Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU Davacı Hazine, dava konusu taşınmaz bölümlerinin, düzeltilen orman ve 2/B sınırlarına göre 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığı iddiası ve bu bölümlerin sınırda bulunan 2/B parseline eklenmesi istemi ile dava açmış olduğuna göre ihtilaf, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22-a maddesi uygulamasına itiraz niteliğinde olmayıp, mülkiyete ilişkin olmakla, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 20.01.2017 tarih 2017/1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 20. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 08.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve kadastro müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir. 2012/6242 - 2012/9676 Dava, 2/B madde uygulamasına ve kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 09.06.1969 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi hükmü uyarınca yapılıp kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır....

      Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 09.06.1969 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi hükmü uyarınca yapılıp kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır....

        Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 09.06.1969 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi hükmü uyarınca yapılıp kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır....

          Ancak, kadastro mahkemesince 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince vekâlet ücreti takdir edilmesi gerekirken, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekâlet ücreti hesaplanmış olması doğru değil ise bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple hükmün 4. paragrafının hükümden çıkarılarak, bunun yerine “3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince takdir edilen 500.-TL maktu vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalılara müştereken verilmesine" paragrafı yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/04/2016 günü oy birliği ile karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 18/10/2005 gün ve 7824-12464 sayılı bozma kararında özetle; "Çekişmeli ... Köyü 185 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, dört yönden geniş orman parseli ile çevrili olduğu, taşınmazın bu haliyle 6831 Sayılı Yasanın 17/2. maddesi uyarınca orman içi açıklığı konumunda bulunduğu, orman içi açıklık ve boşluklarının zilyetlik yolu ile kazanılmasına yasal olanak bulunmadığı, bu nedenle gerçek kişilerin davasının reddi ile 2/B uygulamasına konu yerlerden olduğu şerh verilmek suretiyle Hazine adına tescile karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....

              Senet kapsamında olduğunu ileri sürdükleri 4 ve 6 parsel sayılı taşınmazlar 06.09.1967 tarihinde kesinleşen tapulama çalışmaları ile tespit ve tescil edilen taşınmazların imar uygulamasına alınması sonucu oluşmuşlardır. Davacılar, kadastro öncesi nedene dayanmaktadırlar. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesine göre de tutanaklarda belirtilen haklara sınırlandırma ve tespitlere tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra  kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz ve dava açılamaz. Kadastro parsellerinin sonradan imar uygulamasına alınması ve yeni parsellere dönüşmesi bu parsellere karşı ileri sürülebilecek itirazlar için yeni bir hukuki durum oluşturmaz. Diğer bir anlatımla, itirazın kadastro parselleri için yapıldığı olgusunu değiştirmeyecektir....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dosyanın yapılan incelemesinde, davanın 6831 sayılı Yasanın 3302 sayılı Yasa ile değişik 2/B maddesi uygulamasına karşı askı ilan süresi içerisinde açıldığı, 94 Nolu Orman Kadastro Komisyonunca Kırklareli ili, Vize ilçesi, Çakıllı beldesi çalışma alanı sınırları içinde bulunan ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu kapsamında orman kadastrosu yapılmış ormanlarda, 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B madde uygulaması ve sınırlandırma sırasına orma olduğu halde orman sınırları dışında kalan ormanların kadastrosu ile bu ormanlarda 2/B uygulaması yaptığı, dava konusu edilen taşınmazda Orman Kadastro Komisyonunca yapılan işlemin orman vasfını kaybetmiş taşınmazları tespit ederek orman sınırları dışına çıkarmak olduğu anlaşılmıştır....

                Kaldı ki, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış ve davacı gerçek kişi tarafından dava konusu 152 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine itiraz edilmiş olduğundan, orman kadastrosu da bu parsel yönünden kesinleşmemiştir ve dava aynı zamanda 2/B madde uygulamasına itiraz niteliğindedir. 02.09.1086 tarih 19209 sayılı resmi gazetede yayınlanan 6831 Sayılı Yasaya göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B Maddesi Uygulaması Hakkındaki Yönetmeliğin 23/a maddesi gereğince 6831 Sayılı Yasanın 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan orman içi açıklıkların orman kadastro komisyonlarınca Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması gerekmektedir. Mahkemece, bu olgular gözönünde bulundurularak davacı gerçek kişinin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....

                  Tespit dışı bırakılmayla ve kadastro tutanaklarının askıya çıkarılmasıyla ilgili olmadığı açıktır. 1966 tarih ve 766 sayılı Tapulama Kanununun 10, 11, 18 ve devamı maddelerinde; tapulama bölgelerinin tayini ve ilanı, tapulama birliklerinin tayini ile ilanı ve birlik sınırının tayini konularında getirilen hükümler, 3402 sayılı Kanunun yukarıda açıklanan hükümleriyle benzerlik taşıdığı ve aynı nitelikte bulundukları görülmektedir. Açıklanan kanun hükümleri tamamen tapulamanın (kadastronun) hazırlık (ön) çalışmalarına ilişkindir. Bu nedenle davacıyı bağlamaz. Kişinin dava ve itiraz hakkı; ancak, 766 sayılı Tapulama Kanununun 26, 27, 28 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 11.maddelerinde açıklandıkları biçimde tapulama (kadastro) tutanakları ile bunlara ilişkin cetvellerin askıya çıkarılması için yapılacak 30 günlük ilan ve itiraz ile doğar. Bu kanunların belirtilen maddelerine göre yapılması gerekli ilanların hiçbiri davacının köyünde yapılmamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu