Miras bırakan tarafından davalıya devredilen araç bakımından dava konusu menkul mal niteliğinde olup, muris muvazaasıyla ilgili 01/04/1974 günlü ve 1/2 sayılı İçtihadi Birleştirme Kararının tapulu taşınmazların satışıyla ilgili ve konusuyla sınırlı olması nedeniyle uyuşmazlık konusu olayda uygulama yeri yoktur. Kararın gerekçesi bu yönüyle doğru olmamıştır. Muvazaalı işlemin bağlayıcı bir hukuki sonuç doğurmayacağının dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Kanun’un 18. ve 6098 sayılı Kanun’un 19. maddesinde genel bir ilke olarak düzenleme altına alınmış olması karşısında dosya içeriği ve toplanan delillerden, muvazaanın varlığı doğru bir şekilde tespit edilmiştir. Murisin gerçek iradesinin bağış olması nedeniyle satış işleminin muvazaalı olduğuna karar verilmesi yönündeki mahkeme kararı, sonucu itibariyle doğrudur....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, TBK'nın 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 19. maddesi. 3. Değerlendirme 1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Somut olayda, davalı T6 ve T3 arasındaki satım ilişkisinin muvazaalı olduğu gerçek bir satım olmadığı sabit olmakla birlikte taşınmazı sonradan satın alan dördüncü kişilerin kötü niyetli olduğu iddia ve ispat edilmiş değildir. İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak bu davaların bedele dönüşmesi söz konusu değildir. BK'nun 19.maddesine göre muvazaa hukuksal nedenine dayalı davalarda işlemin iptali için sadece üçüncü kişinin değil aynı zamanda dördüncü kişi var ise ona yapılan işlemin de muvazaalı olduğunun ispatlanması gerekmektedir. Dördüncü kişi yönünden düşük bedel ile alım tek başına muvazaanın göstergesi olmayıp, dördüncü şahsın borçlu ile birlikte muvazaalı hareket ettiğini gösteren somut delillerin sunulması gerekir. Yukarıda da belirtildiği gibi İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak bu davalar bedele dönüşmez.(Yargıtay 17. H.D.nin 2014/11329 E.2016/2882 K....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk derece mahkemesince, yapılıp bitirilen yargılama neticesinde; "....Dava, TBK 19. maddesine dayalı tasarrufun iptali davasıdır....
Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali davasına ilişkindir. 1-Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olması, İİK.'nın 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi değişik düşüncelerle BK'nın 18.(yeni 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür. Davacının bu seçimlik haklarından BK'nın 19. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği dava dilekçesinde sabittir. Davacının bu davayı açmaktaki asıl amacı, muvazaalı olduğunu iddia ettiği işlemin iptali ile borçludan olan alacağını tahsil etme imkanını elde etmesi, diğer bir ifade ile İİK'nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının temliki üzerinde haciz ve satışını isteyebilmesi hakkını elde etmesidir....
Mahkemece, borçlunun dava konusu taşınmazı boşanmadan sonra yakın arkadaşına ondan da annesine yapılan devrinin davacının açtığı katkı payı alacağı davasında ortaya çıkacak alacağın tahsilini imkansız kılmak için muvazaalı olarak yapıldığının anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. 1-BK'nun 19.maddesine göre dava açılabilmesi için davacının İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasından farklı olarak davacının kesinleşmiş bir alacağının varlığı ön koşul değildir. Ancak davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olması için davalıdan bir alacağının olması gereklidir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, davacı ile davalı ...'ın ... 1....
HUKUK DAİRESİ Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı davalı vekilinin istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin olarak verilen karar davalı ... mirasçıları tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakan annesi ...’nın 573 parsel sayılı taşınmazını oğlu olan davalıya ölünceye kadar bakma akdiyle temlik ettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir. Davalı, mirasbırakana ölünceye kadar baktığını, ayrıca babaları ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; 6098 sayılı TBK.' nun 19.maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 09.02.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 21.02.2018 günü ... Gazetede yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 17. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 17.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, tarafların mirasbırakanı babaları Ali’nin 09.01.2012 tarihinde ölümü ile geriye çocukları olan davacı, davalı ve dava dışı mirasçılarının kaldığı, mirasbırakanın 26 parsel sayılı taşınmazdaki 231/432 payını 20.08.1997 tarihli resmi akitle oğlu olan davalıya ölünceye kadar bakma akti ile temlik ettiği, daha sonra taksim işlemi ile 05.12.2003 tarihinde 1467 ada 84 parsel olarak davalı adına tescil edildiği, taşınmaz üzerinde 4 katlı yapı bulunduğu, davacının mirasbırakan tarafından davalıya yapılan temlikin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptal tescil veya tenkis istemiyle eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir (818 s. Borçlar Kanunu'nun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir....
in mirasçı olarak kaldıkları, mirasbırakanın dava konusu 109 ada 43 parsel sayılı taşınmazını 30.07.2015 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğlu ...'e devrettiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)). Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir....