Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan davalı T7 mirasçılar dışında bir kişinin terekeye temsilci atanmasına muvafakatı olmadığı yönündeki istinaf sebebi tereke temsilcisinin şahsına yöneliktir. Yine terekeye temsilci olarak atanan T9'nin ise yaşlı biri olduğu, kendi rızası alınmadan tereke temsilcisi olarak atandığı yönündeki istinaf sebebi ise tereke temsilciliğinden (vasilikten) kaçınma sebebi olarak değerlendirilmiştir....

mevcut olduğunu, davalı şirket yöneticisi tarafından şirketin kasıtlı olarak zarara uğratıldığını, süreç içerisinde şirket kar payının dağıtılmayarak sermaye arttırımı için kullanıldığını ancak davalının şirket kar payını şahsi hesabına ve şahsi şirketlerine kullanma yoluna gittiğini, müvekkilinin mağdur edildiğini, davalı şirketin tarım sulama sistemleri alanında Türkiye'nin en büyük önde gelen şirketlerinden biri olduğunu, marka değerinin çok yüksek olduğunu, davalı baba ve müvekkili oğul arasında güvene dayalı ortaklık ile kurulan bir şirket olduğunu, müvekkiline ödenmesi gereken ancak ödenmeyen kar payının bilirkişi marifetiyle tespit edilmesini, 2005 yılından 2021 yılına kadar şirkette genel kurul yapılmadığını, şirketin hali hazırda 500.000.000,00TL'nin üzerinde mal varlığı ve 35.000.000,00TL civarında dağıtılması gereken kar payının bulunduğunu, son dönemde faturasız olarak satışı yapılan ve şirket hesaplarına geçmeyen hatırı sayılır miktarlarda satış gelirlerinin de mevcut olduğunu...

    Bu durumda davacı ve davalılar aynı miras bırakanın mirasçıları olduklarından terekeye karşı 3. kişi konumunda bulunduklarından söz edilemez. Hal böyle olunca "çoğun içinde az da vardır" düşüncesi ve usul ekonomisi de göz önüne alındığında davacının talebinin, miras payının adına tescili istemini de içerdiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle hükmün BOZULMASI düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım....

      Mahkemece, terekeye dahil taşınmazdaki hisseyi satın alan davacı terekeye göre üçüncü şahıs ise de, mirasçılar arasındaki elbirliği mülkiyet sona erdiğinden davacının yazılı sözleşme ile paylarını devraldığı davalılar ... ve ...'nin paylarını isteme hakkı doğduğundan açılan davanın bu iki mirasçı yönünden kabulüyle, davalılar ... ve ...'ye ait bulunan ¼ 'er payının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine; Hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki tapu kaydına göre, dava konusu 34 parsel 12.01.1988 tarihinde davalılar murisi ... adına tescil edilmiş olup, ...'ın 06.01.1989 tarihinde vefatı ile eşi... ve çocukları ..., ..., ... ve ...'e intikal etmiş, mirasçılardan Hamide'nin 26.10.2011 tarihinde ölümü ile miras payı ..., ..., ... ve ...'e kalmıştır. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, davalılar ... ve ......

        Mirasçılar terekeye elbirliği ile sahip olurlar ve bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Murisin terekesi üzerinde mirasçıların TMK'nın 701 ve 702. maddelerine göre belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. TMK'nın 702. maddesi uyarınca tasarrufi işlemlerde oybirliği aranır. Dava da bir tasarrufi işlem olduğundan, tüm mirasçıların birlikte üçüncü kişi durumunda bulunan davalılara karşı dava açmaları zorunludur. Davacı, dava konusu taşınmazın adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir....

          Sulh Hukuk Mahkemesinin 01.10.2012, E:2012/1110, K:2012/1318 sayılı mirasçılık belgesindeki payları oranında ... mirasçıları adına; 2/12 payının da Konya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.09.2012, E:2012/1118, K:2012/1404 sayılı mirasçılık belgesindeki payları oranında ... mirasçıları adına tesciline, c- Çekişmeli 322 ada 10 parsel sayılı taşınmazda davalı ... adına olan tapu kaydının 2/3 payının iptali ile; 1/3 payının Konya 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 01.10.2012, E:2012/1110, K:2012/1318 sayılı mirasçılık belgesindeki payları oranında ... mirasçıları adına; 1/3 payının da Konya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.09.2012, E:2012/1118, K:2012/1404 sayılı mirasçılık belgesindeki payları oranında ... mirasçıları adına tesciline, 2- Davacılar ..., ... ve ...’nın davalarının ise aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur....

            Bilindiği gibi terekeye ait bir hakla ilgili olarak açılacak davalarda kural olarak tereke 4721 sayılı TMK'nın 701 ve devamı maddeleri gereği elbirliği mülkiyete tabi olduğundan yasal istisnalar dışında (örneğin TMK 702/son) tüm mirasçıların birlikte hareket etmeleri veya aynı yasanın 640. maddesine göre terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerekir. Bundan ayrı, bir kısım mirasçıların terekeye iade istemiyle açtıkları davada, terekeye temsilci tayini için süre verilmesi halinde de böyle bir davanın açılması mümkün bulunmaktadır. Ancak dava halefiyet esasına göre tereke adına değil de kendi miras payı için açılmışsa tüm mirasçıların onayının alınmasına gerek bulunmamaktadır. (Yargıtay HGK. 11/11/2009 tarih, 2009/458 Esas 2009/498 Karar) Miras ortaklığı temsilcisi özel kayyım niteliğindedir. (TMK'nın 640. md.). Türk Medeni Kanununun 431. maddesi uyarınca vasi tayininde usul kayyım (mümessil) için de uygulanır....

            Davacı ..., miras yoluyla gelen hakka dayanarak, tapu kayıtlarının iptali ve taşınmazlardaki miras payının adına tescili istemiyle dava açmıştır....

              Bozma Kararı Karar; Yargıtay (Kapatılan) 16.Hukuk Dairesinin 12/03/2019 tarihli ve 2016/7204 E., 2019/1676 K. sayılı kararıyla; “...4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640. maddesi uyarınca, mirasçılar arasında elbirliği mülkiyet hükümleri geçerli olup, ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu, bu nedenle, terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan birisi aleyhine genel mahkemelerde açılacak davanın tüm mirasçılar tarafından birlikte açılması gerektiği, bir mirasçının, özellikle acele hallerde, miras şirketinin menfaatini korumak için, bütün mirasçılar adına, yalnız başına dava açması mümkün ise de, bu şekilde bir davanın tüm mirasçıların katılımı sağlanmadan yürütülemeyeceği, bu halde, diğer mirasçılarında, davaya katılımlarının sağlanması, muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi gerektiği, öte yandan, bir ya da bir kısım mirasçının, terekeye ait bir mal, hak veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan...

                nun 11.12.2019 tarihinde şirket hisselerinin % 5'ini oluşturan nama yazılı paylarının ...'a devir ettiğini, devir alanın 19.04.2022 tarihinde dava konusu genel kurul kararından önce senetleri şirkete ibraz ettiğini ve şirketçe hisselerin pay defterine kayıt edildiğini, bundan sonra yapılan genel kurul toplantılarında anılan kişinin yönetici seçildiğini, bakiye % 95 payın ise dava dışı üçüncü kişi olan ...'e ciro ve teslimle devir edildiğinin ibraz edilen senetlerden anlaşıldığından, bu kişinin de şirkete paydaş yapıldığını, hali hazırda şirketin % 5 payının ...'a, % 95 payının ise nama yazılı senetleri ibraz eden ...'e ait olduğunu ve davacının murisi ...'...

                  UYAP Entegrasyonu