istendiği, mahkemece icranın geri bırakılmasına ve karar kesinleştiğinde hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....
İTİRAZ: İhtiyati haciz talep eden vekili itiraz dilekçesinde; ihtiyati haciz kararı verilmesinin şartlarından olan alacaklının teminat yatırması kuralına 06/11/2021 tarihli 31651 Sayılı resmi gazete ile yürürlüğe giren 7241 sayılı Kanun'un 8. maddesinin d bendinde "Bankanın her türlü ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve icranın geri bırakılması taleplerinde teminat şartı aranmaz" ibaresi ile istisna getirildiğini, bu kanunun yürürlük tarihi olan 06/11/2021 tarihinden itibaren bankaların ihtiyati haciz taleplerine teminat şartı aranmayacağını belirterek ihtiyati hacze konu alacağın bankacılık ilişkilerinden kaynaklanan bir alacak olması sebebiyle ihtiyati haciz taleplerinin teminat şartı aranmadan kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icranın geri bırakılabilmesi için gereken koşulların oluşmadığını, icranın geri bırakılmasına dair zamanaşımı, itfa ve imhal hallerin söz konusu olmadığından davanın usulden reddini talep ettiklerini, icra emri tebliğ tarihinin 04.04.2022 olup iş bu davanın tarihinin ise 12.04.2022 olduğundan icranın geri bırakılması talebi için öngörülen 7 günlük süreden sonra dava açıldığını, ilamlı takipte borca ve takibe itiraz edilemeyeceğini, müvekkilinin özel hukuk tüzel kişisi olduğundan kamulaştırma yetkisine sahip olmasa da alacaklarını talep hak ve yetkisine sahip olduğunu, kamulaştırma işleminin müvekkil T5 adına yapıldığının karar ilamında da açık olduğunu, itirazın esası da hukuka aykırı olduğunu, dayanak gösterilen Kamulaştıma Kanunu'nun geçici 13.maddesinin Anayasa Mahkemesinin 03/03/2021 tarih 2018/99 esas ve 2021/14 sayılı kararı ile iptal edildiğini ve uygulanma imkanı bulunmadığını, takip talebi ve ödeme emrinin ilama uygun olduğunu tüm bu nedenlerle...
Somut olayda da alacağın niteliği itibarıyla zamanaşımı süresi on yıl olup ödeme emrinin 21/10/2004 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, ödeme emrine itiraz edilmeyerek takibin kesinleştiği, alacaklı vekilinin haciz talep etmesi üzerine 04.05.2005 tarihinde tapu sicil müdürlüğüne yazı yazıldığı, 22.08.2014 tarihinde ise dosyanın yenilenmesinin talep edildiği, dolayısıyla on yıllık sürenin geçmediği ve zamanaşımının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken istemin kabulü ile icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
HD'nin 2019/2488 esas 2020/1339 karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verildiğini, ilâmlı icra takibi söz konusu ise icranın geri bırakılmasına, ilâmsız icra takibi söz konusu ise takibin iptaline karar verilmesinin uygun olduğunu, ancak Yargıtayın ilâmsız icrada da icranın geri bırakılması nitelendirmesini yaptığını, İİK. madde 71’in "icra mahkemesinin kararı ile takibin talik ve iptali" üst başlığı ile düzenlendiğini, zamanaşımı nedeniyle takibin iptali kavramını kullanmanın karışıklılıklara yol açmamak ve kanunun sistematiği açısından daha uygun olduğunu, takibin iptali ilamsız icra kurumu iken icranın geri bırakılmasının ilamlı icra kurumu olduğunu, Tarsus İcra Müdürlüğünce söz konusu taleplerin 26.10.2020 tarihinde hukuka aykırı olarak reddedildiğini, icranın geri bırakılması kararından sonra maaş haczi suretiyle yapılan kesintilerin yasal olmadığını, yerel mahkemece hatalı ve hukuka aykırı değerlendirme yapıldığını, icra dairesinden ne icranın taliki ve iptali ne de maaş...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca itiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu vekili, takibe dayanak ilamda banka aleyhine bir hüküm bulunmadığından takibin iptaline karar verilmesini istemiş ve mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verilmiştir. Hüküm, karar düzeltme aşamasında Dairemiz'in 2014/16342 E. 2015/1556 K. sayılı ve 26/1/2015 tarihli kararı ile "dayanak ilamın, takip tarihinden önce bozulmuş olması ve ...'...
Kaybetmesi veya yedi gün içinde dava açmaması halinde ise alacağın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder ve icranın geri bırakılması kararı, takibin iptaline ilişkin sonuçları doğurur. Bir diğer anlatımla dosyada mevcut hacizler kalkar (Prof. Dr. Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku C.3,5.2300-2301). İİK'nun 33/a-2. maddesinde 7 günlük sürenin başlangıcı olarak icranın geri bırakılması kararının alacaklıya tebliği tarihi olarak belirlenmiştir. Yasada tebliğ şartı aranmış olup alacaklının ıttlasından bahsedilmemiştir. Bu nedenle icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin alacaklıya tebliğ edildiği hususu ispat edilemediğinden mahkemece şikayetin reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/08/2017 tarihli 2017/90 D.İş Esas 2017/69 D.İş Karar sayılı ihtiyati haciz kararına istinaden borçlu adına kayıtlı araçlar ve taşınmazın kaydına ihtiyati haciz şerhinin işlendiği, borçlu vekilinin 16/08/2017 tarihinde borca itiraz ettiği, Akhisar 1....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 16.05.2016 tarih ve 2016/51 - 477 sayılı kararının hüküm bölümünün ikinci paragrafında yer alan, "icranın geri bırakılmasına" sözcüklerinin karar metninden çıkarılmasına, yerine "takibin durdurulmasına" sözcüklerinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, İİK 33/a maddesine göre açılmış, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararına itiraz davasıdır. Her ne kadar, mahkemece dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, takibin zamanaşımına uğramadığının tespiti ile takibin devamına yönelik davanın, 2004 sayılı İİK'nın 33/a maddesi gereğince, genel mahkemede görülmesi gerektiğinden söz edilerek görevsizlik kararı verilmiş ise de, İİK. 33 ve 33/a maddesinde düzenlenen "Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra, zamanaşımının vakı olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir..." hükmünde geçen genel mahkeme teriminin yorumlanmasında mahkemece hataya düşülmüştür. İİK'da birçok madde düzenlemesinde geçen genel (umumi) mahkemeler teriminin icra mahkemesi dışında kalan diğer mahkemeleri işaret etmek üzere kullanıldığı açıktır....