Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 02/04/2013 NUMARASI : 2011/208-2013/187 Taraflar arasındaki imar uygulaması nedeniyle bedel artırma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – 1) Dava konusu imar uygulamasına giren Kağıthane-G.....
maddesi uyarınca, taşınmazın bulunduğu bölgeye göre taşınmaz sahiplerinden m2 başına ücret alınmasına karar verildiği, bu karar doğrultusunda yükümlüden m2 başına … TL. ücret alınmasına ilişkin dava konusu işlemin tesis edildiğinin anlaşıldığı, ancak şuyulandırma işleminin İmar Kanununun 18. maddesi uyarınca belediyenin, isteğe bağlı olmaksızın yapmaya zorunlu bulunduğu asli görevi olması ve bu işlem için 2464 sayılı Kanunun 97. maddesinden bahisle ücret istemenin veya tapu harcı ismi altında herhangi bir bedel talep etmenin dayanağının bulunmaması karşısında yükümlüden şuyulandırma işlemi için m2 başına … TL....
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki belgelerden; davalı idarece son celse sunulan yazı ekindeki 3552 ada 1 parsele ait şuyulandırma cetvelinin onaylı bir örneği idareden getirtildikten sonra, tapu, şuyulandırma cetveli ve idarenin 27/11/2015 tarihli yazısı gözetilerek, bedele dönüşen alanın ne kadar olduğu belirlenip sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, 2-20.08.2016 tarihinde kabul edilerek 07.09.2016 gün ve 29824 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6745 sayılı Kanunun 35. maddesi ile 2942 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddesi ile; "24/02/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan idarelerin taraf olduğu her türlü alacak ve bedel artırım davalarında taşınmazın değeri...
Ayrıca, söz konusu taşınmazın davalı tarafından sonsuza kadar hiçbir bedel ödemeden kullanacak olduğunun kabul edilemeyecek olup; sayın çoğunluğun bozma kararındaki gerekçenin bu sonucun doğmasına sebebiyet vereceğine ve mahkemece tayin ve takdir olunup, denetlenen bilirkişi raporunun benimsenmesi ile hükmün onanması gerekirken belirtilen gerekçe ile bozulması kararına karşı oyumuzdur....
Asliye Hukuk Mahkemesindeki dosyanın dava dilekçesinde fazlaya dair haklarını saklı tutmamaları nedeniyle ıslah taleplerinin kabul olunmadığını, davacının ek dava açma hakkı bulunmadığını, dava şartlarının oluşmadığını, idari yargının görevli olduğunu ve dava konusu olayda ...Encümen kararının uygulanmasına ilişkin bir değer artırımı talebi söz konusu olduğu için hukuki bir el atma mevcut olduğunu ve hukuki el atmalarda yargı yolunun idari yargı olduğunu, davanın kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemi değil, şuyulandırma nedeniyle oluşan bedelin artırılması istemiyle açılmış olmasından ve söz konusu imar uygulamasının 1994 yılında yapıldığından hak düşürücü sürenin geçtiğini, talep edilen bedel fahiş olduğundan kabul edilmesinin mümkün olmadığını, bedele çevrilmiş hisselerin bedel artırım talebinin zamanaşımı nedeni ile reddi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....
Mahallesi, ... mevkiinde bulunan hisseli arsayı satıp tapudan da devrettiğini, ayrıca davalı ile aralarında 20.6.2007 tarihli bir sözleşme imzaladıklarını, bu sözleşmeye göre satılan taşınmazın 84,87 metrekaresi için dava dışı belediye tarafından davalıya ödenecek 14.851,00 TL üzerinde davalının hiçbir hakkı olmayıp bu paranın davacıya ait olduğu ve davalı tarafından davacıya ödeneceği üzerinde anlaştıklarını, fakat davalının tahsil ettiği bu parayı kendisine ödemediği gibi bedel artırım davası açarak şuyulandırma bedelini artırdığını ve artan kısmıda tahsil ettiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı tarafından tahsil edilen 14.851,50 TL ile ayrıca artırım davası sonucu elde edilen miktarın şimdilik 500,00 TL sinin tahsil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
GEREKÇE VE DEĞERLENDİRME: Dosya kapsamı, mevcut delil durumu, ileri sürülen istinaf sebepleri ve istinaf sebepleriyle bağlılık ilkesi dikkate alındığında; Dava, kök kayıt malikinin 1524/9843 olan payının, şuyulandırma cetveline 1268/9843 olarak girmiş olması nedeniyle, bedele dönüştürülen 98 metrekarelik kısımın bedelinin tahsili ile ile fark olan kısım için ise el atma tazminatı olarak açılmış ise de, el atma tazminatı talebinin 18/03/2019 tefrik edilip iş bu dava dosyasına kayıt edildiği, bedele dönüştürülen 98 metrekarelik kısım için 2016/69 esas üzerinden kurulan hükmün İstanbul BAM 39 Hukuk Dairesinin 2019/2026 esas sayılı ilamı ile onandığı görülmüştür. Dosyada bir sureti mevcut 31/03/2021 tarihli heyet raporu ile 258/9843 payın 266,59 metrekare olarak ayrıca bedele dönüştürüldüğü tespit edildiğinden el atma davası olarak açılıp 2016/69 esastan tefrik ile 2019/88 esasa kayıt edilen davanın şuyulandırma davası olarak kabulune karar verilmiştir....
2011/134- 101 sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilerek tapu kaydı maliki Süleyman oğlu Yakup lehine tesisi edilen 26.520.000- ETL bedelli ipoteğin fekkine, ipotek alacaklısının adresinin bulunamaması nedeni ile ipotek bedelinin icra kasasında saklanmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
Mahkemece iade sonrasında davanın kısmen kabulü ile;194.664,84- TL şuyulandırma bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı idareden alınarak davacı tarafa ödenmesine karar verilmiş. karara karşı davalı idare vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; Çevre ve Şehircilik Bakanlığına husumet yönetilmesi gerektiğini, 2013 yılında taşınmazın bulunduğu yerin riskli alan ilan edildiğini, idarelerinin tasarruf yetkisinin sonlandığını ileri sürmüştür....
hak sahibi olup olmadığı araştırılarak; herhangibir hakkı yoksa, kaim bedel ödenmeksizin davanın kabulüne karar verilmesi; yok eğer bu kadastral parsellerde malik olup da imar öncesi mevcut muhdesatı şuyulandırma sonucu davacının çekişmeli imar parsellerinde kalmış ise, yukarıda değinilen ilkeler uyarınca muhdesatın kaim bedeli depo ettirilerek ondan sonra bir hüküm kurulması gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu, kabule göre de, muhdesatların imar öncesi meydana getirilip getirilmediği açıklığa kavuşturulmaksızın ve imar sonrası dikilen ağaç bedellerini de kapsar şekilde kaim bedele hükmedilmiş olmasının da doğru olmadığı...” gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, müdahalenin imar uygulaması ile oluşmadığı, ayrıca 366 ve 367 kadastral parsellerinde muhdesat bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....