Çıkarılma kararı gerekçeli olarak tutanağa geçirileceği gibi, ortaklar defterine de yazılır. Kararın onaylı örneği,çıkarılan ortağa tebliğ edilmek üzere, on gün içinde notere tevdi edilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Tebliğ edilen karar, yönetim kurulunca verilmiş ise ortak, üç aylık süre içinde genel kurula da itiraz edebilir. Bu itiraz, ilk toplanacak genel kurula sunulmak üzere, yönetim kuruluna noter aracılığı ile tebliğ ettirilecek bir yazı ile yapılır. Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içinde,genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir. Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz....
işleminin Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde güvence altına alınan temel hak ve özgürlükleri ihlal ettiği, Mahkemece, temel hak ve özgürlükler açısından hukuki bir denetimin yapılmadığı, ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu, OHAL döneminde uygulanan kamu görevinden çıkarma cezasının Ceza Hukuku anlamında bir ceza olduğu, davacı tarafından, OHAL döneminde OHAL süresiyle sınırlı olarak alınan tedbirler çerçevesinde kamu görevinden çıkarıldığı ve 19 Temmuz 2018 tarihinde OHAL uygulamasına son verilmesi nedeniyle işlemin Anayasal dayanağının kalmadığı, OHAL döneminde durumun gerektirdiği ölçüde geçici tedbirler alınması gerekirken kalıcı sonuçlar doğuran kamu görevinden çıkarılma işleminin uygulandığı, Anayasaya göre OHAL döneminde dahi ihlal edilmeyecek türden bir hak olan masumiyet karinesinden yararlanma hakkının OHAL KHK'sı ile terör örgütü üyesi olarak suçlanmak suretiyle cezalandırılarak ihlal edildiği, kamu görevinden çıkarılma işleminin ceza hukuku anlamında...
Bu durumda, bakılan davanın, 2577 sayılı Kanun'un 46/1-c bendi kapsamında öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işleme karşı açılan dava kapsamında bulunmadığı anlaşıldığından davalı idarece yapılan temyiz başvurusunun esasını inceleme olanağı bulunmamaktadır. KARAR SONUCU: Açıklanan nedenlerle; 1- TEMYİZ İSTEMİNİN İNCELENMEKSİZİN REDDİNE, 2- Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, Kesin olarak, 01/04/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi. KARŞI OY : (X)-2577 sayılı Kanun'un "Temyiz" başlıklı 46. maddesinde, "Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştay'da, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir: ... c) Belli bir meslekten, kamu görevinden veya öğrencilik statüsünden çıkarılma sonucunu doğuran işlemlere karşı açılan iptal davaları, ..." hükmü düzenleme altına alınmıştır....
hakkının Anayasal bir hak olduğu ve hakkın özüne dokunulmaması kaydıyla sınırlandırılabileceği, hakkında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunmadığı, tavsiye niteliğinde olan Milli Güvenlik Kurulu kararlarının davanın reddine gerekçe olarak alınamayacağı, kamu görevinden çıkarılma tedbirinin ölçülülük ilkesine aykırı olduğu, çekişmeli yargılama ve silahların eşitliği gibi bir yargılamanın temel ilkelerini referans almayan Anayasa Mahkemesi kararlarının davanın reddine gerekçe yapılamayacağı, FETÖ/PDY'nin 26 Mayıs 2016 tarihinde terör örgütü olarak ilan edilmesi nedeniyle, bu tarihten önceki fiillerinden bahisle terör örgütü üyeliğinden ceza verilemeyeceği, kamu görevinden çıkarılma işleminin ceza hukuku anlamında bir niteliğinin olması nedeniyle tek fiile tek ceza ilkesinin ihlal edildiği, Devlete ve Anayasaya olan sadakat yükümlülüğünü ihlal etmediği, geçmişteki yasal faaliyetlerin gerekçe gösterilerek kamu görevinden çıkarılmasının suç ve cezaların geçmişe yürümezliği, kanunsuz suç ve...
Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde mahkumiyet hükmünün kesinleşmediği, ceza kovuşturması sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği, devlete karşı olan sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğine ilişkin somut bir tespitin bulunmadığı, bu durumun hukuki güvenlik ve hukuki belirlilik ilkelerini ihlal ettiği, FETÖ/PDY 'den talimat almadığı ve darbe eylemine katılımının olmadığı, devletin takdir yetkisini kullanırken niyet okumaktan ve keyfiyetten kaçınarak hukuki çerçevede kalması gerektiği, kamu görevinden çıkarılma işleminin temel hak ve özgürlükleri ihlal ettiği, FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatına ilişkin hiç bir delil ortaya konulmadan dava konusu işlemin tesis edildiği, kamu görevinden çıkarılma işleminin ölçülü olmadığı, sürekli olacak şekilde kamu görevinden çıkarılma işleminin ulusal ve uluslararası hukuka aykırı olduğu, yargılama aşamasında KHK ekli lisede ismine yer verilmek suretiyle tesis edilen kamu görevinden çıkarılma...
Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: OHAL döneminde OHAL süresiyle sınırlı olarak alınan tedbirler çerçevesinde kamu görevinden çıkarıldığı ve 19 Temmuz 2018 tarihinde OHAL uygulamasına son verilmesi nedeniyle ihraç işleminin Anayasal dayanağının kalmadığı, OHAL döneminde durumun gerektirdiği ölçüde geçici tedbirler alınması gerekirken kalıcı sonuçlar doğuran kamu görevinden çıkarılma işleminin uygulandığı, Anayasaya göre OHAL döneminde dahi ihlal edilmeyecek türden bir hak olan masumiyet karinesinden yararlanma hakkının OHAL KHK'sı ile terör örgütü üyesi olarak suçlanmak suretiyle cezalandırılarak ihlal edildiği, Anayasa ve TBMM içtüzüğüne göre OHAL KHK'larının Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra 30 gün içinde TBMM'nin onayına sunulması gerektiği halde sunulmadığı, kamu görevinden çıkarılma işleminin ceza hukuku anlamında bir ceza niteliğinde olması nedeniyle adil yargılanma hakkına ilişkin tüm güvencelerin korunması gerektiği, yürütme ve yasama organının kişileri ya...
-K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin ....07.2000 tarihinde kooperatif üyeliğinden çıkarıldığını, çıkarılma kararının ihtarname ile müvekkiline tebliğ edildiğini ve müvekkili tarafından itiraz edilmediği için kararın kesinleştiğini, üyelik süresince ödediği aidatın kendisine ödenmediğini ileri sürerek, ....460,00 TL' nin ortaklıktan çıkarılma tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....
Dosya içeriğinden, dahili davalı ... tarafından kamu görevinden çıkarılma kararına karşı 17063509 başvuru numarası ile Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna başvurulmuş ise de, henüz başvurunun sonuçlanmadığı bildirilmiştir. Açıklanan bu maddi ve hukuki olgulara göre, kamu görevinden çıkarılma kararına karşı dahili davalı ... tarafından Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonuna yapılan başvurunun sonucu beklenilmeli, karar kesinleştikten sonra oluşacak neticeye göre değerlendirme yapılmalıdır. Anılan hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/846 Esas KARAR NO : 2022/766 DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) DAVA TARİHİ : 08/11/2022 KARAR TARİHİ : 09/11/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; 27/03/2013 tarihinde-----yevmiye nolu -----devrettiği hissesinin hala üzerinde görünmekte olduğunu, ------ ortaklığından çıkmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava, hukuki niteliği itibariyle, davacının ortaklıktan çıkma istemine ilişkindir. TTK'nın 638. maddesinde şirket ortaklığından çıkma ve çıkarılma düzenlenmiştir. Buna göre şirket sözleşmesi, ortakların çıkma hakkı tanıyabilir. Bu hakkın kullanılmasının belirli şartlara bağlayabilir. Her ortak haklı sebeplerin varlığından şirketten çıkmasına izin verilmesi için dava açabılir....
KARŞI OY Dava, Limited Şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının tahsili istemine ilişkindir. Limited Şirketin esas sermaye paylarını iktisabı, çıkma ve çıkarılma bakımından TTK m. 612/2'de düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre şirketin çıkma ve çıkarılmada edineceği esas sermaye payı oranı % 20'dir. Böylece, Limited Şirketinin çıkma ve çıkarılmada % 20 oranından fazla esas sermaye payını edinme olanağı yoktur. Ayrıca, Limited Şirketten çıkma ve çıkarılmada ayrılma akçesinin ödeme koşulları yine TTK m. 642'de belirlenmiştir. Yukarıdaki açıklamalar karşısında, somut olaya gelindiğinde, davacının esas sermaye payının davalı şirket tarafından iktisabı ile ayrılma akçesinin davalı şirket tarafından ödenmesi anlamına gelecek şekilde hüküm verilmesine olanak sağlandığı TTK m. 612/2 ve 642'nın değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Ancak, bu şekilde hükmün oluşturulması için TTK m. 612/2ve 642'ye göre değerlendirilme yapılması zorunludur....