Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/07/2018 tarih ve 2016/400 esas, 2018/405 karar sayılı kararının, HMK'nın 353/1-b-3 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve yeniden hüküm tesisine karar verilmiş, anılan karar aynı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1.HMK'nin 33. maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulüne karar verilmiş, hükmüne uyulan Dairemizin 20.02.2017 gün 2014/17054 E- 2017/ 1677 K sayılı ilamı gereği yapılan yargılama aşamasında borcun tamamen ödendiği görülmekle, konusu kalmayan dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına, ancak borcun yargılama aşamasında ödenip, davalının dava açılmasına neden olduğu göz önünde tutularak, davacının yaptığı yargılama giderinin ve karşı yan vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1086 Sayılı HUMK'nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK'nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davasıdır. İncelenmesine ihtiyaç duyulan; dava konusu “... ilçesi, ... Mah. 10 pafta, 24 ada, 26 parselde kayıtlı 3. normal kat 2/16 arsa paylı dairenin” kaydında yer alan ... ipoteğinin devam edip etmediği, etmiyor ise ipotek borcunun kim tarafından ne zaman ödendiği ilgili merciinden (ilgili ... Şubesinden) talep edilerek verilecek cevabın dosya arasına alındıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi istenilmişse de, dosyaya tapu resmi senetlerinin ibraz edildiği, ipotek akıbeti ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmadığı bu sebeple de geri çevirmenin gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmştır. Bu itibarla, geri çevrilen dosyayla ilgili işlemlerin titizlikle yapılması, talep edilen bilgi ve belgelerin ilgili merciinden (......

        Davalılar vekili, müvekkilleri arasında yakınlık bulunmadığını, satışların gerçek olduğunu, dava konusu vergi borçlarının iptali için Samsun vergi mahkemesine açılan davalarının sonucunun beklenmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller gereğince davanın vazgeçme nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Kamu Alacakları Tahsil Usulü Kanunu'nun 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Kamu alacağı veya kurum alacağı nedeniyle açılan tasarruf iptal davasının dinlenebilmesi için kesinleşmiş ve ödenmemiş bir kurum veya kamu alacağının bulunması gerekir. Kamu alacağı borçlusuna tebliğ edilmiş olmasına karşın yasal süre içerisinde itiraz edilmemesi veya yaptığı itirazın vergi mahkemesince reddedilmesi üzerine kesinleşir. kamu ve kurum alacağının kesinleşmesi dava koşuludur....

          Dava, 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için takip konusu borcun iptali istenen tasarruftan önce doğmuş olması gereklidir. Somut olayda takip konusu vergi borcu 2002 yılı 5 ve 7 dönem gelir versiyi ile 2003 yılı 5. dönem KDV'ye ilişkin olup 29.3.2002 tarihli tasarruftan sonra doğmuştur. O halde davanın takip konusu borcun iptali istenen tasarruftan sonra doğduğu dolayısıyla dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle reddi gerekirken vasıflandırmanın Borçlar Kanunun 18. maddesine dayandırılması doğru değil ise de sonuç itibariyle davanın reddi kararı yerinde görüldüğünden davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/j maddesi uyarınca Hazineden harç alınmamasına 2.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve bozma ilamına uygun olarak karar verilmiş bulunmasına göre davacı idare vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı Yasa'nın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince taraflar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK'nin geçiçi 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....

              Aş aleyhine borçlu lehine olan çeklerin mal kaçırma amacı ile temlik edildiği gerekçesi ile 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayılı olarak tasarrufun iptali davası açmıştır. Mahkemece her iki dava arasında irtibat bulunduğundan bahisle birleştirilerek, yapılan yargılama sonunda menfi tesbit davasının kabulüne ve davacı ... Ltd. Şti ve ...’ın borcu olmadığının tesbitine, tasarrufun iptali davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı ... ve davacı Vergi İdaresi vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 2010/10174 2011/7391 HMUK’nun 46.maddesine göre mahkeme yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için, birlikte açılmış veya sonradan birleştirilmiş davaların ayrılmasına davanın her safhasında istek üzerine veya kendiliğinden karar verebilir....

                nun da dava dışı Hasan Hüseyin'e sattığı ve devrettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, borçlu ...'ın dava konusu taşınmazları kızı ...'ya sattığı, ...'nun da dava dışı Hasan Hüseyin'e sattığı ve taşınmazların keşif tarihinde 62.631,00 TL değerinde olduğundan bu miktar üzerinden davacıya cebri icra yetkisi tanınması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Yasada öngörülen iptal koşullarının oluşması halinde, borçlular hakkında yapılmış ve kesinleşmiş icra takibinin bulunması şartıyla 3. kişi yararına yapılan tasarruf tarihine kadar doğmuş olan vergi borcunun ulaştığı miktar ve ferileri ile sınırlı olarak iptale karar verilmesi gerekir....

                  Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddesinden kaynaklanan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Bu tür davaların görülebilmesi için borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre bir takip yapılmış ve kesinleşmiş olması gerekir ancak aciz belgesine gerek olmayıp borçlunun borcunu ödeyememe durumunun gerçekleşmiş olması yeterlidir. Öte yandan 6183 sayılı Yasa’nın 28/2 maddesine göre kendi verdiği malın akdin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler bağış niteliğinde olup iptali gerekmektedir. Yine aynı Yasanın 30. maddesine göre de kamu alacaklarının bir kısmını veya tamamının tahsiline olanak bırakmamak amacı ile borçlu tarafından bir taraflı tasarruflar ile borçlunun maksadını bilen veya bilmesi gereken kimseler ile yaptığı tasarrufların tarihleri ne olursa olsun geçersiz olacağı hüküm altına alınmıştır....

                    nın prim alacağının tahsilini sağlamaya yönelik olarak 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 5510 sayılı Yasa'nın 88. maddesinin 16. fıkrasında ''Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacak- larının tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil ve Usulü Hakkındaki Kanunun 51., 102, ve 106, maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır.." aynı maddenin 19.fıkrasında da "Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil ve Usulü Hakkındaki Kanunun uygu- lanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı birimin bulunduğu yer İş Mahkemesi yetkilidir." de- nilmektedir. (506 sayılı Yasa'nın 80/7) Anılan Yasa'nın 101. maddesinde de aynı yönde bir düzenleme ile "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde,bu Kanun hükümlerinin uygulamasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür." hükmü yer almaktadır. (506 sayılı Yasa'nın 134. maddesi)...

                      UYAP Entegrasyonu