SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) [ Madde 80 ] 506 S. SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) [ Madde 87 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 125 ] 1136 S. AVUKATLIK KANUNU [ Madde 168 ] 6183 S. AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN [ Madde 58 ] 6183 S. AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN [ Madde 102 ] 6183 S. AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN [ Madde 103 ] 6183 S....
O halde; davaya konu alacağın 6183 Sayılı Kanun'un (1) maddesinde sayılan amme alacaklarından olması, amme alacaklarının tahsili ve yapılacak takiplerde 6183 Sayılı Kanun Hükümlerinin uygulanacağının aynı kanunda açıkça belirtilmesi karşısında, uyuşmazlığın 6183 Sayılı Kanun hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiği genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümlenmesinin doğru olmadığı düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşlerine katılmıyorum. 02/04/2012...
'Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur." fıkraları eklenmiştir. Yine 5766 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde, "Bu Kanunla 6183 sayılı Kanunda yapılan değişiklikler ve eklenen hükümler, hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla tahsil edilmemiş bulunan amme alacakları hakkında da uygulanır" hükmü ile, belirtilen değişiklikler ve getirilen yeni hükümlerin, yürürlük tarihinden sonra doğacak amme alacakları için uygulanacağı gibi kanunun yürürlülük tarihinden önce doğmuş olup, halen ödenmemiş amme alacakları için de uygulanacağı sonucu ortaya çıkmaktadır....
Tahakkuk eden vergi vadesinde ödenmediği takdirde mükellef yönünden amme borcu, idare yönünden ise amme alacağı niteliği kazanmakta, böylece 6183 sayılı Kanun'a göre takip edilebilmektedir. 6183 sayılı Kanun'un 3. maddesinde, amme alacağı teriminin Kanun'un 1. ve 2. maddeleri kapsamına giren alacakları ifade ettiği belirtilmiş, fakat terim açıkça tanımlanmamıştır. Ancak, idarece 6183 sayılı Kanun uygulanarak cebren tahsil edilebilecek veya cebren tahsile başlangıç olarak limited şirket ortaklarından Kanun'un 55. maddesine göre ödeme emri ile takip edilebilecek amme alacakları, tahakkuk ettiği halde vadesinde ödenmemiş, 6183 sayılı Kanun kapsamına giren alacaklardır. Bu nedenle, 6183 sayılı Kanun'un 35. maddesinde limited şirket ortaklarının sorumlu olduğu kabul edilen amme alacaklarının, tahakkuk ettiği halde şirket tarafından vadesinde ödenmemiş alacaklar olduğu anlaşılmaktadır....
'Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulur." fıkraları eklenmiştir. Yine 5766 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde, "Bu Kanunla 6183 sayılı Kanunda yapılan değişiklikler ve eklenen hükümler, hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla tahsil edilmemiş bulunan amme alacakları hakkında da uygulanır" hükmü ile, belirtilen değişiklikler ve getirilen yeni hükümlerin, yürürlük tarihinden sonra doğacak amme alacakları için uygulanacağı gibi kanunun yürürlülük tarihinden önce doğmuş olup, halen ödenmemiş amme alacakları için de uygulanacağı sonucu ortaya çıkmaktadır....
Öte yandan; 2976 sayılı Dış Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un Bakanlar Kurulu'na verdiği yetki kapsamında ithalat rejimi kararından kaynaklanması nedeniyle kamu alacağı niteliğinde sayılan ve 6183 sayılı Kanun'a göre tahsili gereken kaynak kullanımını destekleme fonu, vergi, resim harç ve benzeri mali yükümlülük niteliği taşımamaktadır. Bu nedenle, kaynak kullanımını destekleme fonunun tahakkuku aşamasında, 213 sayılı Kanun'un hükümlerini uygulama olanağı bulunmamaktadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un 37. maddesinde; "Amme Alacakları hususi kanunlarında belli edilen zamanlarda ödenir. Hususi Kanunlarında ödeme zamanı tesbit edilmemiş amme alacakları Maliye Vekaletince belirtilecek usule göre yapılacak tebliğden itibaren bir ay içinde ödenir....
Ayrıca, 5766 sayılı Kanunun 1. maddesiyle 6183 sayılı Kanunun 3. maddesine eklenen;"Tahsil edilemeyen amme alacağı terimi: “Amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen, satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını,”; Tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı terimi: “Amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını,”ifade eder, olarak açıklanmıştır. 5766 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi de; “ Bu Kanunla 6183 sayılı Kanunda...
Davanın yasal dayanağını, limited şirket niteliğindeki tüzel kişi işverenlerin üst düzey yönetici ve yetkilileri ile ortaklarının kamu alacaklarından sorumluluğunu düzenleyen ve 5510 sayılı Kanunun geçici 7’inci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan ve uyuşmazlığa konu dönemde yürürlükte bulunan 6183 sayılı Kanunun 35 ve Mükerrer 35’inci maddeleridir. 6183 sayılı Kanun’un Mükerrer 35’inci maddesine göre; amme alacakları ve bu bağlamda davalı Kurumun işveren tüzel kişilerden prim ve diğer alacaklarının, tüzel kişinin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde kanuni temsilciler mal varlıklarıyla sorumludurlar. 6183 sayılı Kanunun 35. maddesinde ise; limited şirket ortaklarının kamu alacaklarından sorumluluğu düzenlenmiş, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen ya da tahsil edilemeyeceği anlaşılması koşuluyla şirket ortaklarının sermaye hisseleri oranında sorumlu olacağı öngörülmüştür....
nin prim borçlarından dolayı 6183 sayılı Kanun uyarınca takip yapıldığı, takip dosyalarından anılan şirketten tahsil imkanı kalmayınca işbu davaya konu, 18.7.2011 gün, 14.719.458 sayılı 2007/ 11193 ve 2009/ 11527 sayılı takip dosyalarından gönderilen ödeme emrinin davacıya tebliği üzerine süresinde davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Öncelikle, davacının, adı geçen şirkette 26.6.1995’de başladığı anlaşılan ortaklığına dair hisselerini, 10.4.2008 tarihinde devir sözleşmesi ile noterlikde devrettiği belirgindir. Ancak davacının sorumluluğuna dair yapılan araştırma ve irdeleme yetersizdir. Amme alacakların tahsilinde kanuni temsilcinin sorumluluğuna ilişkin 6183 sayılı Kanun’un 35. maddesindeki düzenlenme genel bir düzenleme olup, prim alacaklarına ilişkin olarak 506 sayılı Kanunun 80. maddesi ile özel nitelikte yasal bir düzenleme getirilmiştir....
Maddesinde "Devlete, vilayet hususi idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer'i amme alacakları ve aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile; bunların takip masrafları hakkında bu kanun hükümleri tatbik olunur. Türk Ceza Kanununun para cezalarının tahsil şekli ve hapse tahvili hakkındaki hükümleri mahfuzdur." hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu madde ile kanunun kapsamına giren alacaklar belirlenmiş olup, idarelerin akitten, haksız fiilden ve haksız iktisaptan doğan alacakları kapsam dışında bırakılmıştır. 506 sayılı Kanun 80. maddede (5510 SK m.88) Kurumun, süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacakların Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir....