Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava 3402 sayılı kadastro kanununun 5831 sayılı yasa ile değişik EK4 maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sonucu oluşan Sultanbeyli Mimarsinan Mah. 7498 Ada 10 parselin zilyetliğinin murisi Fatma Balcan ' a ait olduğunu bu nedenle miras yoluyla kendilerine intikal ettiğini davalıların kullanıcı olmadıklarını, beyanlar hanesine davalı isimlerinin çıkartılarak kendi isimlerinin yazılmasını istediği, Davaya konu parselin 6292 sayılı yasa ile satışının yapılmadığı, davacının kadastro tespitinden daha önceki zilyetliğine dayanarak bu talepte bulunduğu, dairemizin görev alanının 6292 Sayılı Kanuna göre eski tapu sahiplerine tanınan yeni oluşan kaydın yolsuz oluştuğu iddiasına dayalı tapu iptal tescil davaları olduğu, davacı iddialarının buna yönelik olmadığı, Başkanlar Kurulunun bu konuda daha önce zilyetliğe dayalı istemleri içeren bu tür davalara bakma görevini 6....

Buna göre, Kanunun 9. maddesi hükümlerinin, .... tarafından, taşınmazın 2/B alanında kaldığı iddia ederek açılan tapu iptali ve tescil davaları bakımından uygulanması sözkonusu değildir. Dolayısıyla bu tür davalarda; yargılama sırasında, .... davadan 6292 sayılı Kanun gereğince vazgeçmez veya vazgeçmeyeceğini bildirir ve tapu kütüğündeki 2/B belirtmesi de 6292 sayılı Kanun hükümleri uyarınca terkin edilmemiş olursa, “....nin davadan 6292 sayılı Kanun gereğince vazgeçmiş sayılmasına” karar verilmesi gerekmektedir....

    SONUÇ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı ile tapu kayıtları ve 6292 sayılı yasa hükümlerine göre yapılan satış belgeleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde; eldeki davanın, yolsuz tescil iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, yörede yapılan kullanım kadastrosu çalışmaları ile dava konusu taşınmazlardaki davalıların kullanıcı haklarının kesinleştiği, dava konusu edilen 3122, 3123 ve 3124 parsel sayılı taşınmazların tamamının 6292 sayılı yasa hükümlerine göre, Hazine tarafından kullanım hakkı sahibi olan gerçek kişi davalılara dava tarihinden önce satıldığı, satış işlemlerinden önce, kullanıcı şerhlerine karşı davacı tarafça açılmış bir davanın bulunmadığı, buna göre tapuya tescil işlemlerinin mevzuata uygun olup, tapu kaydının oluşumunda bir yolsuzluk bulunmadığı, Yargıtay 16. Hukuk Dairesi'nin 23/10/2017 tarih, 2015/20017- 2017/6801 E.K sayılı ve Yargıtay 20....

    Buna göre, kanunun 9. maddesi hükümlerinin, ......... tarafından, taşınmazın 2/B alanında kaldığı iddia ederek açılan tapu iptali ve tescil davaları bakımından uygulanması sözkonusu değildir. Dolayısıyla bu tür davalarda; yargılama sırasında, ......... davadan 6292 sayılı Kanun gereğince vazgeçmez veya vazgeçmeyeceğini bildirir ve tapu kütüğündeki 2/B belirtmesi de 6292 sayılı Kanun hükümleri uyarınca terkin edilmemiş olursa, “.........nin davadan 6292 sayılı Kanun gereğince vazgeçmiş sayılmasına” karar verilmesi gerekmektedir....

      Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B madde uygulamasına itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde arazi kadastrosu 1992 yılında yapılmış ve 25.01.1993 tarihinde kesinleşmiştir. Yörede orman kadastrosu 1967 yılında yapılmış ve 01.8.1968 tarihinde kesinleşmiştir. 175 nolu orman kadastro komisyonu tarafından yapılan aplikasyon ve 2B madde uygulaması 01.3.2007 tarihinde ilan edilerek 01.09.2007 tarihinde kesinleşmiştir....

