Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesi’nin 13/11/2019 tarih, 2017/1084 Esas ve 2019/10593 Karar sayılı bozma ilamında; "somut olayda, 6183 sayılı yasa 35. maddesi hükmüne göre limited şirket ortağı olan ...'ın tasarruf ve devir tarihine kadar doğan ve şirketten tahsil edilemeyen kamu alacaklarından “hissesi oranında” sorumluluğu bulunduğu, buna göre işin esasına girilmesi gerektiği halde, mahkemece hiçbir sorumluluğu bulunmadığı yönünde verilen kararın isabetli olmadığı" belirtilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasa'ya dayalı tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R- Davacı vekili, davalı kamu borçlusu ... hakkında 6183 sayılı yasa gereğince takip yapıldığını, alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla dava konusu taşınmazını 19.04.2013 tarihinde davalı ...'...

      İş Mahkemesi ise, 6183 sayılı Kanunun 24.maddesinde bu tür davalara genel mahkemelerde bakılacağının düzenlendiği belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 5510 sayılı Yasanın 88/19. maddesinde “Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir “ hükmü getirilmiştir. Somut olayda, dava davalı ...Ş.nin prim borçlarının ödenmemiş olması sebebiyle 6183 sayılı Kanun uyarınca başlatılan takipte alacağın tahsil edilememesi sebebiyle borçlunun yapmış olduğu satış işlemine ilişkin açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

        Mahkemece, 6183 sayılı yasaya göre yapılan takipte borçlunun vergi borcunun tahsiline engel olmak için annesine yaptığı tasarrufun anılan yasanın 28/1 maddesi gereğince bağış niteliğinde olup iptali gerektiğinden bahisle davanın kabulüne vergi borcu nisbetinde haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve tapunun iptaline karar verilmediği gerekçesi ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Dosyadaki bilgi ve belgelerden, Kurumca prim borçlarını ödemeyen davalı ... aleyhine icra takibine geçildiği, anılan davalıya ait taşınmazın diğer davalıya satıldığının anlaşılması üzerine satışın iptali için, takip borçlusu ... ile taşınmazı devralan ... aleyhine iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Muvazaalı tasarrufun iptali davası için, 6183 sayılı Kanun'un 24. maddesine göre, genel mahkemelerde dava açılması gerekmekte ise de; 17. Hukuk Dairesinin 02.04.2012 tarih ve 2011/11080 Esas, 2012/3978 Karar sayılı ilamıyla, Kocaeli 2....

            Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve davalı borçlunun açtığı idari yargıdaki davaların red edilerek kesinleşmiş bulunmasına göre davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168. maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35. maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmünü içermekte olup, davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin de maktu hesaplanması gerekirken nispi hesaplanması hatalıdır. Ne varki, yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir....

              dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

                Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davanın 6183 Sayılı AATUHK'nun 26.maddesinde öngörülen hak düşürücü süre içerisinde açılmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Gerek AAÜT'nin 7/2.maddesi gerekse 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince kendisini vekille temsil ettiren davalı borçlu ... yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden...

                  un kardeş olduklarından 6183 sayılı Yasa'nın 30.maddesine göre aralarındaki tasarrufun bağış niteliğinde olduğu ve iptali gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.Dava 6183 sayılı Yasa'nın 24. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalılar ...ve ...'in aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava konusu taşınmazın devir edildiği 11.01.2013 tarihindeki davalı ...'...

                    Davalı ... vekili; iptali istenen satış vaadi sözleşmesinin 26.10.1995 yılında tapuya şerh edildiğinden ayni hakka dönüştüğünü ve bu konuda kesin hüküm bulunduğunu davanın 6183 sayılı Yasanın 26. maddesi gereğince beş yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre iptali istenen tasarrufun 24.10.1995 yılında yapıldığı ve tapuya şerh verildiği davanın ise tasarruf tarihinden itibaren beş yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı tescil kararına ilişkin mahkeme hükmünün tasarruf tarihi olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların 6183 sayılı Yasanın 25. maddesine göre aralarında mecburi dava arkadaşlığı olan borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişiler aleyhine açılması gerekir....

                      UYAP Entegrasyonu