Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın annesinin ... olduğunu, ancak nüfus kaydına anne adı olarak ... yazıldığını, yine ... kızı...'nin ...'den olduğu halde anne adı olarak ... yazıldığını bildirerek yanlış yazılan anne isimlerinin iptali ile gerçek anne adlarının yazılmasını istemiştir. Davacının istemi babası ... ile babaannesi ... arasında soybağının tespiti ve mevcut nüfus kaydına göre babaannesi ...'nın kızı olarak görünen... ile babaannesi arasındaki soybağının iptalini içermekte olup bu davayı açmakta hukuki yararı vardır. Mahkemece bu davanın sonucu itibariyle hukuku etkilenecek olan kişiler nüfus kayıtlarına göre tespit edilerek davaya dahil edilip taraf teşkili sağlanıp 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36. maddesi uyarınca gerekli tüm deliller toplanarak ve gerekirse DNA testi de yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir....

    Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanununa göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanununun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır. Kanun, bu hükümde görevli mahkemeyi göstermemiştir. Adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin davanın, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden, esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğinde olduğundan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca da görevli asliye hukuk mahkemesinde açılıp karara bağlanacağı açık ve tartışmasızdır. Dolayısıyla küçüğün önadının değiştirilmesi için yasal temsilcileri tarafından açılan davalarla, ergin kişilerin ad ve soyadlarının değiştirilmesi davalarında görevli mahkemenin 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi gereğince, asliye hukuk mahkemesi olduğunda bir duraksama bulunmamaktadır....

    ın doğum yılının ay ve gün baki kalmak koşulu ile 1992 olarak düzeltilmesi istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde, her ne kadar nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, ilgili resmi dairenin göstereceği lüzum üzerine, Cumhuriyet savcıları tarafından görevli asliye hukuk mahkemesinde açılabileceği belirtilmiş ise de, Cumhuriyet savcılarının suçların soruşturulması sırasında şüpheli olarak tespit ettikleri kişilerin, ceza hukuku mevzuatına uygun şekilde yargılanmalarını sağlamak amacı ile düzenleyecekleri iddianamelerin isabetli bir şekilde tanzimi için, soruşturma aşamasında şüpheliler veya suç mağdurları ile ilgili olarak bu tür davaları açmak hak ve yetkisine her zaman sahiptirler. Mahkemece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen davaname uyarınca, şüpheli ...'...

      Asliye Hukuk Mahkemesine herhangi bir yetki itirazında da bulunmadığı görülmüştür. 5490 sayılı Nüfus Kanununun 36. maddesinde belirtilen ilgilinin oturduğu yer mahkemesi yetkisinin, kesin ve kamu düzenine ilişkin bir yetki kuralı olmadığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahsın yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. Nüfus kayıtlarındaki düzeltime ilişkin uyuşmazlıklardaki yetki Nüfus Hizmetleri Kanununun 36/1-a maddesi uyarınca kesin yetkidir....

        İstemi'nin çocuğu olarak gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kaydının ipt... ile gerçek annesinin ..., gerçek babasının da ... olduğunun tespiti ve buna uygun olarak nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosyada bulunan ..., ... ve ...'ye ait nüfus kayıtlarının incelenmesinden; Nurcan'ın 05/05/1980 doğumlu olduğu, Adalet ve Aslan'ın 04/07/1989 tarihinde evlenip 04/02/2011 tarihinde boşandıkları, davacının iddiasının kabulü h...nde çocuğun, anne ve babasının evlilik birliğine tescil edileceği, dolayısı ile anne ve baba arasındaki soybağının hakim hükmüyle değil, TMK'nun 282. maddesi gereği kurulacağı anlaşılmaktadır. Yukarıda gösterilen açıklamalar dikkate alındığında; davacının talebi bir bütün olarak gerçeğe aykırı beyanla baştan beri yanlış olarak oluşturulan sicilin düzeltilmesi niteliğinde olup, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır....

          İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı Nüfus temsilcisi istinaf yoluna başvurmuştur. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 35. maddesine göre, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak, olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar, T3 dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir. Dayanak belgelerindeki bilgilerin aile kütüklerine işlenmesi sırasında yapılmış bir maddî hata söz konusu değil ise aile kütüğünün herhangi bir kaydında düzeltme veya değişiklik ancak mahkeme kararı ile yapılabilecektir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 35. maddesinde “kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez…” ibaresi yer aldığından, her hangi bir sınırlama olmaksızın nüfus kütüğünde mevcut her kaydın düzeltilmesinin istenebileceği kuşkusuzdur....

          Dava dilekçesindeki anlatıma göre dava, nüfus olaylarına dair (evlenme, evlilikten doğan çocukların tescili vb) işlemlerin tamamına yakının gerçekleştiği Suriye Arap Cumhuriyeti nüfus kayıtlarındaki kişi ile Türkiye Cumhuriyeti nüfus kayıtlarında sadece nüfus kaydı bulunan ancak hiçbir nüfus olayı olmayan kişinin aynı kişi olduğunun tespiti istemine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106.maddesinde, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının veya yokluğunun tespit davası yolu ile mahkemeden istenebileceği, Türk Medeni Kanunu'nun 30. maddesinin 2. fıkrasında ise, nüfus sicilinde bir kayıt yoksa veya bulunan kaydın doğru olmadığı anlaşılırsa, gerçek durumun her türlü kayıtla ispat edileceği, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu 36.maddesinin 1/c bendine göre ise tespit davalarının, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil edeceği hükmünü içermektedir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Yargıtay Hukuk Dairelerinin görevlerini düzenleyen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesinde "Nüfus kütüğü ve yaş kayıtlarının düzeltilmesi, öz ve soyadının değiştirilmesi" davalarının Yargıtay 18. Hukuk Dairesi görevi kapsamında bulunduğu hüküm altına alınmış, 12.05.2011 tarih ve 1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararına göre de nüfus kayıt düzeltilmesine ilişkin davaların 01.07.2011 tarihinden itibaren sadece 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile sınırlı olmak üzere temyiz incelemesinin 18. Hukuk Dairesince yapılması gerektiği belirtilmiştir. Davada, nüfus kaydında anne ve babası ile soybağı kurulmamış olan davacının, ... ve ... kızı ... ile Dede oğlu ... 'nın oğlu olduğunun tespiti ile nüfus kaydının bu şekilde düzeltilmesi istenilmektedir. Dava, Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca baba ve anne ile soybağının kurulması istemine ilişkindir....

              Davacı her ne kadar dava dilekçesinde evlatlık ilişkisinin tespitini talep ettiğini belirtmiş ise de; uyuşmazlık özü itibariyle evlat edinme ile ilgili olmayıp geçerli bir evlat edinmenin nüfus kayıtlarına intikal ettirilmediği iddiasına dayanmaktadır. Bu haliyle nüfus kaydında düzeltim niteliğindeki davanın, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a bendinde nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının ilgili asliye hukuk mahkemesinde açılacağı açıkça hükme bağlandığından, anılan madde uyarınca asliye hukuk mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 23.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN TESPİTİ VE TESCİL Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunundan kaynaklı bedel tespiti ve tescili istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 12.02.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 5. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 30.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu