WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilindiği üzere; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614). Diğer yandan; bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür....

    Ltd.Şti'nin iyi niyetli olmadığı, taraflar arasında davacıyı zarara uğratma amacıyla danışık olduğu ve Borçlar Kanunu 19.maddesindeki şartları gerçekleştiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve borcun 23.08.2002 tarihili iş kazasından doğun rücuen tazminat istemine ilişkin olup tasarrufun borcun doğmundan sonra yapılmış bulunmasına ve davanın davacı tarafından dava dilekçesinde BK'nun 19.maddesine göre açıldığının belirtilmesine ve mahkeme nitelmesinninde bu yönde yapılmış bulunmasına göre davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2....

      Dava BK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvaazalı işlemin iptaline ilişkindir. İster İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davalarında olsun isterse BK'nun 19.maddesine göre açılmış muvazaaalı işlemin iptali istemine ilişkin davalar olsun davanın görülebilmesi için iptali istenen işlemin borcun doğumundan sonra yapılmış olması gerekir Somut olayda, davacı ... alacağı 02.12.2010 tarihinden başlayan fatura bedelllerine ilişkin olduğu, tasarrufun ise bu tarihten önce 04.10.2010 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, davanın ön koşul yokluğundan reddine verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'a geri verilmesine 15/03/2016 gününde oybirliğiyle verildi....

        Aile Mahkemesi 2012/534 2013/155 k sayılı kararı ile sabit olduğunu, davacı tanıklarının da mal kaçırmak kastıyla davalının aracını kardeşinin üzerine yaptığını beyan ettiklerini, yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemenin kararının yerinde olmadığından İstinaf incelemesiyle yeniden incelenerek ortadan kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, BK’nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Davacı kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, TBK 19.( BK 18.) maddeye dayalı olarak bir dava açabilir....

        Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve gerek İİK'nun 277 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davası olsun gerekse BK'nun 19.maddesine dayalı muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olsun dava ön koşulu iptali istenilen işlemin borcun doğumundan sonra yapılmış olması gerektiği, somut olayda bu koşulun gerçekleşmediği gibi tasarrufun iptali davası için İİK'nun 280.madddesindeki 5 yıllık sürenin de geçmiş olduğu, BK'nun 19.maddesi için ise ön koşul olmadığı gibi davanın esasına girildiği ve davalıların muvazaalı işlem yaptıklarının ispatlanmamış bulunmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanunun uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 3,70 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 09/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Ticaret Mahkemesinin 2015/602 Esas sayılı dosyasından tazminat davası açıldığını, dava konusu 2073 parsel nolu taşınmazı mal kaçırma amacı ile 12.05.2015 tarihinde Davalı ...’e onun da 11.06.2015 tarihinde davalı ...’a sattığını belirterek yapılan şatışların BK’nun 19. maddesi gereğince iptali ile İİK’nun 283. maddesinin kıyasen uygulanarak haciz ve satış isteme yetkisi verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dava işci ve işveren arasındaki güven ilişkisi ile sadakat yükümlülüğüne aykırılık nedeni ile davalı işverenin zararına ilişkin olarak terditli açılmış tazminat ve tapu iptali ve tescil davası olduğu, davanın 5521 sayılı Yasa gereğince İş Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın reddi ile dosyanın görevli İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava BK’nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir. HMK'nin 33. maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır....

            Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararı, Dairemizin 28/09/2021 tarih 2021/1915 Esas 2021/5628 Karar sayılı ilamı ile davanın TBK’nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı satış işleminin iptaline ilişkin olduğu, 3. kişinin danışıklı işlem ile haklarının zarara uğratıldığının benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan alacaklı olması ve danışıklı işlemin alacağın ödenmesini önlemek amacıyla yapılmış bulunması gerektiği, TBK’nın 19. maddesine göre iptal için salt ivazlar arasında önemli oransızlık olması yeterli olmayıp, satışın mal kaçırma amacı ile yapılmış olduğunun davacı tarafından ispat edilmesi gerektiği, bunun içinde sadece borçlunun bu niyettte olması yeterli olmayıp üçüncü kişininde bu niyeti bilerek işlem yapması kısacası eylem birliği içinde olmaları gerektiği, somut olayda, davalı üçüncü kişinin borçlunun mal kaçırma amacını bildiği ve bilmesi gereken kişilerden olduğu ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme...

              İlgili Hukuk 6.2.1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614). Bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür....

                ın ... parsel sayılı taşınmazını (110 m2, arsa) 08.09.2016 tarihinde ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle davalıya temlik ettiği, üzerinde dört katlı bina bulunan taşınmazın değerinin 840.000,00 TL olduğunun keşfen saptandığı, 1924 doğumlu mirasbırakanın 20.08.2016 tarihinde öldüğü, geriye mirasçıları olarak çocuklarının (taraflar ile dava dışı Demir) kaldığı anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (TBK) m. 611. maddesine göre ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmesi, taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen bir akittir. (818 s. Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514))....

                  Davacı, davalı ile ortak mirasbırakanları ..., çekişme konusu 53, 1414 ve 2015 sayılı parseller ile 991 ada 30 sayılı parseldeki 2, 3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerini davalı oğlu ... ölünceye kadar bakma akdi karşılığında devrettiğini, anılan temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek davalı adına olan kaydın iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, bakım borcunu yerine getirdiğini, devrin muvazaalı ve mal kaçırma amaçlı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ..., çekişme konusu 52, 1414, 2015 sayılı parseller ile 991 ada 30 sayılı parseldeki 2, 3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerini ve dava dışı 62, 1342, 1006 parsel sayılı taşınmazlarını ... ....

                    UYAP Entegrasyonu