Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, 6183 Sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz, borçlu tarafından 01.03.2005 tarihinde davalı ..'dan satın alınmış ve aynı gün ..Bankası tarafından 200.000,00 TL kredi için taşınmaz üzerine ipotek konulmuştur. Aynı taşınmaz borcun doğumundan sonra 22.12.2005 tarihinde borçlu tarafından yine ipotekli olarak 22.000,00 TL'ye davalı Süleyman'a satılmıştır. Bu olgularla davalı ..'ın borçluyu tanıdığı ve mali durumu hakkında bilgi sahibi olduğu, davalıların ifadelerinde de kabul edildiği üzere teyid edilmiştir. Bu durumda, mahkemece 6183 Sayılı Yasanın 30.maddesine göre tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle davanın reddie karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı İdare vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamında özetle; dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu, Anılan yasanın 26.maddesinde İİK 284. maddesine paralel biçimde kamu alacağından dolayı açılan tasarrufun iptali davasının tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren beş yıl içinde açılması gerektiğinin öngörüldüğü, dava açma süresi hakdüşürücü süre niteliğinde olduğundan mahkemece davanın süresinde açılıp açılmadığının res'en incelenmesi gerektiği, somut olayda dava dışı borçlu ile davalı ... arasındaki tasarruf 7.5.1998 tarihinde,davalı ... ile dava dışı 4.kişi arasındaki tasarrufun ise 27.6.2000 tarihinde...

      Mahkemece, davanın 6183 sayılı Yasanın 24.maddesinden kaynaklanan tasarrufun iptali davası olduğu, davanın genel mahkemelerde umumi hükümlere göre bakılması gerektiğinden olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddine verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 19.12.2005 gün ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu'nun 140.maddesi gereğince davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına 01.12.2015 günü oybirliğiyle karar verilmiştir....

        iptali istemine ilişkindir. 136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdir edilmesi doğru değil bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın 370/2 md....

          Görülmekte olan dava 6183 sayılı yasanın 30 ve TBK'nun 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Gerek 6183 sayılı yasada düzenlenen tasarrufun iptali davaları, gerekse TBK'nun 19. maddesine dayanılarak açılmış iptal davaları, tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki bir dava türü olup, davanın başarıya ulaşması halinde, davalılar arasındaki işlemin/işlemlerin davacı bakımından geçersiz olduğunun tespiti ile kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 283/1 madde hükmü uyarınca devre konu taşınmazın haciz ve satışını isteme yetkisinin davacıya tanınması söz konusu olacaktır. Zaten davacının talebi de buna yöneliktir....

          Maddelerinde yazılı tasarruf ve muamelelerinin iptali için umumi mahkemelerde dava açılır ve bu davalara diğer işlere takdimen umumi hükümlere göre bakılır.” Hükmünü içermekte olup, davanın genel mahkemede görülmesi gerekir.” Açmış oldukları davanın 6183 sayılı yasanın yukarıda belirtilen maddelerine dayanılarak açıldığını ve görevli Mahkemenin genel Mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, Prim alacağının borcun sebebi olduğu sadece ve Kurumun borcun tahsili için yaptığı işlem 6183 sayılı Yasa hükümlerine göre yapıldığını, 6183 sayılı yasanın özel bir yasa olduğunu ve davanın dayanağı 6183 sayılı yasa olduğundan olaya 6183 sayılı yasanın 24....

          Dava, 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddesinden kaynaklanan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Bu tür davalarda davanın kabulü halinde, davacı kamu idaresinin iptal edilen tasarrufun meydana geldiği tarihteki kamu alacağının tespit edilerek bu miktar ile sınırlı olarak tasarrufun iptali gerekmektedir. Somut olayda; dava konusu gayrımenkulün davalı ...'den davalı ...'...

            Kabule göre de; mahkemece nisbi vekalet ücretine hükmedilmiştir. 6136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdir edilmesi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/949 Esas 2020/7995 Karar sayılı,Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/4027 Esas 2020/7200 Karar sayılı ilamları") Yine davanın 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davası olmasına rağmen gerekçede davanın İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali olarak nitelendirilmesi doğru görülmemiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/3416 E 2019/12152 K.Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/17064 E. 2018/4274 K. Yargıtay 17....

            Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına 2.1.2004 tasarruf tarihi ile 16.1.2013 dava tarihi arasında 6183 Sayılı AATUHT'nun 26.maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davanın önşart yokluğundan reddedilmesi nedeniyle kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına AAÜT'nin 7/2 maddesi gereğince maktu vekalet ücreti; ayrıca 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmünü içerdiğinden anılan yasal düzenleme gereğince davalı yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet...

              Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir”hükmü gereğince taraflar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu