Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, borçlunun başvurusu İİK'nun 169/a maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, kabulü halinde takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile,.......
İcra Müdürlüğünün 2022/23660 E sayılı dosyasında yapılan kambiyo senetlerine mahsus takip nedeni ile imzaya ve borca itiraz etmiş ve dava dilekçesinde ödeme emrini 17/10/2022 tarihinde teslim aldığını belirtmiş ise de davacıya ödeme emrinin 14/10/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacının tebligatın usulsüz olduğuna dair bir beyanının olmadığı, sürenin 14/10/2022 tarihinden başladığı, (Davacının tebligatı muhtardan alma tarihinden itibaren sürenin başlamayacağı) imzaya ve borca itirazın 5 günlük sürenin dolacağı 19/10/2022 tarihine kadar yapılması gerekirken 5 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 20/10/2022 tarihinde yapılan imzaya ve borca itirazın süreden reddine" dair karar verildiği görülmüştür....
İİK'nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek istiyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur...” hükmü ile aynı maddenin 4. fıkrasında; “Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkca göstermesi lazımdır. Aksi taktirde itiraz edilmemiş sayılır.” hükmü yer almaktadır. Borçlu vekilince sunulan 20/01/2020 havale tarihli itiraz dilekçesinde, "borca, faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itirazımız. Müvekkilimize, adi kiraya ve hasılat kiralarına ait takip başlatılmış olup ve yukarıda esas numarası belirtilen dosyadan gönderilen ödeme emrine itiraz ediyoruz. Yukarıda dosya esas numarası yazılı icra takip dosyasındaki ödeme emri 24/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup yasal süresi içinde borca, işlemiş faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ediyoruz....
İİK'nun 169/a maddesine göre borca itirazın resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatlanması gerektiğinden icra mahkemesi borca itirazı incelerken tanık dinleyemez, bilirkişi incelemesi yaptıramaz ve yemin deliline başvuramaz. Somut olayda, davacı senet bedelini alacaklının ölü eşine ödediğini ve açık bononun (imza hariç diğer unsurları boş olarak teslim edilen bono) unsurlarının alacaklı tarafından anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu ileri sürmüş ise de, davacı borçlunun iddialarının borca itiraz niteliğinde olduğu ve itirazını İİK'nun 169/a maddesinde nitelikleri belirtilen yazılı belgeyle ispatlayamadığı anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi isabetli olmuştur....
Somut olayda borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuru, mevcut hali ile borca itiraz niteliğinde olup icra dairesine yapılması gerektiğinden icra mahkemesine yapılan itiraz hukuki sonuç doğurmaz. Mahkemece borca itiraz niteliğinde olan başvurunun, icra dairesine yapılması gerektiği gerekçesi ile reddine karar verilmesi gerekirken, istemin şikayet olarak nitelendirilip işin esası yönünden inceleme yapılarak reddine karar verilmesi doğru değil ise de, sonuçta istemin reddine karar verildiğine göre, sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 27,70 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, borçluların 10.8.2015 tarihli borca itiraz dilekçelerinin 3. paragrafında yer alan “ayrıca müvekkil tarafından takip konusu senede mahsuben 89.650 TL ödeme yapılmış olup 89.650 TL üzerinden fazla yapılan ödemeye itiraz ediyoruz” şeklindeki beyanla borç ilişkisi kabul edilmiş olduğundan, İİK'nun 170/a-son maddesi göndermesi ile aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca takibin iptaline karar verilemez. O halde mahkemece, borçluların ödeme iddiasına dayalı borca itirazı incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, senedin kambiyo vasfı olmadığından bahisle takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir....
Maddesi gereğince alacaklı ...Şirketi, borçlu ...Şirketi ve borca katılan ... Limited Şirketi arasında "Borca Katılım Sözleşmesi" 03/09/2018 tarihinde imzalandığını, 03/09/2018 tarihli Borca Katılım Sözleşmesi'nin 3.2. Maddesi ile borca katılan ..., borçlu ... ile birlikte -TBK Madde 201 gereğince- borçtan müteselsilen sorumlu olduklarını kabul ve taahhüt ettiklerini, yine 03/09/2018 tarihli Borca Katılım Sözleşmesi'nin 3.4. Maddesi ile birlikte de sözleşmenin 3.5. maddesinde belirtilen vadelerin kesin vade olduğu, ödemelerin vadelerinde yapılmaması halinde yukarıda bahsi geçen çeklerin bedellerinin işlemiş/işleyecek faizleri ve tüm ferileri ile birlikte muaccel olacağının taraflarca kabul ve taahhüt edildiğini, Borçlular ... ve ... sözleşmede belirtilen edimlerini yerine getirmediklerini, ihtarnameler düzenlendiğini ancak sonuç alınamadığını, bu nedenle taraflarınca ... 5....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İskenderun İcra MahkemesiTARİHİ : 16/05/2007NUMARASI : 2006/779-2007/204 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz nedenleri yerinde değil ise de;Borçlular vekili 29.5.2006 tarihli dilekçesinde takip konusu bononun kambiyo vasfında olmadığından takibin iptaline, imzaya, borca ve faiz oranına itiraz etmiştir. Mahkemece borçlunun imzaya, borca ve takip konusu senedin kambiyo vasfında olduğuna ilişkin istemleri hakkında karar verilmişse de faiz oranına yönelik itiraz konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 11.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra takibi mirası ret süresi geçtikten sonra başlatılmış olmakla olayda İİK. nun 53.maddesinin ve dolayısıyla aynı Kanun’un 16.maddesinin uygulama yeri yoktur.Şu hale göre, borçlunun başvurusu, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise takibin şekline göre uygulanması gereken İİK. nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine yapılması zorunludur....
Taraflar arasındaki borca itiraz nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın itiraz eden borçlu vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince itiraz eden borçlu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı itiraz eden borçlu vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....