ise bu tarihten sonra doğduğu, bu itibarla davanın yasal şartları oluşmadığından davacının özel şartları taşımayan davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu davaların amacı amme borçlusunun bu Kanunun 27, 28, 29 ve 30.maddelerinde yazılı tasarruf ve muamelelerinin iptali ile alacaklının alacağının tahsilini sağlamaktır....

          Ancak dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir....

            Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olup, kamu alacağı veya kurum alacağı nedeniyle açılan tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için kamu alacağı borçlusuna tebliğ edilmiş olmasına karşın yasal süre içerisinde itiraz edilmemesi veya yaptığı itirazın vergi mahkemesince reddedilmesi üzerine kesinleşmiş ve ödenmemiş bir kurum veya kamu alacağının bulunmasının gerekmesine, somut olayda kamu alacağı borçlusu ...'...

              Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre, dava konusu tasarrufun iptali davasına dayanak yapılan 8.2.2005 tarihli ödeme emri iptal edildiği ve bu şekilde davanın görülebilirlik koşulu ortadan kalktığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir. Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasaya dayalı tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 15.02.2021 tarih, 2019/5358 Esas ve 2021/1317 Karar sayılı bozma ilamında; "bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer ile davalı 3. kişi tarafından ödendiği ispat edilen değer arasında bedel farkı bulunmadığı anlaşıldığından mahkemenin bu yöndeki gerekçesine katılma imkanının bulunmadığı, ayrıca mahkemece dava konusu bu satışlardan sonra davalı borçlu ...’in, davalı 3. kişi ...'...

                  Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kanununun 88/19. maddesinde “Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir.” denilmiştir. Somut olayda daha önce iş mahkemesi sıfatıyla verilen karar Yargıtay .....Hukuk Dairesinin 07.02.2013 tarih 2011/13883- 2012/1388 sayılı ilamı ile görev yönünden bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulmuş ve dava dosyası Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Ancak, görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, kamu düzeni ile ilgili hususlarda usule ilişkin kazanılmış hak oluşmaz (HGK.nun 29.3.1995 tarih 14/855-242 sayılı kararı)....

                    Dava, 6183 sayılı Yasa'nın 24 devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1.Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı vekili ile davalı ... vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2. 6183 sayılı Yasa'nın 24. ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davalarında da borçlu hakkındaki takibin kesinleşmiş olması ve tasarrufun borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olması gerekir. Somut olayda, davalı borçlu şirket hakkında yapılan takibin dayanağı Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Tüketici ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğünce verilen 10.08.2010 tarihli idare para cezasına dayanmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu