Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket ortağı olduğunu, müvekkilinin diğer ortaklardan gördüğü haksız davranışlar üzerine şirket ortaklığından ayrılmaya karar verdiğini, müvekkilinin davalı şirketin ticari defter ve belgelerini incelemek için noter kanalıyla ihtarname göndermesine rağmen davalının defterlerin şirket adresinde incelenebileceğini cevaben bildirdiğini, hiçbir genel kurul kararı alınmadan şirket ortağı olan müvekkilinin şirket hesapları ve defterlerinin incelenmesinin engellendiğini, müvekkilinin şirket ortaklığından ayrılacağını bildirmesi üzerine taraflar arasında protokol imzalandığını, ortaklar kurul toplantısı ile müvekkilinin yetkileri alınarak şirket yetkilisinin ... yapıldığını, bu süreçte şirketin anahtarlarının değiştirildiğini ve müvekkiline hiçbir kolaylığın sağlanmadığını...

    nun şirket ortaklığından çıkarıldığını, şirketin bahse konu davada da uzun zamandır faaliyet göstermediği, ana sözleşmedeki amaç ve konusunun gerçekleştiremediklerinin tespit edildiğini, sonuç olarak davanın kabulü ile davalı şirketin Türk Ticaret Kanunu’nun 636/2. maddesi uyarınca haklı nedenle feshine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirkete ait ticari kayıtların Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünden celbi ile yapılan incelemesinde; davacının ... tarihinde kesinleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... sayılı kararından sonra şirketin tek ortağı olduğu ve yine şirketi münferiden temsil -ilzam yetkisine sahip şirket müdürü olduğu anlaşılmıştır. Bu halde davacının TTK 636/1-b maddesi uyarınca alınacak genel kurul kararı ile limited şirketi sona erdirme imkan var iken, şirketin feshi için TTK 636/2 veya 636/3.maddesine dayalı dava açmakta herhangi bir hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmıştır....

      Mahkemece; davalının 11.11.2005 tarihinde Genel Kredi Sözleşmesini kefil olarak imzaladığı, 17.12.2007 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde bulunan ilan gereği hissesini devrettiği ve dava dışı asıl borçlu şirket ortaklığından ayrıldığı, dava tarihi itbarıyla şirket ortağı olmadığı, dava dışı şirketin 05.06.2008 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ünvanının değiştirildiği, yeni ünvanlı olarak şirketin yetkili müdürünün ve hissedarlarının müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladığı, davalının borçtan sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu icra takibine dayanak 11.11.2005 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi, davacı banka ile dava dışı asıl borçlu .... Teks. Konf. Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilmiş, davalı ise bu sözleşmeyi, akit şirket ortağı sıfatıyla değil kendi adına, müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalamıştır....

        ın hem ortak hem de yönetici olarak bulunduğu, şirketin son hali ile ... tarihi itibariyle 16.300,00.-TL icrada borcu bulunduğunun bildirildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişinin ibraz ettiği ... tarihli raporunda sonuç olarak davalı şirketin ... tarihinden sonra hiçbir faaliyetinin olmadığı, herhangi bir gelir elde etmediği, gayri faal durumda olduğu, davalı şirketin tescilli ticari adresinde bulunmadığı, bu nedenle de davalı şirketin mükellefiyet kaydının ve ticaret odası oda sicil kaydının resen sonlandırıldığı, bu durumda da dava tarihi olan ... tarihi itibariyle ticari faaliyeti ve fiili durumunun olmadığı bildirilmiştir. Dava, 6102 Sayılı TTK'nun 638 maddesi gereğince haklı nedenlere binaen şirket ortaklığından çıkmaya izin verilmesi davasıdır....

          Şirketi'nin diğer davalı ... ile beraber ortağı olduğunu, söz konusu ortaklığın kurulduğu tarihten bu yana davalı ... ile birlikte şirketin idaresinde müştereken temsile yetkili olmasına rağmen ortaklığın başladığı tarihten bugüne kadar şirketinve işleyişiyle ilgili diğer ortaktan bilgi alamadığını, yetkisinin kullandırılmadığını, kar dağıtımı yapılmadığını ve şirket bilançolarının gösterilmediğini, müvekkili tarafından yapılan araştırmalar neticesinde şirketin gerçek dışı faturalar ile borçlandırıldığını tespit ettiğini, söz konusu borçlandırılmalara ilişkin olarak bilgi alamadığını, şirketin devamlı olarak zarar ettiğini ve kar sağlayamadığını, şirket yönetiminde yolsuzluklar yapıldığını belirterek, müvekkilinin haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesini talep etmiştir....

            Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/10/2012 tarih ve 2012/255-2012/255 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati tedbire itiraz etden (borçlu) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: İhtiyati tedbire itiraz eden vekili, davacı vekilinin TTK'nın 551/2. maddesi uyarınca müvekkilinin haklı nedenlerle davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesi veya davalı şirket tarafından reel değeri karşılığında satın alınması, aksi takdirde şirketin feshi, tasfiyesi, şirket aktiflerinin reel değerinin tespiti ile ortaklık payının ödenmesi talebiyle açtığı davada tensip kararı ile şirkete ait taşınmazların tapu kayıtları ve şirkete ait araçların trafik tescil kayıtları üzerine tedbir konulmasından sonra 20.06.2012...

              Yukarıda yer alan tabloda da görüleceği üzere, davalı şirket sermayesinin 40.000 pay karşılığı 1.000.000,00 TL olduğu, davacı ...'mn davalı şirket nezdindeki hissesinin 1.900 paya karşılık 47.500,00 Tl. olduğu, bunun şirketin toplam sermayesinin %4.75 oranına isabet ettiği görülmektedir. Şirket ortağının ortaklık payının hesabı karar tarihine en yakın tarihteki güncel şirket ticari kayıtlarının esas alınmasını gerektirmektedir. Nitekim, Yargıtay II. HD'nin 2005/12294 E. 2006/12821 K. Sayılı ve 05.12.2006 Tarihli İlamına göre; "Dava, TTK'nın 551/2 maddesi hükmü uyarınca limited şirket ortağının şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine ve ortaklık payının tahsiline ilişkindir. Ortağın limite d şirketten çıkmasına izin verilmesine ilişkin mahkeme karan inşat nitelikte olduğundan karar tarihinde hüküm ifade eder....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/496 Esas KARAR NO : 2022/756 DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli) DAVA TARİHİ : 28/07/2022 KARAR TARİHİ : 17/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davaya konu şirketin diğer ortağı ve şirketin tek müdürü ... birlikte ...’ni kurma iradesini gösterdiklerini, ilgili şirketin ana sözleşmesi Antalya Ticaret Sicili Müdürlüğü’ne diğer evraklarla birlikte sunulduğunu ve söz konusu şirketin ... tarihinde tescil edildiğini, şirket ana sözleşmesine göre; şirketin sermayesi ......

                  in davalı şirket müdürlüğünden azli ile yerine kayyum atanmasını ve TTK 549 maddesi uyarınca haklı sebeplerle şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiş, karşı dava hakkında ise, müvekkilinin hiç bir zaman davalı şirketi temsile yetkili olmadığını, şirket kurulmadan önce çalıştığı işine devam ettiğini, mesai dışındaki zamanını şirket müdürü ve eşi olan ...'a yardım ederek geçirdiğini, davalı şirketten herhangi bir ücret almadığını ve davalı şirket aleyhine başka bir iş yapmadığı gibi rekabette etmediğini savunarak karşı davanın reddini istemiştir. Davalılar-karşı davacılar vekili, davalıdan önceki şirket müdürünün davacının eşi ... olduğunu, şirketin mali müşavirinin ise davacının kardeşi ...'...

                    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin ortağı olan diğer davalının kendi şahsi borçlarından dolayı şirketteki hisselerine haciz konulduğu, davalı şirketin kuruluşundan itibaren ortaklar kurulunun toplanmadığı, kar dağıtılmadığı dolayısıyla şirketin kuruluşuna yol açan sebeplerden olan kar elde edilmesinin ve şirketin işletme amacını yerine getirmesinin imkansız hale geldiği, ortaklıktan ayrılmayı talep etmekte haklı sebeplerin bulunduğu, davacının ilk terditli talebi ortaklıktan çıkma olduğundan ve diğer davalı şirketin fesih ve tasfiyesini istemediğinden öncelikle davacının ilk terditli talebi yönünden karar verilmesi gerektiği, davacının çıkma payına ilişkin talebinden feragat ettiği gerekçesiyle davacının davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, çıkma payına ilişkin talebin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu