Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılamaya göre ispat yükünün ödeme savunmasında bulunan davalıda olduğu, davalı tarafından dosyaya sunulan ve davacı tarafından verilen tahsilat makbuzunda ''banka havalesi'' ibaresinin bulunduğu, bu makbuzun davalı tarafından itirazi bir kayıt ileri sürülmeden alındığı, diğer taraftan davalı tarafından davacı hesabına yapılmış tek bir havale bulunduğu, bu durumda tahsilat makbuzunun bankadan gönderilen para karşılığında verildiğinin kabulü gerektiği, icra takibine itirazın haksız olduğu gerekçeleri ile davanın kabulüne .......

    Davalı vekili, kooperatifler için açık kapı ilkesinin geçerli olduğunu, davacının 2007 yılından beri genel kurullara çağrıldığını, toplantılara katılıp oy kullandığını, borcu öderken itirazi kaydının bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının, 01.03.2005 tarihinde kooperatif bünyesinde daire satın aldığı, davacı hakkında üyeliğe kabul kararı bulunmadığı, 2007 yılı hazırun cetvelinde isminin bulunduğu, bunun dışında herhangi bir hukuki ilişki tespit edilemediği, çağrıldığı genel kurula da katılmadığı, aidat ya da başka bir kalem için senet vermediği ve ödeme de yapmadığı, davacı aleyhine haciz işlemlerine başlandıktan sonra ibraname karşılığında ödeme yaptığı, halihazırda ...'ın üye olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacının borçlu olmadığının tespiti ile ödediği 3.910,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte istirdatına karar verilmiştir....

      - KARAR - Davacı vekili, bedelsiz kalmış bono bedelini icra tehdidi altında itirazi kayıtla ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, 10.196,40 TL'nin ödeme tarihi olan 10/03/2009 tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili, davacının bedelsizlik iddiasını yazılı delille ispat etmekle yükümlü olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Davalılar ... ve ..., davaya cevap vermemiştir....

        Ceza Dairesince duruşmasız yapılan inceleme sonucunda “Hürriyeti tahdit suçundan verilen ceza yönünden KESİN, mala zarar verme suçundan verilen ceza yönünden İTİRAZI KABİL, yağma suçundan verilen ceza yönünden TEMYİZİ KABİL” olmak üzere verilen 17.03.2017 gün, 2017/409 Esas ve 2017/532 Karar sayılı "esastan red" kararına karşı, sanıklar ..., ... ve ... savunmanlarınca usulüne uygun olarak temyiz davası açıldığı;5271 sayılı CMK'nın 286/2-a maddesi uyarınca, “hürriyeti tahdit” suçu yönünden kesin olarak verilen karara yönelik temyiz istemlerinin, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi’nin 14.04.2017 ve 19.04.2017 günlü ek kararlarıyla reddedildiği, anılan kararların kesinleştirildiği; “mala zarar verme” suçu yönünden itirazı kabil olarak verilen kararlara yönelik temyiz istemlerinin ise itiraz kabul edilerek Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 7....

          Hal böyle olunca, yersiz tahsil edilen primlerin iade yükümlülüğünün primi tahsil eden Kurum olduğu gözetilerek, işin esasına girilerek, davacının, yukarıda belirtilen yasal düzenleme kapsamında beş puanlık Hazine yardımından yararlanma şartlarını taşıyıp taşımadığı, davacı işverenlik tarafından yapılan ödemenin itirazi kayıtla yapılıp yapılmadığı irdelenerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11.10.2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....

            Somut olayda, Mahkemece davacının 20/09/2010-25/04/2011 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespitine yönelik verilen karar yerinde ise de, imzalı ücret bordrosu ve puantaj cetveli bulunan aylar yönünden davacı tarafından ücret bordrolarının itirazi kayıt konulmadan imzalandığı ve imza inkarında bulunulmadığı dikkate alınarak bu süreler yönünden de aylık 30 gün üzerinden çalıştığı kabul edilerek hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              ya ulaştığında emtianın hasarlı olduğunun da belirtildiği, davacının bu durumu davalıya bildirdiği ihtarnamenin 19.06.2012 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, bu durumda davalının 21.06.2012 tarihinde itirazi kayıtsız ve hasarsız olarak ürünün teslim edildiği iddialarının kabul edilemeyeceği, davalının zararın kendi kusurundan doğmayan bir sebepten, eşyanın mevcut noksan ayıplarından veya eşyanın ya da ambalajın fena yapılmasından, gönderen veya gönderilenin fiillerinden yahut verdikleri emir ve talimatlarından meydana geldiğine ilişkin bir delil sunmadığı, meydana gelen zarardan davalının sorumlu olduğu, davacının hasarlı emtianın bakım ve onarımına ilişkin bedeli talep ettiği ve bu bedelinde piyasa rayiçlerine uygun olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile ... 36....

                Davalı vekili tarafından sunulan bordrolar ödeme itirazi mahiyetinde olup yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir. Mahkemece davalı tarafça sonradan ibraz edilen bordrolar yeni bir değerlendirmeye tabi tutulup belgelere karşı taraflardan diyecekleri sorularak gerekirse ek rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekirken yazılı gerekçe ve eksik inceleme ile karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedeni yapılmıştır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 29.01.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

                  Bu durumda mahkemece, taşınmazların 27.05.2006 tarihinde itirazi kayıt konulmadan teslim alındığı ve satıcının ibra edildiği, ayrıca 12.12.2006 tarihinde işyerlerinin tapuda devrinin yapıldığı ve davacı tarafın bu devir sırasında da herhangi bir bildirimde bulunmadığı, tarafların tacir olduğu gözetildiğinde TTK'nun ön gördüğü şekilde bir ayıp ihbarının da yapılmadığı dikkate alınarak bir karar verilmek gerekirken, delil takdirinde hataya düşülerek ve davadaki talepte yer almamasına rağmen geçersiz sözleşme hükümleri dikkate alınarak kira bedeli ödenmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Takip dosyasına borçlu tarafından, kendisine ödeme emri tebliğinden önce borcun yatırıldığı, yapılan bu ödemenin İİK'nun 263 veya 266. maddesi kapsamında ve teminat karşılığında ihtiyati hacizlerine kaldırılmasına yönelik olmadığı, itirazi kayıtla borç ödemesi mahiyetinde olduğu, bu haliyle borcun yatırılması sırasında yanlışlıkla yapılan bir ödemeden de bahsedilemeyeceği anlaşılmakla İİK'nun 361. maddesinin olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Öte yandan borçlunun icra dosyasına dosya borcunu itirazi kayıtla ödemesi de iade talebine dayanak olamayacağından, borçlu ancak genel mahkemede açacağı istirdat davası sonucuna göre ödediği parayı geri alabilir.(Yargıtay 12. HD'nin 2014/1636- 4759 E-K sayılı ilamı da benzer mahiyettedir.)...

                    UYAP Entegrasyonu