Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 166 f. III hükmünde öngörülen düzenleme ile gerek taraflar ve gerekse çocuklar korunmak istenilmiştir. Buna göre taraflar; -boşanmalarının mâli sonuçlarını, -çocuklarının durumlarının ne olacağını hâkime açıklamak zorundadırlar. Aile mahkemesi (=yoksa Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemesi) hâkiminin boşanma kararı verilebilmesi için davacı ve davalıyı “boşanmanın malî sonuçları” olan; -maddî tazminat (4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 174 f. I) -manevî tazminat (4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 174 f. II) -yoksulluk nafakası (4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 175) konularında taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır....

    Eşler, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıl içinde başka bir mal rejimini seçmedikleri takdirde, bu tarihten geçerli olmak üzere yasal mal rejimini seçmiş sayılırlar. (4722 sayılı Yürürlük Kanunu md. 10/1) Şu halde, evlenme tarihinden, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girdeği 01.01.2002 tarihine kadarki dönemde geçerli rejim mal ayrılığıdır. (743 s. TKM. md. 170) Bu tarihten sonra ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK. 202) Edinilmiş mallara katılma rejimi; edinilmiş mallar (TMK. m. 219) ile eşlerden herbirinin kişisel mallarını (TMK. 220) kapsar. (TMK. 218) Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan malvarlığı değerleri o eşin kişisel malıdır. (TMK. 220/2) Eşlerden biri, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç yada uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ise, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur....

      Aynı görüşe göre, taşınmaz maliki tek taraflı talebiyle rehnin terkinini sağlayabilir. (4721 s. TMK m.796/II) Diğer bir görüşe göre, sürenin dolması kendiliğinden ipoteği sona erdirmez. Bu konuda malik, alacaklıdan ipoteğin terkinini isteyebilir (4721 s. TMK m. 858/I). Alacaklının terkin talebinde bulunmaması halinde, malik onun aleyhine ifa davası açar ve mahkemenin vereceği kararla ipoteğin terkini sağlanabilir. Yargıtay’a göre de, ipotek süresinin sona ermesi, ipoteğin terkini için tek başına yeterli değildir. Bunun için ayrıca belirlenen süre içinde rehinli alacaklının hakkı ya doğmamış ya da sona ermiş olmalıdır. Mevcut durum bu olmakla beraber, 7181 sayılı ve 4/7/2019 tarihli Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 19. maddesi gereğince, 4721 s. TMK' nun 883. maddesi hükmüne ikinci fıkranın eklenmesi öngörülmektedir....

      Kişisel mal olarak kabul edilen bu katkı oranı, 01.01.2002 tarihinden sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimi kurallarına göre, hesap edilecek "değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak" miktarlarının tespitinde gözetilecektir. Somut olaya gelince; eşler, 17.07.1991 tarihinde evlenmiş, 25.08.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 23.09.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Kanun m. 10, TMK. m. 202/1 si)....

        (GENÇCAN-Mal Rejimi, s. 146, Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama-İçtihatlar-İlgili Mevzuat, Yetkin Yayınevi, Ankara 2004, Kısaltma: GENÇCAN-TMK, s. 1169) Bu sebeplerle değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” katılmıyorum....

          Aynı görüşe göre, taşınmaz maliki tek taraflı talebiyle rehnin terkinini sağlayabilir. (4721 s. TMK m.796/II) Diğer bir görüşe göre, sürenin dolması kendiliğinden ipoteği sona erdirmez. Bu konuda malik, alacaklıdan ipoteğin terkinini isteyebilir (4721 s. TMK m. 858/I). Alacaklının terkin talebinde bulunmaması halinde, malik onun aleyhine ifa davası açar ve mahkemenin vereceği kararla ipoteğin terkini sağlanabilir. Yargıtay’a göre de, ipotek süresinin sona ermesi, ipoteğin terkini için tek başına yeterli değildir. Bunun için ayrıca belirlenen süre içinde rehinli alacaklının hakkı ya doğmamış ya da sona ermiş olmalıdır. Mevcut durum bu olmakla beraber, 7181 sayılı ve 4/7/2019 tarihli Tapu Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 19. maddesi gereğince, 4721 s. TMK' nun 883. maddesi hükmüne ikinci fıkranın eklenmesi öngörülmektedir....

          Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu 13863 ada 3 parsel 2 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 27.09.2007 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Davalı eş taşınmazı 04.04.2011 tarihinde 3. kişiye satmıştır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179)....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, vasinin vesayet görevini usulüne uygun ifa etmemesinden doğan alacak istemine ilişkin olup; 4721 sayılı TMK.'nun 2.kitabının "Vesayet" başlıklı 3.kısmında yer alan maddelerden (TMK.396-494)den kaynaklanmaktadır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 18.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 18.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 09.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK 229.m) ve denkleştirmeden (TMK 230.m) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK 219.m) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıkdıktan sonra kalan artık değerin (TMK 231.m) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır TK 236/1.m). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir....

                Ödemelerin 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 170.maddesi gereğince mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden önceki dönemde tamamlanması durumunda eşler lehine katkı payı alacağı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden sonraki dönemde tamamlanmasında ise değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakkı doğabilecektir. Ödemelerin bir kısmının mal ayrılığı bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde yapılmasında; mal ayrılığı dönemindeki ödemelere her bir eşin yaptığı katkı oranı, daha sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel mal olarak geçeceği kabul edilmektedir....

                  UYAP Entegrasyonu