Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davacı şirket vekili, şirketin eski hissedarı ve eşinin şirketin yönetici ortağıyla husumet yaşadığını, şirket yöneticisinin can güvenliğinin tehlikede olduğunu, en son Vergi Dairesinden defter ve belgeler istendikten sonra şirket yöneticisinin bu kişilerle yaptığı görüşme sonrasında dava konusu faturaların zayi olduğunu öğrendiğini, öğrenme tarihi itibarinden itibaren 15 günlük hak düşürücü sürede dava açtığını ileri sürmüştür. Davacı şirketin basiretli tacir olarak ticari defter ve belgelerini özenle saklaması gerekmekte olup, şirket yöneticisinin 2017 yılından itibaren şirket eski ortağı ve eşiyle yaşadığı husumet üzerine dava konusu faturaların kayıp olduğunu öğrenebilecek durumda olduğu gibi TTK 82/7. maddesi uyarınca açılan dava hasımsız görüldüğü için husumetin başladığı ve şirket belgelerinin bulunmadığını öğrendiği tarihten itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içinde dava açılması şirket yöneticisi yönünden hayati tehlikeye yol açmayacağı da açıktır....

    Yönetim kurulu üyelerinin veya limited şirketlerde müdürlerin sorumluluğu ile amaçlanan, zarar verene isnat edilebilecek ve onun hukuk düzenince onaylanmayan bir davranışından kaynaklanan zararın giderilmesidir. Sorumluluğu düzenleyen TTK'mn 553. maddesine göre yönetim kurulu üyeleri, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. Bu hüküm uyarınca yönetim kurulu üyelerinin TTK'na istinaden hukuki sorumluluklarına hükmedilebilmesi için zarar, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılık, kusur ve illiyet bağı koşullannın gerçekleşmiş olması gerekir. Bu tespitler ışığında somut olayda davalıların sorumluluklarının tespiti şirket kayıt ve belgeleri üzerinde teknik incelemeyi gerektirdiğinden bilirkişiler eliyle incelemeler yaptırılarak hazırlanan raporlar dosya içerisine alınmıştır....

      "İçtihat Metni"Daire : DOKUZUNCU DAİRE Karar Yılı : 1993 Karar No : 317 Esas Yılı : 1992 Esas No : 2500 Karar Tarihi : 27/01/993 KATMA DEĞER VERGİSİ YANSITMALI BİR VERGİ OLDUĞUNDAN, ŞİRKET VERGİ BORCUNUN ŞİRKET TEMSİLCİLERİNDEN İSTENİLMESİNDE "KASIT VE İHMAL" UNSURUNUN VARLIĞININ ARAŞTIRILMAYACAĞI HK....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasında görülen ticari şirket yöneticisinin azli davası sırasında davacı taraf 04/09/2008 günlü dilekçesiyle reddi hakim yoluna başvurmuştur. Bu konuda verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Yargılama sırasında dört ayrı tarihte, davacının şirket adına imza yetkisinin dava sonuna kadar tedbiren kaldırılması isteminin, mahkemece haklı gerekçe gösterilmeksizin reddedildiği belirtilerek, mahkeme başkan ve üyelerinin tarafsızlığından şüpheye düşüldüğü gerekçesiyle reddi hakim yoluna başvurulmuştur. İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz, delil tespiti veya adli yardım kararı ... veya bu taleplerin reddine karar ... olan hakim böyle bir karar ... olması nedeniyle reddedilemez....

          Asliye Ceza Mahkemesinin kararı ile sabit olduğu iddia edildiği, davanın özü şirket yönetim kurulu üyesi yada yöneticisinin hukuki sorumluluğundan kaynaklanmakta olduğu, uyuşmazlığa konu şirket ...'da bulunduğundan uyuşmazlığın HMK'nın 14/2. maddesi ... Mahkemelerinde görülmesi gerektiği, Türk Mahkemeleri'nin davayı görmeye yetkili ve görevli bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği, Kararın istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesinin 2020/344 Esas, 2020/431 Karar sayılı ilamıyla; ''MÖHUK 40. maddede "Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder." hükmü düzenlenmiştir. Türk mahkemelerini yetkili kılan bir iç yetki kuralı varsa ,Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi de mevcuttur....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : İİK'nun 333/a maddesine muhalefet etmek HÜKÜM : Sanıkların ayrı ayrı mahkumiyetlerine 1- İİK'nun 333/a maddesinde şirket yöneticisinin kasten alacaklıyı zarara uğratması suçu düzenlenmiş olup ......

              Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, Sanığa isnat edilen İİK’nın 333/a maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, öncelikle borçlu şirketin bağlı bulunduğu Vergi Dairesi Müdürlüğünden öğrenilerek muhasebecisi veya şirket ortaklarından gerektiğinde zabıta marifetiyle ticari defterlerin temin edilerek, takibin kesinleştiği tarih olan 19.06.2012 tarihi itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirket defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırılmalı olarak bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, kesinleşmiş icra takip dosyalarının borçları...

                Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, Sanığa isnat edilen İİK’nın 333/a maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, öncelikle borçlu şirketin bağlı bulunduğu Vergi Dairesi Müdürlüğünden öğrenilerek muhasebecisi veya şirket ortaklarından gerektiğinde zabıta marifetiyle ticari defterlerin temin edilerek, takibin kesinleştiği tarih olan 30.04.2013 tarihi itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirket defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırılmalı olarak bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, kesinleşmiş icra takip dosyalarının borçları...

                  Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Sanığa isnat edilen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, takibin kesinleştiği tarih olan 13.06.2013 tarihi itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirket ticari defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırılmalı olarak bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumlarının takdiri gerekirken, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi, Kabule göre de, İİK’nın 333/a maddesine aykırılık suçunda suç tarihi takibin kesinleştiği 13.06.2013 tarihi...

                    Ancak; Sanığa isnat edilen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi ayrıca bu eylemin başka bir suçu oluşturmaması gerekmekte olup, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirket defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırılmalı olarak bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumlarının takdiri gerekirken, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin ödeme gücünü belirlemekten uzak ve yetersiz bilirkişi raporu dayanak yapılarak yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı ve sanık müdafii ile şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden...

                      UYAP Entegrasyonu