Kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında olduğu gibi, kamulaştırmasız elatma ilamlarında da ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için ilam uyarınca yasal faiz, kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise, 17.10.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4709 sayılı Kanunla değişik Anayasa'nın 46/son maddesi hükmü uyarınca, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerekir. Bu husus yani ilamın kesinleşmesinden itibaren Anayasa 46/son faizi istenebileceği Mahkemenin de kabulündedir. Ancak ilam henüz kesinleşmediği halde icra emrinde takip tarihinden itibaren, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizin talep edildiği görüldüğünden icra emrinin "ilamın kesinleşmesinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranı" şeklinde düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken bu yöndeki şikayetin reddi doğru değildir....
maddesine göre; “Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verildiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse,takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir.” Aynı gönderme nedeni ile olayda uygulama yeri bulunan İİK'nun 62. maddesinde ise; itiraz etmek isteyen borçlunun, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecbur olduğu, aynı Yasanın 66. maddesinde de müddeti içinde yapılan itirazın takibi durduracağı hükme bağlanmıştır. Takibe devam olunabilmesi, alacaklının İİK.nun 67 ve devamı maddeleri koşullarında genel mahkemeden alacağı itirazın iptali kararı veya İİK’nun 68-68/a maddelerine göre icra mahkemesinden alınacak itirazın kaldırılması kararı ile mümkündür....
Kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında olduğu gibi, kamulaştırmasız elatma ilamlarında da ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için ilam uyarınca yasal faiz, kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise, 17.10.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4709 Sayılı Kanun'la değişik Anayasa'nın 46/son maddesi hükmü uyarınca, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerekir....
Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/297 Esas 2012/648 Karar sayılı dosyanın kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin faaliyetler olması gözetilerek, sanık ve müdafiinin temyiz dilekçesindeki mükerrirlik iddiası yerinde görülmemiştir.’ kısmında yer alan "dosyanın kesinleşmesinden" ibaresinin çıkartılarak yerine "iddianamenin tanzim edildiği 02.11.2011 tarihinden" ibaresinin eklenmesi suretiyle söz konusu maddi hatanın DÜZELTİLMESİNE, 16.03.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İade işleminin kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra bir yıl içinde gerçekleşmesi halinde kamulaştırma bedelinin faizi alınmaz. Bu madde hükümlerine göre taşınmaz malı geri almayı kabul etmeyen mal sahibi veya mirasçılarının 23. maddeye göre geri alma hakları da düşer. Bu madde hükümleri, kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olması halinde uygulanmaz.” hükmü yer almakta olup, söz konusu maddede kamulaştırılan taşınmaza ihtiyacı kalmayan idarenin, kamulaştırmadan sonraki davranışları düzenlenmiştir. Bilindiği üzere, hak düşürücü süreler yasalar ve sözleşme ile belirlenen bir sürenin geçmesiyle sadece dava hakkını değil bizzat hakkın kendisini ortadan kaldıran ve hakim tarafından resen nazara alınması gereken süreler olup, bu süreler, hukuki güvenliğin ve istikrarın sağlanması amacına hizmet eder....
İade işleminin kamulaştırmanın ve bedelinin kesinleşmesinden sonra bir yıl içinde gerçekleşmesi halinde kamulaştırma bedelinin faizi alınmaz. Bu madde hükümlerine göre taşınmaz malı geri almayı kabul etmeyen mal sahibi veya mirasçılarının 23. maddeye göre geri alma hakları da düşer. Bu madde hükümleri, kamulaştırmanın kesinleşmesi tarihinden itibaren beş yıl geçmiş olması halinde uygulanmaz.” hükmü yer almakta olup, söz konusu maddede kamulaştırılan taşınmaza ihtiyacı kalmayan idarenin, kamulaştırmadan sonraki davranışları düzenlenmiştir. Bilindiği üzere, hak düşürücü süreler yasalar ve sözleşme ile belirlenen bir sürenin geçmesiyle sadece dava hakkını değil bizzat hakkın kendisini ortadan kaldıran ve hakim tarafından resen nazara alınması gereken süreler olup, bu süreler, hukuki güvenliğin ve istikrarın sağlanması amacına hizmet eder....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması şartlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. İİK'nun 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı Kanun'un 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" düzenlemesi yer almakta, İİK'nun 33/a-1. maddesinde ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: alacaklının 04/02/2010 tarihinde maaş haczi müzekkeresi yazılması talebinde bulunduğu, bu tarihten sonraki ilk talebin 25/01/2013 tarihli borç tahsilatının banka hesabına yatırılması talebine yönelik olduğu, 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, maaş kesintilerinin icra takip işlemi sayılmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulüne, icranın geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı istinaf dilekçesinde özetle; 04/02/2010 tarihli maaş haczinden sonra, 25/01/2013 tarihinde, borçlunun maaşından gelen kesintilerin iban numarasına aktarılmasını talep ederek zaman aşımının kesilmesini sağladığını, 3 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebine ilişkindir....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması şartlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. İİK'nun 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı Kanun'un 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" düzenlemesi yer almakta, İİK'nun 33/a-1. maddesinde ise; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır....
İİK'nın 71/2. maddesinde; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır" hükmüne, İİK'nun 33/a-1. maddesinde de; "ilamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir" hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır. Görüldüğü üzere, borçluların takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak İİK'nun 71/2. ve 33/a maddelerine dayalı zamanaşımı isteminin incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir (HGK'nun 04/11/1998 tarih ve 1998/12- 763 E., 1998/797 K. sayılı kararı.)....