Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Menfi tespit davasında öncelikli olarak bir alacağın varlığının tartışıldığı ve davanın devamı sırasında cebri icra tehdidi altında ödeme yapılması durumunda menfi tespite ilişkin talebin istirdat talebine dönüşmesi kuvvetle muhtemel olduğu , alacak ve tazminat ilişkin istirdat taleplerinin arabuluculuk dava şartına tabi olduğu tartışmadan varestedir....

    Hukuk Dairesi 2014/4906 Esas, 2014/8762 Karar sayılı ilamında, menfi tespit ve istirdat davası açılabilmesi için davacının dosya borçlusu sıfatının bulunmasının zorunlu olmadığı ve haciz baskısı altında ödeme yapmak zorunda olan 3. kişinin de istirdat davası açabileceğinin belirtildiğini, kararda aynen "...Davacının haciz baskısı altında ve ihtirazi kayıt ileri sürerek icra dosyasına teminat amaçlı yatırdığı para nedeniyle dava açmakta hukuki yararı vardır....

    Hukuk Dairesi 2014/4906 Esas, 2014/8762 Karar sayılı ilamında, menfi tespit ve istirdat davası açılabilmesi için davacının dosya borçlusu sıfatının bulunmasının zorunlu olmadığı ve haciz baskısı altında ödeme yapmak zorunda olan 3. kişinin de istirdat davası açabileceğinin belirtildiğini, kararda aynen "...Davacının haciz baskısı altında ve ihtirazi kayıt ileri sürerek icra dosyasına teminat amaçlı yatırdığı para nedeniyle dava açmakta hukuki yararı vardır....

      Mahkemece verilen menfi tespit ve istirdat taleplerinin kabulüne ilişkin kararı dairemizce hakdüşürücü sürenin geçip geçmediği hususunun değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yerolmadığına karar verilmiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak son ödeme tarihi olan 9.10.2009 tarihinden dava tarihi olan 17.2011 tarihine kadar 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği ve hernekadar hem menfi tespit hem de istirdat talebinde bulunmuş ise de alınan bilirkişi raporu ile de ortaya çıktığı üzere, davalının haksız uyguladığı faiz oranı dikkate alınarak hesaplama yapıldığında davacının takip nedeniyle borcu kalmayıp yaptığı ödemelerden de 4.072 TL fazla ödemesi olduğu anlaşılarak, davacının menfi tespit davasının da istirdat davasına dönüştüğü kanaatiyle hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2022/110 Esas KARAR NO: 2022/466 DAVA: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit DAVA TARİHİ: 14/02/2022 KARAR TARİHİ: 02/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan 3....

          Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur.” düzenlemesini içermekte olup, bu madde hükmünde de menfi tespit ve istirdat davaları özel olarak düzenlenmiştir. Davalı-alacaklı tarafından var olduğu savunulan bir hukukî ilişkinin var olmadığının tespiti için davacı-borçlu tarafından açılan davaya, menfi tespit davası denilmektedir. Borçlu, icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilir. Borçlu açtığı davada, maddi hukuk temelli çeşitli nedenlere dayanarak borçlu olmadığının tespitini isteyebilir. 6036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 3. Maddesi; ”Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 15/12/2021 NUMARASI: 2021/448 2021/897 DAVA: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit Taraflar arasındaki davada İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi ile İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit istemine ilişkindir.İstanbul 19. Asliye Hukuk Mahkemesince, "... davacının 1-2-3. Haciz ihbarnamesi gönderildiği belirterek İİK. 89/3 uyarınca menfi tespit talebinde bulunduğu, yapılan değerlendirmede; davalı alacaklı tarafından dava dışı borçlu aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğü ......

            Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur...” hükmüne yer verilmiştir. Görülmektedir ki, üçüncü kişi, menfi tespit davasını üçüncü haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren on beş gün içinde açmak zorundadır (md.89/III c.3). Bu süre hak düşürücü nitelikte olduğundan, mahkemenin, davanın süresi içinde açılıp açılmadığını re’sen araştırması gerekir(Baki Kuru-İcra İflas Hukuku Ders Notları-baskı; 2004, sayfa; 406 vd.). Davacı tarafından, Ankara Batı İcra Dairesi'nin ... esas sayılı alacaklısı ..., borçluları ... Ltd. Şti. ve ... olan dosyasında davacı üçüncü kişiye gönderilen haciz ihbarnamelerine itiraz ve İİK 89/3 maddesi kapsamındaki menfi tespit davası açma süresinin kaçırıldığı belirtilerek, İİK nın 72.maddesi kapsamında menfi tespit talep edildiği ileri sürülmüştür....

              Menfi Tespit ve İstirdat Davaları 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun Menfi tesbit ve istirdat davaları başlıklı 72/1. maddesi “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” hükmünü, 72/6. maddesi “Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.” hükmünü; 72/7. maddesi "Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir." hükmünü içermektedir. Alıntılanan madde metninden de anlaşılacağı üzere, menfi tespit davaları icra takibinden önce ve sonra açılan davalar olarak iki ayrıma tabi tutulmuştur....

                - K A R A R - Davacı vekili; müvekkili hakkında kambiyo senetlerine özgü yapılan takibe süresinde itiraz edilemediğinden takibin kesinleştiğini, açılan menfi tespit ve istirdat davasının müvekkili lehine sonuçlandığını, müvekkilinin banka hesabından davalı tarafından tahsil edilen 97.239,65 TL'nin istirdatına ve diğer alacak kısmı için de müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini, ancak bu ilamda faize hükmedilmediğini belirterek paranın tahsil tarihi olan 02/05/2007 tarihinden itibaren işleyen 20.433,00 TL faizin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 05/10/2011 havale tarihli dilekçesi ile müddeabihin ıslah ile 54.201,68 TL'ye çıkarıldığını belirtmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu