Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, 3561 sayılı Yasa gereğince kayyım atanması istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde; 1176 ada 16 parsel sayılı taşınmaz hissedarı "....'in" sağ olup olmadığı, ölü ise mirasçılarının bulunup bulunmadığı bilinmediğinden Hazinenin hak ve menfaatlerinin korunması için adı geçen kişilere 3561 sayılı Yasa uyarınca ... Defterdarının kayyım atanması istenilmiş, mahkemece dava konusu taşınmaz hakkında hükmen tescil kararı verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava, 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun uyarınca açılan kayyım atanması istemine ilişkindir....

    Maddesinde ise, kayyımlıkla ilgili işlemlerin her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır. 3561 Sayılı Kanunun 24/07/2008 tarih ve 5793 Sayılı Kanunla değişiklikten önce bu hüküm " kayyım tayin edilen mal memurunun 492 Sayılı Harçlar Kanunun 1 ve 3 sayılı tarifelerine göre bütün işlemleri hakkında aynı Kanunun 13. maddesinin (j) bendi hükmü uygulanır. " hüküm düzenlenmiştir. Bu itibarla 5793 Sayılı Kanunla gerçekleşen 24/07/2008 tarihli değişikliğe kadar buradaki açık Kanun hükmü gereğince 3561 sayılı Kanun gereğince, kayyım ataması için Hazine tarafından açılan davalarda dava harcı (yargı harcı) alınmıyordu. Oysa, 5793 Sayılı Kanunla değişik 3561 Sayılı Kanunun 2. maddesinde yargı harcından muafiyetle ilgili hükme yer verilmemiştir....

    İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. 1- 3561 Sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanunun amacı, birinci maddesinde, bir kimsenin uzun süreden beridir bulunamaması veya oturduğu yerin bilinmemesi nedeniyle mal varlıkları üzerinde Hazine menfaatinin korunmasını sağlamak üzere, mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek olarak tarif edilmiş, 2/4. Maddesinde ise, kayyımlıkla ilgili işlemlerin her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır. 3561 Sayılı Kanunun 24/07/2008 tarih ve 5793 Sayılı Kanunla değişiklikten önce bu hüküm " kayyım tayin edilen mal memurunun 492 Sayılı Harçlar Kanunun 1 ve 3 sayılı tarifelerine göre bütün işlemleri hakkında aynı Kanunun 13. maddesinin (j) bendi hükmü uygulanır. " hüküm düzenlenmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanuna dayalı kayyım atanması istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen geçici 14. maddesi gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesinde 6644 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 15.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      kanun hükmü gereğince 3561 sayılı Kanun gereğince kayyım atanması için Hazine tarafından açılan davalarda dava harcı (yargı harcı) alınmıyordu....

        Mahkemece davanın kabulü ile ..., ... ve İbrahim'i Nevşehir Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/1160 Esas sayılı dosyasında temsil etmek üzere, TMK’nin 427 ve 3562 sayılı Kanunu'nun 2. maddesi gereğince Nevşehir Defterdarının kayyım atanmasına karar verilmiş, karar tebliğe çıkarılmamıştır. Kayyım vekili 13.08.2020 havale tarihli dilekçesinde, dava dilekçesinde 3561 sayılı Kanun uyarınca kayyım tayininin istendiği, Mahkemece davanın kabul edildiği ancak hüküm fıkrasında temsil kayyımı ifadesinin kullanılması nedeniyle kararın infazında tereddüt oluştuğunu açıklayarak, hükmün tavzihi ile atanan kayyımın yönetim kayyımı olduğunun belirtilmesini istemiş, Mahkemece hüküm fıkrasından atanan kayyımın yönetim kayyımı olarak atandığının anlaşıldığından bahisle tavzih talebi reddedilmiştir. Kayyım vekili asıl kararı ve tavzih talebinin reddine dair ek kararı temyiz etmiştir. 1....

          Hemen belirtmek gerekir ki; tapu iptal ve tescil davalarının kayıt maliklerine yöneltilmesinin zorunlu olduğu, kayıt malikinin kim olduğu belirlenemiyor ise, kayyım atanması ve kayyımın görev ve sorumluluklarıyla ilgili 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ve 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun Kanun hükümleri dikkate alındığında, ilgililerin hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla davanın kayyıma yöneltilmesinde zorunluluk bulunduğu, eldeki davanın hasımsız olarak açıldığı, bu nedenle kayıt maliklerinin kayyımla temsili sağlanmaksızın karar verilmesi doğru değildir....

            Mahkemece ilk hükümle davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş, Daire'nin 20.11.2018 tarihli ve 2018/12975 Esas 2018/18879 Karar sayılı kararı ile, Mahkemece, davacı Hazine tarafından başvurma harcı ile maktu peşin harç ödenmediği halde davaya devam edilip esas hakkında karar verilmesinin yanlış olduğu gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra yeniden yapılan yargılama neticesinde, dava konusu taşınmaz malikinin ve mirasçılarının kimlik bilgilerinin açık olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3561 Sayılı Kanun'a dayalı olarak açılan kayyım atanması istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmazın tapu kayıtları incelendiğinde,... oğlu ... Mirasçıları adına kayıtlı olduğu, yine taşınmaza dayanak kadastro tutanaklarının incelenmesinde, ... oğlu ...'...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine dnayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı kayyım vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – HGK'nun 08.06.2011 tarih ve 2011/3-243 esas 392 sayılı kararında belirtildiği üzere; mahkeme kararı ile kayyım olarak atanan ve bu kişiler adına yaptığı iş ve işlemler nedeniyle 3561 sayılı Kanun kapsamında yönetim kayyımı olan mal müdürü burada Hazineyi temsil etmemekte, aksine kayyımlık görevi gereği açık kimliği ve adresi tespit edilemeyen kişilerin hak ve menfaatlerini korumaktadır....

                Bu nedenle, kayyım, açılan bu davada, 492 sayılı Harçlar Kanununa göre harçtan muaf değildir. 3561 sayılı Kanunun 2/son maddesinde "kayyımlıkla ilgili işlemler her türlü vergi, resim, harç ve katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır." hükmüne yer verilmişse de burada yargı harçlarından bağışıklığına ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; mahkeme hükmü davalı kayyım vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile temyiz edilmişse de, temyiz harcı ödenmemiştir. H.U.M.K.'nun 434/son maddesi uygulanmak suretiyle bu eksiklik giderildikten sonra, Birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 23/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu