Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıdaki bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu 101 ada 50 parsel sayılı taşınmazın 2011 yılında yapılan değişiklik beyannamesi ile 101 ada 1 parsel sayılı orman parselinden ifraz edildiği ve 6831 sayılı Kanunun 2. maddesinin (B) bendi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, yörede 2012 yılında yapılan 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek-4. madde uyarınca kullanım kadastrosuna tabi tutulmadığı, 27.01.2009 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5831 sayılı Kanunun 5. maddesiyle, 6831 sayılı Kanuna eklenen Ek 10. maddesi uyarınca, Orman Kanununun 20.06.1973 tarih ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2. maddesi, 23.09.1983 tarihli 2896 ve 05.06.1986 tarihli 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2. madde birinci fıkra (B) bendi uygulamalarına göre bu tür taşınmazların çıkarma işleminin kesinleştiği tarihten itibaren kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemeyeceği, 3402 sayılı Kanunun 18. maddesi gereğince...

    Anılan hüküm gözönünde tutularak 26.07.1972 tarihinden sonra davacı adına ...... yolu ile veya açılan dava sonunda tescil edilmiş taşınmaz veya taşınmazlar var ise bunların miktarlarının, çalışma alanlarının, tescil tarihlerinin ...... Müdürlüğünden, açılmış zilyetliğe dayalı tescil davası olup olmadığının o yer Hukuk Mahkemeleri...... Müdürlüğünden (yazı cevapları beklenmeden hüküm kurulmuştur) sorulup belirlenmesi, belgesizden edinilen taşınmazlara ait ...... kayıtları ile ...... tutanaklarının .........

      Şöyle ki; 3402 sayılı Yasa 5831 sayılı Yasa ile eklenen ek 4. maddesi “6831 sayılı Orman Kanununun 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Kanunla değişik 2 nci maddesi ile 23/09/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05/06/1986 tarihli ve 3302 sayılı Kanunlarla değişik 2 nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanunun 11 inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir....

        Şöyle ki; 3402 sayılı Yasaya 5831 sayılı Yasanın 8. maddesi ile eklenen Ek madde 4'de “6831 sayılı Orman Yasanınun 20/6/1973 tarihli ve 1744 sayılı Yasayla değişik 2 nci maddesi ile 23/09/1983 tarihli ve 2896 sayılı, 05/06/1986 tarihli ve 3302 sayılı Yasalarla değişik 2 nci maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerler, fiili kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Yasanın 11 inci maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edilir.” hükmü yer almıştır....

          Bu durumda davanın sınırlandırmaya itiraz niteliğine dönüştüğünün kabulü gerekir. 6831 sayılı Orman Kanununun 1. madde hükmüne göre, orman tahdidine itiraz davalarının çözümünde kadastro mahkemeleri görevlidir. Bu nedenle, genel mahkemece tapu iptali, tescil yolundaki davanın orman tahdidine itiraz davasından ayrılarak, orman tahdidine itiraz yönünden görevsizlik kararı verilerek sonucun beklenilmesi, bundan sonra elde tutulan tapu iptali ve tescil davası konusunun karara bağlanması gerekir. Değinilen yön gözardı edilerek kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA,peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı ...'na iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.04.2021 gününde oybirliği ile karar verildi....

            Dava, tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman kadastrosu yapılmıştır....

              ve nerede yapıldığı hususlarını açıklayacak rapor alınıp şayet yapılan çalışmaların yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı olduğu belirlenirse, bu aykırılıkları giderecek hüküm kurulması; aksi halde 3402 sayılı Kanunun 22/2- a maddesine itiraz davası yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2- a madde uygulamasına itiraz davalarında mülkiyete yönelik talepler inceleme konusu yapılamayacağından ve mülkiyete yönelik uyuşmazlıkları inceleme görevi genel mahkemelerde olup, uygulama kadastrosunun askı ilan süresi içinde açılan bu davada kadastro mahkemesinin görevinin 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2- a maddesi çalışması ile sınırlı olduğu dikkate alınarak mülkiyete ilişkin, bir başka deyişle kesinleşen tahdide dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin talep yönünden ise dava tefrik edilerek kadastro mahkemesinin görevsizliğine ve dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz...

              Bu durumda da 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde yer alan hak düşürücü sürenin uygulanması gerekir. 3402 sayılı Kanunda bu hususu düzenleyen açık bir hüküm bulunması nedeniyle aynı kanunun bir maddesinin aynı olaya uygulanması ve diğer bir maddenin gözardı edilip uygulanmaması düşünülemez. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/D maddesinde açıklanan Özel Kanunun uygulanması koşulları somut uyuşmazlıkta mevcut değildir....

                Dava konusu taşınmazın bulunduğu Kazancı Köyünde 2007 yılında kadastro tespitleri yapılmış ve bir aylık askı ilan süresi içinde, davacı 27.7.2007 tarihinde Ilgaz Kadastro Mahkemesinde kadastro tespitine itiraz davası açmıştır. Ancak, Kadastro Mahkemesinde yapılan keşif ve inceleme sonucu, taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tespit dışı bırakılan yer olması nedeniyle görevsizlik kararı verilerek dosya Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Davacı, askı ilan süresi içinde Kadastro Mahkemesinde tescili istenen taşınmazla ilgili dava açtığına göre, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 7/4. maddesi anlamında uyuşmazlık çıkardığının ve böylece davanın makul sayılabilecek süre içerisinde açıldığının kabulü gerekir....

                  Davacı tarafça, 2013 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulaması sırasında zilyetliğinde bulunan taşınmazın orman sınırları içerisinde bırakıldığı iddiasıyla tahdide itiraz davası olarak askı ilan süresinde kadastro mahkemesinde eldeki dava açılmış ise de mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen ve hükme esas alınan fen bilirkişi raporuna göre davaya konu taşınmazın 2007 yılında 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosu sırasında 103 ada 1 sayılı orman parseli olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz sınırları içinde kaldığı belirtilmiş olup, dosya arasında bulunan tapu kaydına göre 103 ada 1 sayılı parselin kadastro tutanağının itirazsız kesinleşerek tapuya tescilinin yapılmış olduğu anlaşılmıştır....

                    UYAP Entegrasyonu