Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 30/11/2021 NUMARASI : 2019/676 ESAS - 2021/2133 KARAR DAVA KONUSU : Yetki İtirazı|İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı asil dava dilekçesinde özetle; aleyhine takip başlatıldığını, yetkiye, borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiğini, yetkili mahkemenin Gebze mahkemeleri olduğunu, söyleyerek takibin iptaline, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

Davacı tarafından borca itiraza ilişkin İİK 169/a maddesi kapsamında ödemeye ilişkin belge sunulmadığı anlaşılmakla; borca itiraza ilişkin açılan davanın reddine, takip durdurulmadığından davalının tazminat talebinin reddine dair karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde borcun ferilerine itiraz haricindeki beyanlarını tekrarla birlikte TEB Antalya Şubesine müzekkere yazılmadığını, ticari defterlerinin incelenmediğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

na ait olup olmadığının tespiti yönünde, imza incelemesi yapılmak suretiyle, yine borca ve fer'ilerine yönelik itirazlarının ise İİK'nun 169/a maddesine göre esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekçesi ile bozma kararı verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak borçluların yetkiye, borca ve imzaya itirazlarının reddine, takip durdurulduğu gerekçesi ile İ.İ.K. 169/A-6 maddesi uyarınca asıl alacağın %20 sinden aşağı olmayan 760.000,00 TL tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir. İİK'nun 170/b maddesi delaletiyle uygulanması gereken aynı Kanun'un 67/3. maddesinde; "İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötüniyetin sübutuna bağlıdır" hükmü yer almaktadır....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/06/2019 NUMARASI : 2019/619 ESAS - 2019/634 KARAR DAVA KONUSU : Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından aleyhine icra takibi başlatıldığını, alacaklı olduğunu iddia eden kişiye borcu bulunmadığını, ayrıca takibe konu senetler üzerindeki imzaların kendisine ait olmadığını beyan ederek borca ve imzaya itirazlarının kabulü, takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    Somut olayda, alacaklı tarafından her biri 10.000TL bedelli 9 adet bonoya dayalı olarak 29.08.2014 tarihinde borçlular aleyhine takip başlatıldığı, borca itiraz dilekçesi ekinde sunulan ve alacaklı şirketi temsilen Devrim Cevizci tarafından alacaklı adına imzalanan 21.03.2014 tarihli ibranamede; takip dayanağı bonoların keşidecisi, lehtarı, avalistleri, keşide tarihleri, vade tarihleri ve bedellerine açıkça atıf yapılarak, bonolardan dolayı herhangi bir hak ve alacağın olmadığı, borçluların en geniş şekilde ibra edildiği ve bono asıllarının borçlulara kargo ile gönderileceğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Borca itiraza dayanak yapılan bu ibranameye ilişkin olarak, alacaklı vekilinin 27.01.2015 tarihli celsede “ibranameyi kabul etmiyoruz...”şeklinde beyanda bulunduğu ve dolayısıyla ibraname altında bulunan imzaya ilişkin bir itirazının olmadığı anlaşılmaktadır....

      Mahkemece, davalı yanca icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş ise de Sulh Hukuk Mahkemesi basit usul yargılamasına tabi olup, ilk itiraz olarak yetki itirazında bulunulduğu, HUMK.nun 9 ve B.K.nun 73.maddeleri gereğince ödemelerin .../...’ye yapıldığı gözetilerek yetkili icra dairesince yapılmış geçerli bir icra takibi olmadığı gerekçesiyle takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, su tüketim faturasının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, icra takibinde sadece borca itiraz etmiş, icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiştir. İcra takibinde sadece borca itiraz edip, yetkiye itiraz etmeyen davalı icra dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılır. Ne var ki, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş olması mahkemenin yetkisine itiraz edilmesine engel teşkil etmez....

        İcra takibine kısmi itirazı düzenleyen İİK'nun 62/4. maddesine göre; "Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun, o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır." İİK'nun 66/1. maddesinde ise; "Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. İtiraz müddetinde değilse, alacaklının talebi üzerine icra memuru takip muamelelerine alacağın tamamı için devam eder. Borçlu, borcun yalnız bir kısmına itirazda bulunmuşsa, takibe, kabul ettiği miktar için devam olunur" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda borçlu, itiraz dilekçesi ekinde banka hesap ekstresi sunarak borca kısmen itiraz ettiği, alacaklının ise temyiz dilekçesinde, 3.466,91 TL'lik miktar yönünden itiraz edildiğini kabul ederek bu miktar kadar takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmakla, mahkemece, 3.466,91 TL yönünden takibin durdurulması yerine 5.298,78 TL yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir....

          Davacı alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davalı vekilinin, gerek yetkisizlikle gelen icra müdürlüğünde gerekse yetkisizlik üzerine gelen somut dava konusu icra müdürlüğünde borca itiraz ettiğini, fakat imzaya ayrıca ve açıkça itiraz etmediğini, bu nedenle borca itiraz dilekçesinde imzaya açıkça itiraz etmeyen borçlunun, itirazın kaldırılması davasında artık imzaya itiraz edemeyeceğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, takip dayanağı belgenin kesin borç ikrarını içeren bir belge olması bir yana, Yargıtay içtihatları gereği de İİK'nun 68. maddesi kapsamında borç ikrarını içeren belge olarak kabul edilmesi gerektiğini, 09.01.2020 tarihli taraflar arasındaki borç mutabakat belgesindeki ilk cümlede davalının, kayıtsız şartsız 110.131,00 TL borcu bulunduğuna ilişkin kabulü ve imzası bulunduğunu, anılan belgenin 2. cümlesinde ise bu borcun davalı tarafından 13.01.2020 tarihinde müşteri evraklarıyla ödeneceğinin, yani ne şekilde ödeneceğinin kararlaştırıldığını,...

          nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Dolayısıyla, itiraz hakkında İİK.'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup, anılan maddenin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Aynı maddenin 6. fıkrasında ise; borçlunun itirazının, icra mahkemesince esasa ilişkin nedenlerle kabulü halinde, borçlunun isteği üzerine, kötü niyeti veya ağır kusurunun bulunması koşuluyla alacaklının, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda, mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK.'nun 169/a-5. maddesi uyarınca, söz konusu borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz ise de, inceleme konusu karar, süresi içinde borçlu tarafından temyiz edilmiş olup, aleyhe bozma yasağı ilkesi gereğince bu husus bozma nedeni yapılmamıştır....

            Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borca ve yetkiye yasal süresi içerisinde itiraz edilmediğini, bu nedenle borca ve yetkiye itiraz talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı tarafından ayrıca yetkiye de itiraz edildiğini, yetkili icra müdürlüklerinin Bakırköy İcra Müdürlükleri olduğuun belirtildiğini, taraflar arasında imzalanan ve takibe konu olan senetlerden anlaşılacağı üzere düzenleme ve ödeme yerinin istanbul ataşehir olduğunu, bu nedenle yetkiye itirazın reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafından davalı müvekkiline hiçbir ödeme yapılmamış olduğunu, borcun ödenmesi için takibe geçildiğinde ise itiraz edildiğini beyanla, borçlu tarafından yapılan yetkiye ve borca itirazın iptaline, karşı taraf vekalet ücretinin lehlerine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu