Davalı ise davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur Mahkeme, el koyma nedeniyle davalı Hazinenin sorumluluğuna gidilebilmesi için, bu konuda yasal bir düzenlemenin bulunması gerektiğini, koruma tedbirleri nedeniyle tazminat hususunun 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK ile düzenlendiğini, ancak davaya konu el koyma işleminin, bu tarihten önce yapılmış olması nedeniyle 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanuna tabi olduğunu, anılan mevzuatta ise bu tür işlemlerde Hazinenin sorumluluğuna ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar vermiştir. Dava, BK’nın 41. ve devamı maddelerinde düzenlenen, haksız eyleme dayalı tazminat davasıdır. Genel hükümler uyarınca, davacı uğradığı zararın tazminini talep edebilir, bu hususta Hazinenin sorumluluğuna ilişkin açık bir düzenlemenin varlığına gerek bulunmamaktadır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/88 Esas KARAR NO : 2022/289 DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 11/02/2022 KARAR TARİHİ : 28/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 11/02/2022 tarihli dava dilekçesinde özet; Davalı şirket yetkilisinin özen ve sadakat yükümlülüğüne aykırı eylemleri nedeniyle şirket uğradığı zarara yönelik .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/... Esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını, bu dava sonucunda şirketin uğradığı bir kısım zararın davalıdan tahsiline karar verildiğini, bu dosyanın yargılaması sırasında bilirkişilerin uzmanlık alanına girmediğinden tespit edilemeyen zarara ilişkin karar verilmediğini, buna ilişkin olarak ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/ ......
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, 1-)Sanığa isnat edilen İİK’nın 333/a maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirket defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırılmalı olarak bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, sonucuna göre İİK'nın 333/a maddesinde yazılı bulunan suçun oluşup oluşmadığının tartışılması gerekirken, takibin kesinleştiği tarih itibarıyle ödeme gücü olup olmadığını tespit etmeyen yetersiz bilirkişi raporuna istinaden eksik kovuşturmayla yetinilerek yazılı...
Mahkememizce İstinaf ilamına uyularak, dava tamamen ıslah edilip şirket müdür sorumluluk davasına dönüştürüldüğünden, HMK'nın 26. Maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi gereğince mahkememizce ıslah dilekçesindeki talebe göre araştırma yapılarak dava sonuçlandırılmıştır. Limited şirketlere ilişkin TTK. m. 644 hükmünün yollamasıyla, limited şirket müdürlerinin sorumluluğuna, anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna dair hükümler uygulanır. Anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu, esas itibariyle kusura dayalı bir sorumluluktur. Bu nedenle kusursuzluğunu ispat eden üye sorumluluktan kurtulur (TTK. m. 553). Kusur sorumluluğunun esasen zarar, kusur, hukuka aykırılık ve illiyet bağıdır. Yönetim kumlu üyelerinin sorumluluğunun doğabilmesi için bu unsurların tümünün gerçekleşmesi gerekir....
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, Exper Hafriyat isimli şirketin genel itibari ile ticari kayıtlarına göre zarar eden bir şirket olduğu, şirketin tasfiye işlemlerinin sonuçlandırılması nedeniyle borçlu olduğu ortaklarına tasfiye sürecinde 25.368,77 TL ödediğini ve aktifinde ayrı 2.303,77 TL bulunması ve bu değerlerinde öz varlıkları sıfırlanan şirket ortaklarına ödenmesi halinde ortaklara toplamda 27.672,54 TL ödendiğini, davacıya 13.836,27 TL’nin şirket terkinin yapıldığı 01/12/2011 tarihi itibariyle ödenmesi gerektiği, icra inkar tazminatına ilişkin yasal koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddi ile icra takibine itirazın 13.836,27 TL’lik kısım yönünden iptali ile takibin 13.836,27 TL yönünden devamına, davacının icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı temyiz etmiştir....
Davalı ... vekili, iş mahkemesi kararına göre borç işçi alacağına dair bir borç olup, muhatabının hükmi şahıs olan davacı şirket olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuştur. Bu kez davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1-Dava, limited şirket müdürünün sorumluluğuna dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir Davacı şirket vekili, davalının müdür olarak görev yaptığı dönemde açılan işçi alacaklarına dair davalar sonucu hükmedilen miktarların, davalının ortaklıktan ayrılmasından sonra müvekkili tarafından ödendiğini, bu borçları devir tarihinde mali tablolarda gösterilmemesi ve davalının basiretsiz yönetimi sebepleriyle bu borçlardan davalının sorumlu olduğunu ileri sürmüştür....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleşen davaların, TTK'nın 553 vd. maddeleri uyarınca şirket yöneticisinin sorumluluğuna ilişkin olduğu tespiti yapılmış, ibranın hukuki niteliği ve sorumluluk davalarına etkisi konusunda ayrıntılı hukuki açıklamalar yapıldıktan sonra, davalının davacı şirkette 2013 ila 2019 yılları arasında yönetici olduğu, 2014-2015 ve 2016 yılları faaliyetleri nedeniyle 25.07.2017 tarihli genel kurulda ibra edildiği, daha sonra yapılan 21.07.2020 tarihli genel kurulun 5 numaralı gündem maddesiyle yapılan oylamada şirket yönetim kurulunun ibrasına karar verildiği, ibranın davaya konu tazminat talebinin ilişkin olduğu olayları da kapsadığı, ibranın bir sonucu olarak şirketin artık sorumluluk davası açma hakkının bulunmadığı gerekçeleriyle, asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/1267 Esas sayılı dosyası üzerinden görülmekte olan dava, yönetim kurulu üyesi olan davalının sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkin olup, davalının yönetim kurulu üyesi değil, şirket ortağı olması nedeniyle açılan işbu dava ile konuları farklı olduğundan derdest bir davanın varlığından söz edilemeyeceği nazara alınmaksızın yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. ...- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, .../.../2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :.......Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kasko sigorta poliçesinden doğan rücuen tazminat alacağına dayalı itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili; davacıya kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olan park helindeki araca, davalıya ait beton mikserinden dökülen çimento parçalarının hasar verdiğini, davalının sebep olduğu hasar nedeniyle aracı hasara uğrayan sigortalıya 28.02.2012 tarihinde 2.260,00 TL hasar tazminatı ödendiğini, sigortalısına yapmış olduğu ödeme nedeniyle davalıya göndermiş oldukları yazı ile ödeme talebinde bulunulduğunu, ancak davalı tarafından bir ödeme yapılmadığını, bu durum üzerine davalı şirket aleyhine .........
Şti'nin tüzel kişi olduğunu, davalının da bu çeki imzaladığını, tüzel kişiye karşı başlatılan takiple tahsilde tekerrür olmamak üzere bu şirket ortağı olan davalıya yönelik olarak da dava konusu takibin başlatıldığını, Çek Kanunu'nun 5. maddesine göre şirket ortağının çek karşılığını ilgili hesabında bulundurmasının gerektiğini, bu nedenle davalının çeke dayalı borçtan sorumlu olduğunu belirterek takibe yönelik itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili duruşmada verdiği beyanında, şirket ortaklarının sermaye koyma borcunu yerine getirdiğinin dosyaya sunulan belgelerde sabit olduğunu, şirket ortağının başka bir nedenle sorumluluğuna gidilemeyeceğini, takip konusu çeke dayalı davalının sorumluluğuna gidilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir....