Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın 6183 sayılı Kanunun 79.maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkin olmasına göre, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 17.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 10.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın, 6183 sayılı Yasadan kaynaklanan anılan Kanunun 79.maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkin bulunmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 17.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 27.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlık, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsiline ilişkin Kanunun 79. maddesi uyarınca açılan menfi tespit istemine ilişkin olup, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 17. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 08.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Bu kapsamda, mahkemece davacının taşınmazına konulan haczin kaldırılmasına dair mahkeme hükmü yerinde ise de, davalı kurumca taşınmaza haciz konulması ve davacı tarafından bir kısım ödeme yapılması sonrasında çıkan davaya konu uyuşmazlık nedeniyle ile davacının açmakta hukuki yararı olduğu anlaşılan menfi tespit istemi bakımından davacının kurucu ortak olarak şirket müdürü ve münferit imza ile temsilci olduğu anlaşılan, 03.03.2003-11.07.2005 tarihleri arasında 506 sayılı Yasanın 80’inci ve şartlarının varlığı halinde hissesi oranında 6183 sayılı Yasanın 35’inci maddesi gereğince sorumlu tutulabileceği hususunun dikkate alınmaması ile menfi tespit istemi bakımından da davacının sorumlu olmadığının tespitine dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

          Dolayısıyla 6183 sayılı Kanunun 15. maddesinin açık hükmü karşısında ihtiyati hacze yönelik itiraz davalarında sadece aynı kanunun 13. maddesinde 7 bent halinde gösterilen ihtiyati haciz sebeplerinin gerçekleşmediği yönünde itirazda bulunulabilir buna karşılık kamu alacağının özüne ilişkin itirazlar ve bu kapsamda kamu borcunun zamanaşımına uğradığına yönelik itiraz ve uyuşmazlıklar bu tür davalarda dikkate alınamaz. Aksinin kabulü kamu alacağının teminat altına alınması ve kamu borçlusunun mal kaçırmasının önlenmesi amacına yönelik hükümler içeren 6183 sayılı kanunun 13. ve 15. maddelerinin açık düzenlemesine aykırılık teşkil eder....

            Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....

              HMK'nın geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına gerekmiştir....

                Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “…Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

                  Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanun'da, İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanun'un 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır....

                    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 79. maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkin olup, uyuşmazlık; ihtiyati tedbir kararında teminatla takip işlemlerinin durdurulması kararına yapılan itiraz üzerine verilen red kararının yerinde olup olmadığı noktasındadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun’un 79/4. maddesi; '... Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu Kanunun 10 uncu maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir. Teminat, alacaklı tahsil dairesine verilir ve haciz varakasına dayanılarak haczedilir.....” hükmünü içermektedir. Dosya kapsamından davacının dava dışı vergi borçlusu T1 .... Şirketine olan borcunu ödediğine dair belgeler (ticari defter, cari hesap kayıtları) sunulduğu, her ne kadar borcun bulunup bulunmadığı yargılama sonunda bilirkişi raporu ile belirlenecek ise de yaklaşık ispat şartının bulunduğu anlaşılmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu