sadece nama yazılı olarak senet tanzim edilebileceğini, emre yazılı senedin geçersiz olduğunu beyanla şikayet ve itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde; davacının itirazı ile takibin durdurulmasına ilişkin kararların kendilerine tebliğ edilmediğini, tebliğ olmadan dava yoluna gidilemeyeceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; takip dosyasının yetki itirazı üzerine durduğu, alacaklı belediye tarafından takibin devamına dair bir talepte bulunulmadığı gibi tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde dava da açılmadığı, İİK.nın 264/4 maddesi uyarınca ihtiyati haczin hükümsüz kaldığı gerekçesi ile, ' Davanın Kabulü ile, Gürpınar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/4 değ.iş sayılı kararı ile Gürpınar İcra Dairesinin 2017/12 esas sayılı takip dosyasında borçlu/şikayet eden T1 hakkında verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğinin tespitine' dair karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Şikayet Hakkının Düşürülmesi Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 56/5. maddesi uyarınca avukatın başka bir avukatı tevkil etme yetkisine haiz olduğu, bütün vekaletletnamelerini kapsayacak şekilde başka bir avukata vekaletname yerine geçecek yetki belgesi verebileceği, bu yetki belgesinin vekaletname hükmünde olduğu, dosyada şikayetçi vekili tarafından Avukat ..., Avukat ....ve Avukat ... isimli üç ayrı avukata yetki belgesi verildiği, ayrıca şikayetçinin vekaletnamesinde Avukat ....ve Avukat ...'un da vekil olarak tayin edildiğinin anlaşıldığı, bu sebeplerle şikayetçinin dosyada toplam beş ayrı vekille temsil edildiği gözetildiğinde, vekillerden sadece Avukat...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Şikayet Hakkının Düşürülmesi Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 56/5. maddesi uyarınca avukatın başka bir avukatı tevkil etme yetkisini haiz olduğu bütün vekaletnamelerini kapsayacak şekilde başka bir avukata vekaletname yerine geçecek yetki belgesi verebileceği, bu yetki belgesinin vekaletname hükmünde olduğu vekaletnamede on ayrı avukatın yetkilendirildiği ve vekaletname de ismi geçen avukatlar tarafından birçok avukata yetki belgesi verildiği, ayrıca şikayetçinin vekaletnamesinde bu sebeplerle şikayetçinin dosyada birçok vekille temsil edildiği gözetildiğinde, vekillerden sadece Avukat ...'...
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 24.09.2014 tarihli oturumda hazır bulunan ve şikayetçi vekili olduğunu belirten Avukat Yasemin Soylu'nun dosya içerisinde yetki belgesinin bulunmadığı anlaşılmış isede adı geçen avukata süre verilmesi halinde yetki belgesini mahkemeye ibraz edebileceğini beyan etmesi karşısında yetki belgesini sunması için süre verilmeden, duruşmada şikayetçi ya da vekilinin olmadığı gerekçesiyle şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi, Kabule göre de; Uygulama maddesinin İİK'nın 349/6. maddesi yerine İİK'nın 347. maddesi yazılarak yanlış gösterilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın...
-K A R A R- Şikayetçi vekili, sıra cetvelinin birinci sırasında yer alan şikayet edilenin haczinin iki yıllık süre içerisinde, icra mahkemesinden yetki alınıp izale-i şüyu davası açılmaması yani satış istenmemiş olması sebebiyle düştüğünü, ayrıca müvekkili tarafından yapılan haciz, izale-i şüyu, paraya çevirme ve paylaştırma gibi tüm ortakları ilgilendiren satış masraflarının da paylaştırmada öncelikli olarak ödenmesi gerekirken her hangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet edilen vekili, şikayetin reddini istemiştir....
Şikayet olunan vekili, müvekkilinin dava dışı borçlunun vefat eden babası adına olan taşınmaza haciz koyduklarını, yetki belgesi alarak ortaklığın giderilmesi davası açtıklarını, 1 yıllık süre içerisinde sürece dair işem yapılması nedeniyle satış süresinin kesildiğini, hacizlerinin düşmediğini savunarak açılan davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, şikayet olunanın dava dışı borçlunun vefat eden babası adına kayıtlı taşınmaza haciz koydurduğu, Bursa 7.İcra Hukuk Mahkemesinin 25.10.2011 tarihli ve 2011/275 Esas 2011/193 Karar sayısıyla hacizli olan taşınmazın ortaklığın giderilmemesi yoluyla satılmasına karar verildiği ve şikayet olunana bu konuda yetki verildiği, şikayet olunanın da dava açtığı ve verilen kararın kesinleştiği, sonrasında taşınmazın satıldığı, şikayet olunanın süresinde satış talep ettiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir....
Somut olayda, davacı yetki itirazında bulunduğu halde, mahkemece yetki itirazı ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmadan senet aslının icra müdürlüğüne ibraz edilmediği gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi, İİK'nun 50/2. ve HMK'nun 26. Maddesindeki emredici hükümlere aykırıdır. Mahkemece, öncelikle yetki itirazının çözümlenmesi gerekirken, yetki itirazı incelenmeksizin, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden, talep dışına çıkılarak takibin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, mahkemece senet aslının veya onaylı örneğinin dosyaya celbi sağlanarak, yetki itirazıyla ilgili karar verilmek üzere dosyanın HMK.353/1- a6 maddesi gereğince mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile, İSTANBUL ANADOLU 11....
Bu durumda, diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak anılan hüküm, borçlulardan biri için genel yetkili yerleşim yeri icra dairesinde takip yapılması ve onun hakkındaki yetkinin kesinleşmiş olması hali içindir. Takibe konu bonoda İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili kılındığı görülmüştür. Takibe konu bonoda İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunun yazılması yetki sözleşmesi niteliğinde olup, takip tarihi itibari ile yürürlükte olan 6100 Sayılı HMK'nun 17. maddesi gereğince yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olabileceği, icra dosyasından davacının tacir olduğuna dair bir ize rastlanmadığı anlaşıldığından yetki sözleşmesi geçersizdir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1052 KARAR NO : 2022/1044 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SORGUN İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/02/2022 NUMARASI : 2021/66 ESAS 2022/15 KARAR DAVA KONUSU : Yetki İtirazı KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Sorgun İcra Müdürlüğünün 2021/758 Esas sayılı dosyası ile davalı alacaklı T3 tarafından müvekkil aleyhine icra takibi başlatıldığını, ancak icra takibinin yetkili olmayan icra dairesinde başlatıldığını, genel yetki kuralları HMK'da düzenlenmiş olup genel yetki kuralına göre yetkili yerin senedin düzenleme yeri veya borçlunun ikametgahının bulunduğu yer olduğunu, İİK'nun 50. maddesine göre para veya teminat borcu için...