Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Vergi Dairesinin itiraz ettiğini, kararın kesinleştiğini, dolayısıyla sıra cetvelinin vergi dairesi açısından da kesinleştiğini, rehin alacaklısı bankanın da itiraz etmediğini ve rehin alacaklısı yönünden de sıra cetvelinin kesinleştiğini, müvekkilinin alacağının ödenmesine ilişkin taleplerini ... dairesine 01.02.2016 tarihinde ilettiklerini, ... müdürlüğünce bu taleplerinin reddedildiğini ileri sürerek ... müdürlüğünün red kararı hakkında şikayetlerinin kabulü ile ihale bedelinden arta kalan ve dosyada bulunan bedelin tamamının müvekkilinin dosya alacağına mahsuben taraflarına ödenmesine kara verilmesini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunanlar vekilleri şikayetin redddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göe, İİK'nın 138 ve devamı maddeleri uyarınca kesinleşen sıra cetveli uyarınca satış sonucu elde edilep paranın alacaklısına ödenmesi gerektiği, bu itibarla ... .... ......

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödeme emrinin 26/10/2020 tarihinde davacıya borçluya tebliğ edildiğini, borçlu tarafından 03/11/2020 tarihinde takibe, borca, faize ve yetkiye itiraz edildiğini, yerel mahkemeye davacı tarafından süresinde itiraz yapılmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda borca ve yetkiye itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davalı alacaklının bonoya dayalı takip başlattığı, davacı borçlunun yetkiye ve borca itiraz ettiği, mahkemece yetkiye itirazın kabulün karar verildiği, davalının karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....

    ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; tebligat gönderilen adresin borçlunun mernis adresi olmaması nedeniyle ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, takipten 15.10.2021 tarihinde haberdar olduğunu, takip konusu senetlerdeki imzaların borçluya ait olmadığını ve borca da itirazı bulunduğunu ileri sürerek, takibin iptali ile takip konusu alacak üzerinden en az % 20 oranında tazminata hükmedilmesini ve uygulanan hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun ve takibin kesinleşmesi üzerine uygulanan hacizlerin de yerinde olduğunu, takip konusu senetlerdeki imzaların borçluya ait olduğunu ileri sürerek şikayet ve itirazların reddi ile borçlu aleyhine en az % 20 oranında tazminata ve % 10 oranında para cezasına hükmedilmesini istemiştir. III....

      olmadığını, yetkili icra müdürlüğünün müvekkilinin adresinin bağlı bulunduğu İstanbul Anadolu İcra Daireleri olduğunu, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, ödeme emri ekinde takip dayanağı olan kıymetli evrakın onaylı suretinin tebliğ edilmediğini, müvekkilinin alacaklı tarafa takip talebinde belirtildiği şekilde bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle tüm alacak kalemlerine işlemiş ve işleyecek faiz miktar ve oranları ile diğer tüm fer'ilerine itiraz ettiklerini beyan ederek şikayet ve itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

      Mehmet Karakoç tarafından 14/05/2019 tarihinde itiraz dilekçesi verildiği, itiraz dilekçesinde usulsüz tebliğin 10/05/2019 tarihinde öğrenildiğinin belirtildiği anlaşılmıştır. Davanın 07/08/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. İİK'nun 16. Maddesinde, "Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır" hükmü yer almaktadır. Somut olayda, şikayetçi vekili Av. Mehmet Karakoç tarafından 14/05/2019 tarihinde verilen itiraz dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin 10/05/2019 tarihinde öğrenildiği belirtilmiştir. Usulsüz tebligat şikayetinin, İİK'nun 16. Maddesi gereğince 7 günlük yasal sürede yapılması gerektiğinden mahkemece, 07/08/2019 tarihinde yapılan şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi isabetli olmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira alacağının tahsili ve kiralananın tahliyesi amacıyla yapılan takipte borca ve yetkiye vaki itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazının yerinde olduğundan bahisle, yetkiye yönelik itirazın kaldırılması talebinin reddine, borca itiraz yönünden bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. İcra dairelerinin yetkisine ilişkin düzenleme İİK'nun 50. maddesinde düzenlenmiş olup, İİK'nun 50/1 maddesinde “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur....

        iddia eden tarafından taşkın haciz yapılmış olduğunu belirterek yetkiye, borca, faize, taşkın haczin kaldırılmasına ilişkin şikayet ve itirazlarını bildirerek takibin iptaline, hacizlerin fekkine karar verilmesini talep etmiştir....

        Bu halde, ilk derece mahkemesi kararı usulsüz tebligat şikayetine ilişkin yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden usul ve yasaya uygun görülmemiştir. Davacı tarafın, yetkiye ve borca itirazı yönünden verilen karara karşı da istinaf istemi bulunmaktadır. Yetkiye ve borca itirazın, genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde İİK.nun 62/1. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir. İcra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup bir hukuki sonuç doğurmayacaktır. Somut olayda, davacıların iddialarının yetkiye ve borca itiraz niteliğinde olduğu, İİK'nın 62. maddesi uyarınca her türlü itirazın icra müdürlüklerine yapılması gerektiği, icra mahkemesinin itirazları değerlendirme yetkisi bulunmadığı anlaşılmakla davacıların yetkiye ve borca itiraza yönelik istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....

        Maddesine göre 12.04.2012 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, davacının Samsun icra dairesi aracılığıyla 16.08.2018 tarihli dilekçesini Samsun icra dairesinin 16.08.2018 tarih ve 2018/5445 Muh sayılı yazı ile göndererek borca itiraz ettiği, 103 davetiyesinin bizzat davacıya 14.08.2018 tarihinde tebliğ edildiği, kıymet takdiri raporunun da 10.04.2019 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, görülmüştür. Bu tespitlere göre; Davacının dava tarihinden çok önce Samsun icra müdürlüğü aracılığıyla gönderdiği dilekçesi ve sonrasındaki tebligatlar nedeni ile hakkındaki takibi dava tarihinden çok önce öğrenmiş olduğundan tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayeti süresinde olmadığından yerinde görülmemiştir. Borca itirazına gelince takip türü genel haciz yolu ile ilamsız takip olup borçlunun itirazını süresinde icra dairesine yapması gerekir. Mahkememize yapılan itiraz sonuç doğurmaz....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun icra mahkemesine başvurarak, yetkiye, imzaya ve borca itirazda bulunduğu, mahkemece itirazın süreden reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 168. maddesine göre; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borçluya ödeme emri tebliğ edildikten sonra, borçlu, 5 günlük süre içinde yetkiye, imzaya ve borca icra mahkemesinde itiraz edebilir....

          UYAP Entegrasyonu