        Dava, 2/B madde uygulamasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 03/02/2020 günü oy birliğiyle karar verildi....

          Buna göre, Kanunun 9. maddesi hükümlerinin, ... tarafından, taşınmazın 2/B alanında kaldığı iddia ederek açılan tapu iptali ve tescil davaları bakımından uygulanması sözkonusu değildir. Dolayısıyla bu tür davalarda; yargılama sırasında, ... davadan 6292 sayılı Kanun gereğince vazgeçmez veya vazgeçmeyeceğini bildirir ve tapu kütüğündeki 2/B belirtmesi de 6292 sayılı Kanun hükümleri uyarınca terkin edilmemiş olursa, “...nin davadan 6292 sayılı Kanun gereğince vazgeçmiş sayılmasına” karar verilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan bu nedenlerle mahkemece, 6292 sayılı Kanun gereğince davacı ...nin davadan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmiş olması ve 6292 sayılı Kanun gereğince sonuçlandırılan bu tür davalarda yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılması ve tarafların leh ve aleyhine vekâlet ücreti de takdir edilmemesi gerekirken, " davanın 6292 sayılı Kanun gereğince reddine ve davalı taraf lehine, ... aleyhine takdir edilen 1.320....

            Davalı T2 vekili 01/04/2020 havale tarihli dilekçesinde; 2B alanlarını belirleme ve orman dışına çıkarma yetkisi orman kadastro komisyonlarında olup alanların ölçülmesi, kullanıcıları ve üzerindeki muhdesatın belirlenmesinde Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün yetkili olduğunu, ayrıca Orman Genel Müdürlüğü ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü işlemlerinden kaynaklı davalarda Milli Emlak Genel Müdürlüğünün herhangi bir dahli bulunmayıp, 2b parselleri ile ilgili tespit ve şerh verilmesi istemiyle açılan davada Milli Emlak Birimlerinin herhangi bir yetkisinin bulunmadığını öne sürerek davanın reddini istemiştir. Davalı Orman Yönetimi vekili 09/06/2020 havale tarihli dilekçesinde; dava açmak için hak düşürücü sürelerin geçmiş olduğunu, bahse konu taşınmazlar için 3302 S.K....

            Dava 6292 sayılı Kanun uyarınca bedelsiz iade ve tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Her ne kadar mahkemece davacının talebinin 6292 sayılı Kanunun 7. maddesine dayalı iade talebi olduğu ve bu talebin idari bir iş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de mahkeme kararı usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, Davacının istemine bağlı olarak davanın görüleceği yetkili ve görevli yargı biriminin belirleneceği açıktır. Davacı, taşınmazın maliki olduğu iddiasıyla bir tapu kaydına dayanarak adına tescilini talep etmekte ise talep adli yargı kolunca incelenecek olup, şayet davacının yalnızca 6292 sayılı Kanunun 7. maddesi kapsamında talepleri bulunmakta ise talep idari yargı kolunun görev kapsamında olacaktır. Nitekim Danıştay 8. Dairesinin 21/02/2018 gün ve 2015/14985 E. - 2018/991 K. sayılı kararı da bu yöndedir....

              Hukuk Dairesince; davanın, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın zilyetlik hukuksal nedenine dayanılarak 6292 sayılı Yasa uyarınca yapılan tapuya kayıt işleminin iptali ile davacı adına payı oranında tescili talebine ilişkin olduğu, kullanım kadastro çalışmaları sırasında dava konusu 2005 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve bahçe vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edildiği, bilahare 6292 sayılı Yasa uyarınca satış işleminden sonra 21.05.2014 tarihinde davalı ... adına tapuya tescil edildiği, davacı bu taşınmazın 50 m2'lik kısmının (keşif sonucu 56,27 m2) kendisinin kullanımında olduğunu bildirerek bu kısmın davalı adına oluşan tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep ettiği, bilindiği üzere, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhe yönelik davanın dinlenebilmesi için davanın, 6292 sayılı Yasa uyarınca taşınmazın satış işleminden...

                UYAP Entegrasyonu