Asliye Ceza Mahkemesinin 03/03/2004 tarih ve 2003/727-2004/205 Esas ve Karar sayılı erteli mahkumiyetinin 765 sayılı TCK'nın 95. maddesine göre hüküm tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin suç işlemeksizin geçirilmiş olması sebebiyle esasen vaki olmamış sayılacağı, yine adli sicil kaydında yer alan 3167 sayılı Yasanın 16/1. maddesine muhalefet suçlarına ilişkin mahkumiyetlerin de, 6273 sayılı Kanunun 3. maddesi ile idari yaptırıma dönüştüğü dikkate alınarak; 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinin 6. fıkrasında yer alan diğer koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılıp değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, sanığın sabıkalı olması şeklindeki yasal olmayan yetersiz gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 30/09/2014 tarihinde oybirliğiyle...
Uyuşmazlık Uyuşmazlık, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 128/a maddesi uyarınca kıymet takdirine şikayete ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1. Farklı bölge adliye mahkemelerinin yargı çevresinde kalan ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarının giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemelerdir. 2. 2004 sayılı Kanun’un “Kıymet takdirine ilişkin şikayet” başlıklı 128/a maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikâyette bulunabilirler.” C....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.09.2004 gününde verilen dilekçe ile irtifak hakkına müdahalenin önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın konusuz kalması nedeniyle reddine dair verilen 27.12.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili 14.09.2004 tarihli dilekçesi ile davacı kuruma ait 154 KV ...-2 ve ...-3 T.M enerji nakil hattının 13-14 numaralı direkleri arasında davalı adına tapuda kayıtlı 665 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalı tarafından yapılan binanın elektrik kuvvetli akım tesisleri yönetmeliğine göre tehlike arzettiğini belirterek Medeni Kanununun 727. maddesi gereğince davacı adına 665 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan irtifak hakkına müdahalenin önlenmesini...
İcra Dairesinin 2011/3161 Esas sayılı dosyasında takibe konu edilerek davacı tarafından ödenen ... Şubesine ait 15.04.2009 keşide tarihli 32.750 TL bedelli çek yönünden istirdat davasının kabulü ile 32.750 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava konusu ... Şubesine ait 18.12.2009 keşide tarihli 26.500 TL bedelli çek yönünden istirdat davasının reddine,” denilmiştir. Ancak hangi davalı hakkında tahsil hükmü kurulduğu anlaşılamadığından bu durum yukarıda belirtilen HMK md. 297/2 hükmüne aykırılık teşkil ettiği gibi infazda tereddüt yaratacak nitelikte olup, ayrıca davalı ... ile ilgili menfi tespit davası ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de doğru olmadığından hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün feri müdahil vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR 6100 sayılı HMKnun 69. maddesi uyarınca müdahilin de yer aldığı asıl davada hüküm taraflar hakkında verilir. Dava ihbar olunan gerçek ve tüzel kişi, davada taraf sıfatını kazanamaz. Taraf sıfatı bulunmayanların temyiz yoluna gitmesi mümkün olmadığından davada taraf sıfatı bulunmayan fer'i müdahil ... vekilinin hükmü temyiz etmesinde hukuki yararı bulunmadığından temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir....
Mahkemece, 743 sayılı Medeni Kanunun 653. (yeni 727 md.) maddesinin son fıkrasına göre, taşınmaz üzerinde kanalet geçirilmesi ile davalılar lehine irtifak hakkı kurulmuş sayılacağından, bu nedenle sadece mecra hakkı karşılığı bedelin tazminat olarak talep edilebileceği, taşınmaza müdahalenin önlenmesinin istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir. Hemen belirtilmelidir ki; 4721 sayılı TMK'nin 727. maddesi hükmü uyarınca su, gaz, elektrik vb'nin mecraları, işletmenin bulunduğu taşınmazın dışında olsalar bile aksine bir düzenleme olmadıkça o işletmenin eklentisi ve işletme malikinin malı sayılır. Komşuluk hukukunun gerektirdiği hâller dışında bir taşınmazın böyle bir mecra ile aynî hak olarak yüklenmesi, ancak bir irtifak hakkı kurulması suretiyle olabilir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit- istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, taraflar arasında imzalanan 08.11.2000 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin feshi ile ödenilen kira paralarının istirdatı ve kira paralarıyla ilgili takipten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece Şişli 2. İcra Müdürlüğünün 2004/9402 sayılı takip dosyasındaki alacaktan dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, istirdat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince ve katılma yolu ile davacı vekilince temyiz edilmiştir....
İcra Dairesinin 2022/2790 Esas sayılı dosyasında yapılan icra takibine nedeniyle davalı şirkete borçlu olmadığının tespiti talebiyle menfi tespit davası açtığı, iş bu menfi tespit davasının icra takibinden sonra açıldığı ve 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 72/3. maddesi dikkate alındığında icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceği anlaşılmakla, davacı vekilinin İzmir 13. İcra Dairesinin 2022/2790 Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin davacı şirket açısından durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine, davacı vekilinin dava dilekçesinde yer alan İzmir 13....
İcra Dairesinin 2022/2790 Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu, iş bu menfi tespit davasının icra takibinden sonra açıldığı ve 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 72/3. maddesi dikkate alındığında icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceği anlaşılmakla, davacı vekilinin İzmir 13. İcra Dairesinin 2022/2790 Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin davacı şirket açısından durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine, davacı vekilinin dava dilekçesinde yer alan İzmir 13....
(Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesince ise somut uyuşmazlık hakem heyeti kararına itiraz davası niteliğinde olmayıp icra takibi nedeniyle istirdat davası niteliğindedir. Dolayısıyla kamu düzenine ilişkin kesin yetki hali olmadığı davalının da yetki itirazında bulunmadığı bu şekilde davanın ilk açıldığ.....Mahkemesinin yetkili hale geldiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu 72/8'de “Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir.” hükmü düzenlenmiş olup kesin yetki hali söz konusu değildir....