Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ne var ki; Yargıtay İçtihatları Birleştirme kararından sonra 3402 sayılı Kadastro Kanununa 5304 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle bir madde eklenmiş “Tapu kayıtlarında icareteyn veya mukataalı olduğuna dair vakıf şerhi bulunan taşınmazlarda 12. maddenin 3. fıkra hükümleri uygulanmaz” hükmü getirilmiştir. 5304 Sayılı Kanun 3.3.2005 günlü Resmi Gazetede yayınlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Eldeki davada tapu kayıtlarına vakıf şerhinin tutanaklarının kesinleşmesinden 10 yıl geçtikten sonra işlendiği hususunda bir çekişme yoktur. Burada sorun, olaya 2.4.2004 tarih ve 1/1 Sayılı İçtihadı Birleştirme kararı veya 5304 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle eklenen hükümden hangisinin uygulanacağıdır....

    Ne var ki; Yargıtay İçtihatları Birleştirme kararından sonra 3402 sayılı Kadastro Kanununa 5304 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle bir madde eklenmiş “Tapu kayıtlarında icareteyn veya mukataalı olduğuna dair vakıf şerhi bulunan taşınmazlarda 12. maddenin 3. fıkra hükümleri uygulanmaz” hükmü getirilmiştir. 5304 Sayılı Kanun 3.3.2005 günlü Resmi Gazetede yayınlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Eldeki davada tapu kayıtlarına vakıf şerhinin tutanaklarının kesinleşmesinden 10 yıl geçtikten sonra işlendiği hususunda bir çekişme yoktur. Burada sorun, olaya 2.4.2004 tarih ve 1/1 Sayılı İçtihadı Birleştirme kararı veya 5304 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle eklenen hükümden hangisinin uygulanacağıdır....

      Ne var ki; Yargıtay İçtihatları Birleştirme kararından sonra 3402 sayılı Kadastro Kanununa 5304 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle bir madde eklenmiş “Tapu kayıtlarında icareteyn veya mukataalı olduğuna dair vakıf şerhi bulunan taşınmazlarda 12. maddenin 3. fıkra hükümleri uygulanmaz” hükmü getirilmiştir. 5304 Sayılı Kanun 3.3.2005 günlü Resmi Gazetede yayınlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Eldeki davada tapu kayıtlarına vakıf şerhinin tutanaklarının kesinleşmesinden 10 yıl geçtikten sonra işlendiği hususunda bir çekişme yoktur. Burada sorun, olaya 2.4.2004 tarih ve 1/1 Sayılı İçtihadı Birleştirme kararı veya 5304 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle eklenen hükümden hangisinin uygulanacağıdır....

        Ne var ki; Yargıtay İçtihatları Birleştirme kararından sonra 3402 sayılı Kadastro Kanununa 5304 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle bir madde eklenmiş “Tapu kayıtlarında icareteyn veya mukataalı olduğuna dair vakıf şerhi bulunan taşınmazlarda 12. maddenin 3. fıkra hükümleri uygulanmaz” hükmü getirilmiştir. 5304 Sayılı Kanun 3.3.2005 günlü Resmi Gazetede yayınlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Eldeki davada tapu kayıtlarına vakıf şerhinin tutanaklarının kesinleşmesinden 10 yıl geçtikten sonra işlendiği hususunda bir çekişme yoktur. Burada sorun, olaya 2.4.2004 tarih ve 1/1 Sayılı İçtihadı Birleştirme kararı veya 5304 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle eklenen hükümden hangisinin uygulanacağıdır....

          Ne var ki; Yargıtay İçtihatları Birleştirme kararından sonra 3402 sayılı Kadastro Kanununa 5304 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle bir madde eklenmiş “Tapu kayıtlarında icareteyn veya mukataalı olduğuna dair vakıf şerhi bulunan taşınmazlarda 12. maddenin 3. fıkra hükümleri uygulanmaz” hükmü getirilmiştir. 5304 Sayılı Kanun 3.3.2005 günlü Resmi Gazetede yayınlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Eldeki davada tapu kayıtlarına vakıf şerhinin tutanaklarının kesinleşmesinden 10 yıl geçtikten sonra işlendiği hususunda bir çekişme yoktur. Burada sorun, olaya 2.4.2004 tarih ve 1/1 Sayılı İçtihadı Birleştirme kararı veya 5304 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle eklenen hükümden hangisinin uygulanacağıdır....

            Mahkemece davacının ilk celseye kadar dava ve delillerini bildirmediği gerekçesiyle davasının 3402 sayılı Yasanın 28/1. maddesine göre (REDDİNE) davacının itiraz etmemiş sayılmasına, çekişmeli ... köyü 184 ada 25 sayılı parselin 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılma işleminin kesinleştiğinin tesbitine ve Maliye Hazinesi adına tapuya TESCİLİNE, ... köyü 184 ada 25 sayılı parselin Dava konusu ... köyü 184 ada 25 parsel sayılı 545,43 m2 büyüklüğündeki taşınmazın bulunduğu, ... ... oğlu 1950 doğumlu ... Kullanımında olduğunun tesbitine, tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesine, karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın Ek-4. maddesi gereğince yapılan kadastroya itiraza ilişkindir....

              16/D maddesinde ormanlar hakkında, bu yasada hüküm bulunmayan hallerde özel yasasının (6831 Sayılı Yasa) uygulanacağı öngörüldüğünden 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosunda, bu yasanın belirlediği usul hükümleriyle birlikte, özel Yasa olan 6831 Sayılı Yasanın belirlediği hükümlerin de uygulanması gerekir. 6831 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda, orman sınırları içinde bırakılan taşınmazlar hakkında orman olduğu konusunda "olumlu orman kadastro harita ve tutanağı" düzenlendiği kabul edilerek hak sahibi gerçek ve tüzel kişilere, orman sınırları dışında bırakılan, yani orman olmadığı konusunda "olumsuz orman harita ve kadastro tutanağı" düzenlenmiş sayılan taşınmazlar hakkında, ... ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğüne, askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açma olanağı 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesinde tanındığı gibi 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre yapılan orman kadastrosunda orman olduğu konusunda "olumlu...

                Davacı tarafın askı süresi içinde parelin yüzölçümünün eksik belirlendiği savıyla dava açmış, davacı tarafa 3402 sayılı Yasanın 28/2 maddesi gereğince 3402 sayılı Yasanın 28/2 maddesi gereğince “aşağıda belirtilen mahkemede gününde hazır bulunmanız, varsa delillerinizi ve dava sebebini ilk duruşma gününde bildirmeniz, iddia ve savunmalarınızı dahil yazılı olarak vermeniz, duruşma gününde hazır bulunmadığını ve dava sebep ve delillerinizi bildirmediğiniz taktirde 3402 sayılı Kadastro Kanunun 28/2 maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına tesbit gibi tescile kara verileceği ihtar olunur” şerhini içeren davetiye tebliğ edilmiştir. Davacı taraf ilk duruşma günü gelmediği, dava delillerini ileri sürmediğine göre davasının 3402 sayılı Yasanın 28/2 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına tesbit gibi tescile karar verilmesinde isabetsizlik yoktur....

                  İşte 3402 Sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro, kesinleşen kadastro ile 2/B madde niteliği yani Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan yer olduğu kesinleşen yerleri kapsamaktadır. Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı kesinleşmeyen yerlerde 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre kadastro çalışması yapmak 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesinde düzenlemenin amacına, lafzına ve ruhuna uygun değildir. Somut olayda, dava konusu taşınmazın kadastro tutanağının edinme sütununda taşınmazın mülkiyetinin davalı olduğunun bildirilmesi ve yukarıda belirtildiği gibi orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması kesinleşmediği müddetçe 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre kadastro çalışması yapılması 3402 Sayılı Yasanın ek 4. maddesindeki düzenlemenin amacına, lafzına ve ruhuna uygun düşmeyeceğine göre, mahkemece yazılı biçimde karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

                    Ne var ki; Yargıtay İçtihatları Birleştirme kararından sonra 3402 sayılı Kadastro Kanununa 5304 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle bir madde eklenmiş “Tapu kayıtlarında icareteyn veya mukataalı olduğuna dair vakıf şerhi bulunan taşınmazlarda 12. maddenin 3. fıkra hükümleri uygulanmaz” hükmü getirilmiştir. 5304 Sayılı Kanun 3.3.2005 günlü Resmi Gazetede yayınlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Eldeki davada tapu kayıtlarına vakıf şerhinin tutanaklarının kesinleşmesinden 10 yıl geçtikten sonra işlendiği hususunda bir çekişme yoktur. Burada sorun, olaya 2.4.2004 tarih ve 1/1 Sayılı İçtihadı Birleştirme kararı veya 5304 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle eklenen hükümden hangisinin uygulanacağıdır....

                      UYAP Entegrasyonu