DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6183 sayılı yasanın 79/3 maddesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davalı kurum tarafından, dava dışı Akyılmaz Petrol Gıda İnşaat Hayvancılık İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin vergi borcu nedeniyle davacıya haciz bildirisi gönderildiği, 6183 sayılı yasanın 79/3 maddesi uyarınca davacının haciz bildirisine karşı 7 gün içinde tahsil dairesine yazılı şekilde itiraz edebilecekken bu süre içerisinde bir itirazda bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının haciz bildirisine süresinde itiraz etmemesi nedeniyle her ne kadar mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ise de, davacı, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açabilir ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibariyle amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat edebelir (aynı yasanın 79/4 maddesi)....
Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623 Esas, 2007/717 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir....
nun 79.maddesi gereğince açılmış menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı İdare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Eldeki dava 6183 sayılı Yasa'nın 79. maddesi hükmüne göre açılmış olup, davacı haciz bildirisine süresinde itiraz etmemiş olup davanın açılmasına kendisi sebebiyet verdiğinden yargılama giderlerinin üzerinde bırakılması ve davacı lehine vekalet ücretinin hüküm altına alınmaması gerekir. Davalı aleyhine yargılama masrafları ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden 6100 sayılı HMK'nin geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER: Dava, menfi tespit ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Dairemizce istinaf incelemesi, HMK'nın 355 ve 357. maddeleri gereğince istinaf sebepleri ile bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılmıştır. Somut olayda davalı Kurumun, prim borçluları Kadir Yıldız ve Cengiz Yıldız'ın davacıda alacağı olduğu iddiasıyla davacıya haciz ihbarnamesi gönderdiği, davacının 6183 sayılı Yasanın 79. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 7 gün içinde itiraz etmediği, süre geçtikten sonra iş bu menfi tespit ve istirdat davasını açmış bulunduğu tartışmasızdır. Bilindiği gibi haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren üçüncü kişi 7 günlük itiraz süresini geçirmişse "borcun zimmetinde malın elinde sayılacağı", sözü edilen Yasanın 79. maddesinin ikinci fıkrasının açık hükümlerindendir. Bu kural yasal bir karine olup aksinin aynı güç ve nitelikteki delillerle kanıtlanması gerekir....
Üçüncü şahsın süresinde itiraz etmemesi halinde, mal elinde ve borç zimmetinde sayılır ve hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur. 6183 sayılı Yasa'nın 79. maddesinin 4. fıkrasına göre herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. 6183 sayılı Kanun'un 79. maddesinin 4. fıkrasında menfi tespit davasında genel mahkemelerin görevli olduğu ifade edilmiş ise de haciz bildirisine konu Kurum alacağı "prime" ilişkin olup Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde uygulanmakta olan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun-uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir....
Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 79/4 maddesine dayalı olarak açılan menfi tesbit davasına ilişkindir. 6183 sayılı Yasanın 79/III. maddesi uyarınca alacaklı kamu idaresi tarafından kendisine haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü kişi, aynı bentte gösterilen nedenlere dayanarak haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak itiraz edebilir. 6183 sayılı Yasa’nın 79/4 maddesin de ise "herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır."...
Dava 6183 Sayılı Yasanın 79.maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. 5510 Yasanın 88.maddesi uyarınca kurum alacaklarının tahsilinde 6183 Sayılı Yasanın uygulanması gerektiği,aynı yasanın 101.maddesinde de bu kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesi yetkili olduğu düzenlenmiştir. Somut olayda, davalı SGK tarafından dava dışı borçlunun prim borcu nedeniyle davacı idareye gönderilen haciz ihbarnamesine davacı tarafından yasal süre içerisinde cevap verilmemesi nedeniyle davacı tarafından 6183 Sayılı Yasanın 79 maddesi gereğince davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup uyuşmazlığa Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bakılmıştır. Oysa görev hususu res'en dikkate alınarak yukarıdaki yasal düzenleme gereğince davaya iş mahkemesinde bakılmak üzere dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, 6183 sayılı Yasanın 79. maddesine göre gönderilen haciz bildirimi nedeniyle borçlu olmadığının tesbitiyle, icra takibinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacı şirketin, davalı Kurum tarafından 6183 sayılı Yasanın 79. maddesine göre gönderilen haciz bildirimi nedeni ile ilgili borçluların borcundan dolayı Kuruma borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, derdestlik itirazının kabulü ile davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir....
Şti'nden herhangi bir alacağı bulunmadığından haciz ihbarnamesi gereğince davalı kuruma borçlu olmadığının tespiti ile 24.548,83 TL'nin dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı (Maliye Bakanlığı) kurumdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı Maliye Bakanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 79.maddesi gereğince açılmış menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı İdare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Eldeki dava 6183 sayılı Yasa'nın 79. maddesi hükmüne göre açılmış olup davacı haciz bildirisine süresinde itiraz etmemiş olup davanın açılmasına kendisi sebebiyet verdiğinden yargılama giderleri üzerinde bırakılması gerekir....
Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanunun 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623 Esas, 2007/717 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir....