Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır…” şeklinde değiştirilmiş olup anılan değişiklikle birlikte, herhangi bir nedenle 7 günlük itiraz süresini geçirmiş olan üçüncü şahısların, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde menfi tespit davası açabilme imkanını getirdiği gibi, yine aynı yasanın 6.maddesi ile 6183 sayılı Yasaya eklenen geçici 9.maddesiyle de, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, 6183 sayılı Yasanın 79 uncu maddesine göre tebliğ edilen haciz bildirisine süresinde itiraz etmemiş olan ancak haciz bildirisinin tebliğinden itibaren 79'uncu maddede düzenlenen bir yıllık dava açma süresi geçmemiş bulunan üçüncü şahıslarca, kalan süre içinde menfi tespit davası açabilme imkanını...

    Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın davayı yasal süre geçtikten sonra açmış olduğunu, 6183 sayılı kanunun 58. Maddesi uyarınca açılacak itiraz davasının bir menfi tespit davası niteliğinde olduğunu, ne var ki kamu alacağına ilişkin takibin kesinleştikten sonra yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemekte olduğunu, tahsil edilmesi istenen alacak kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalmasının önlenerek hızla tahsili sağlanmak istendiğini, 6183 sayılı kanunda icra ve iflas kanunun 72. Maddesine koşut bir hükmün bulunmamış olması karşısında yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusunun aynı konuda menfi tespit istirdat davası açamayacağını, aynı zamanda davanın esastan da reddi gerektiğini, 6183 Sayılı Yasanın 58....

      G E R E K Ç E: Uyuşmazlık, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun'un 79. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasında,tedbiren hacizlerin kaldırılmasına yönelik geçici hukuki koruma tedbirinin reddinden kaynaklanmaktadır....

      Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 79.maddesi gereğince açılmış menfi tesbit istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı ... idaresi vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir” hükmü gereğince taraflar yararına maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nispi vekalet ücreti takdiri doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK'nin geçiçi 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK'nin 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....

        Karara karşı davalı vekili; davacının haciz bildirisine 20.09.2019 tarihinde 255872 kayıt sayılı yazı ile süresinden sonra cevap verdiğini, yasal süresi içerisinde itiraz etmediğinden borç zimmetinde kesinleştiğini, yasa gereği 06.08.2019 tarih ve 47068 sayılı servis notuna istinaden 2019080701Tf30000005 sayılı tahakkuk fişi ile davacı adına 80.883,00 TL tahakkuk ettirildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6183 sayılı yasanın 79.maddesince açılan menfi tespit davasıdır. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş olup karar davacı vekili tarafından yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden, davalı vekili tarafından ise davacının süresinde itiraz etmediği için borç zimmetinde sayılması gerektiği ileri sürülerek istinaf edilmiştir. Davacı vekilinin istinaf talebi yönünden yapılan incelemede: Dava konusu uyuşmazlıkta 27/06/2019 tarihli haciz ihbarnamesine bağlı olarak menfi tespit davası açılmıştır....

        Dava, haczin iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

          Somut dosyada bozma gereği yerine getirilmeden hüküm kurulmuş olduğundan, hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır. 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde 3917 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik uyarınca, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir....

            Davanın Yasal dayanağı, 6183 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile mülga 506 sayılı Kanun'un 80. maddesi..” olduğu ve “..Mahkemesince yapılacak iş, davacının dava konusu borçtan sorumluluğunun tespiti için davacının temsil ve ilzama yetkili kişi olarak atandığı tarih olan 14.05.2005 tarihinden öncesi için, 6183 sayılı Kanunun 35. maddesi kapsamında, sonrası için 506 sayılı kanunun 80. maddesi kapsamında sorumluluk şartlarının varlığı araştırılarak dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre karar vermekten ibarettir...” gerekçesi ile bozulduğu, Mahkemece bozmaya uyularak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabul kısmen reddi ile kabul edilen sorumluluk kadar icra takibinin devamına karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisine alınan 30.12.2002 tarihli ticaret sicil gazetesine göre davacı borçlu dava dışı ... Yapı San. Tur. Tic. Ltd....

              Çelik Yapı Enerji A.Ş'nin kamu borçları nedeniyle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 79. maddesi uyarınca, davacı şirket adına düzenlenen ... tarih ve ... sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı; 6183 sayılı Kanunun 79. maddesiyle, yedi günlük sürede alacaklı tahsil dairesine itirazda bulunmayan üçüncü şahıslara, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla borçlu olmadığını veya malı elinde bulundurmadığını ispat etmek imkanı tanındığı, davacı şirket tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:... esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığı, davacının ... Çelik Yapı Enerji A.Ş.'...

                UYAP Entegrasyonu