Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili dava dilekçesinde, borca, faize ve fer'ilerine itiraz etmiş, Mahkemece borca itirazına yönelik olarak tanık dinlenemeyeceği ve davacı tarafında borca itirazını ispatlar delil ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Takip hukuku gereği savcılık soruşturma dosyalarının neticelerinin beklenmesi zorunlu değildir. Kambiyo takibinde borca itirazların İİK'nın 169/a maddesinde sayılan belgelerden biri ile ispatlanması zorunludur. Bu nedenle davacının borca itirazını tanık delili ile ispatlaması yasal olarak mümkün değildir. Yargılama aşamasında davacı borca itirazını ispata yönelik İİK'nın 169/a maddesinde sayılan belgelerden birini de ibraz etmemiştir. Açıklanan nedenlerle Mahkemenin borca itirazın reddine ilişkin kararı isabetlidir....

Borçlu, itirazında imzaya itiraz ettiğini ayrıca ve açıkça bildirmezse (o icra takibi yönünden) adi senet altındaki imzayı kabul etmiş sayılır (İİK m. 60/3, 62/5). İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken, borca itiraz sebeplerini ayrıca ve açıkça bildirmek zorunda değildir. Borçlunun hiç bir sebep göstermeden, yalnız "itiraz ediyorum" şeklinde yaptığı itiraz da geçerlidir ve böyle bir itiraz borca itirazdır. Başka bir deyimle, itiraz sebeplerinin bildirilmesi, itiraz için bir geçerlik (muteberlik) şartı değildir (Kuru, s. 224-226). 15. Borca itiraz hâlinde alacaklı, icra mahkemesinden itirazın kesin kaldırılmasını (İİK m. 68) isteyebilir. Borçlu, itirazında bildirmiş olduğu sebeplerle bağlıdır. İİK’nın 63. maddesine göre itiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. 16....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra dosyasında borçlu olarak tüzel kişiliğe sahip T1 Şirketi'nin gösterildiğini, davacı T2'in takipte borçlu olarak yer almaması nedeni ile itiraz etme hakkının bulunmadığını, ayrıca borçlu şirkete 28/11/2018 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiğini, davanın süresinde de açılmadığını söyleyerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Dava, İİK 168/5 maddesine göre borca itirazdır, dava dilekçesi başlığında T2 ismi yazılmış ise de şirket müdürü olarak davacı gösterildiği ve dava dilekçesi mündericatından davacı T1 şirketi yönünden borca itiraz sebepleri ileri sürüldüğünden davanın bu şirket adına açıldığı kanaatine varılmıştır. Dava açılışındaki vekaletname eksikliği bilahare ikmal edilmiştir. Borca itiraz davası takibin şekline göre ödeme emri tebliğ üzerine 5 gün içinde icra mahkemesinde ileri sürülmelidir....

    Başvuru, İİK'nın 169/a maddesi kapsamında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte zamanaşımı itirazına ilişkin olup, borca itiraz niteliğindedir. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte borca itiraz İİK'nın 169. ve sonraki maddelerine göre yapılıp incelenir. Borca itirazın incelenmesi ile ilgili düzenleme olan İİK'nın 169/a-1 maddesinde "İcra mahkemesi hâkimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hâkim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmî veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı hâlinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir. " hükmü yer almaktadır. Buna göre mahkemece borca ilişkin itirazın duruşmalı olarak incelenmesi zorunludur....

    T4 tarafından 01/10/2021 tarihli borca itiraz dilekçesi ile yetki ve borca itiraz edildiği, 06/10/2021 tarihli borca itiraz dilekçesi ile T3 Şirketi vekili Av. T4 tarafından itiraz edildiği, dilekçe ekinde Ukrayna dilinden aslı ve noter tercümeli 05/10/2021 tarihli vekaletnamenin sunulduğu, 04/10/2021 tarihli karar ile, itirazın süresinde olması halinde yetki itirazının kabulü ile takibin geçici olarak durdurulmasına karar verildiği, 07/10/2021 tarihli karar ile de, 06/10/2021 tarihli borca itiraz dilekçesi nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiği, bu kararların şikayete konu edildiği, şikayetin süresinde olduğu anlaşılmıştır....

    İcra Müdürlüğü’nün dosyasındaki borca kısmi itiraz ve yetki itirazında bulunma sebebinin davacı ile 6 adet pompa alım satımı hususunda anlaştıklarını paranın bir miktarının peşin olarak ödediğini kalan kısım olan ve kabul edilen 3.700,00TL civarında ödemeyi pompaların tesliminde ödemeyi kabul ettiğini, ilk icra emrindeki borcun kabul edilmesinin bu sebeple olduğunu, davacının satımı husunda anlaştıkları pompaları teslim etmediğini bu nedenle ikinci gönderilen icra takibinde borcun tamamına itiraz ettiğini, borca sebep mal teslimi ve satış yapılmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporunda davalının satış bedelini ödemediği, takibin satış bedelinden doğan bu borca ilişkin olduğu bildirildiğini, davalı borçlunun yetkisiz dairede yapılan takipte borca kısmen itiraz ettiği ve ödemeye ilişkin delil sunmadı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

      Sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının T1 davalının T2 davanın İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz), dava tarihinin 06/08/2021 olduğu, davacının feragati nedeniyle 27/08/2021 tarihinde davanın reddine dair karar verildiği görülmüştür. Bu takip türünde İK’nun 168.maddesine göre borçlu borca, imzaya ve icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazını 5 gün içerisinde icra mahkemesine yapmak zorundadır. Somut olayda borçlu/davacıya ödeme emri 05/08/2021 tarihinde bizzat imzası karşılığında tebliğ edilmiş ve borca itiraz süresi 10/08/2021 tarihinde dolmuştur. Davacı ise itiraz süresi dolduktan sonra 11/08/2021 tarihinde iş bu davayı açmış olup, dava süresinde değildir. Her ne kadar mahkemece kesin hüküm sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, itirazın süresinde olmaması sebebiyle davanın yine usulden reddine karar verileceğinden sonucu itibariyle davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

      Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı ilamında; borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, ödeme emrinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce de, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. “İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Anılan itiraz, ödeme, …sıfat itirazı gibi…. borçlunun borcu olmadığı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanır” (Prof. Dr....

        Maddesine göre tebligat çıkarıldığı, tebligat yapılmadan borçlunun borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, davacı alacaklının Mahkememizde iş bu davayı açarak takibin devamı yönündeki iradesini ortaya koyduğu anlaşıldığından borçlunun ödeme emri tebliğ edilmeden borca itiraz etmekte hukuki yararı mevcut olup şikayetin haksız olduğu kanaatiyle şikayetin reddine" dair karar verildiği görülmüştür....

        Davalı şirket tarafından icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itirazı üzerine dosya İstanbul İcra Müdürlüğü'ne gönderilmiştir. Dosyanın gönderildiği yetkili ... 32.İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında dava tarihi itibariyle borçluya yeni ödeme emri çıkartılmamıştır. Yetkili icra dairesinde borca yapılmış bir itirazda bulunmamaktadır. Yetkisiz icra dairesinde yapılan borca itiraz yetkili icra dairesinde çıkartılan ödeme emri bakımından sonuç doğurmaz. HMK 114/1-h. maddeye göre hukuki yarar dava şartı olup itiraz borca itiraz bulunmadığı halde devam eden takipte itirazın iptali davasının açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu