WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a ödeme emrinin ... adresinde ........2016 tarihinde tebliğ edildiği, anılan borçlunun, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğine dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığı gibi, böyle bir iddianın da olmadığı, diğer bir ifade ile anılan borçlu yönünden icra müdürlüğünün yetkisinin ........2016 tarihinde kesinleştiği, itiraz eden borçlu .... .. ... Ltd. Şti.'nin ise, borçlu .... .... yönünden ... İcra Müdürlüğü'nün yetkisi kesinleştikten sonra 31.....2016 tarihinde yetki itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. Bu durumda yukarıda açıklanan sebeple HMK'nun .../.... maddesi gereğince itiraz eden borçlu .... ... Ltd. Şti yönünden ... İcra Müdürlüğü'nde takip yapılmasında yasaya uymayan bir yön bulunmamaktadır. O halde mahkemece, yetkiye itirazın reddi ile borçlunun sair şikayet ve itirazlarının esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin yetkiye ve borca ilişkin itirazlarının reddine ilişkin kararın hatalı olduğunu belirterek, mahkeme hükmünün kısmen kaldırılarak davanın yetkiye ve borca ilişkin itirazları yönünden de kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davacı borçlu hakkında genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yapılmış olup, genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde borçlunun yetkiye ve borca itirazlarının İİK'nun 62/1 maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir. İcra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli olup, sonuç doğurmaz. Somut olayda, icra mahkemesine yapılan başvuru hukuki sonuç doğurmayacağından mahkemece yetkiye ve borca itirazın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

    İİK'nın 50/2. ve 169/a-1. maddeleri uyarınca kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, borçlunun yetki itirazı ile birlikte diğer itiraz ve şikayetlerde bulunması halinde öncelikle yetki itirazının değerlendirilip karara bağlanacağı açıktır. İlk derece mahkemesince de öncelikle davacının yetki itirazı incelenip, kabul edilerek takip dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesine karar verildiğinden, davacının diğer itiraz ve şikayetleri hakkında bir karar verilmemesi yerindedir. Alacaklının süresinde gönderme talebinde bulunması halinde yetkili icra dairesince borçlu hakkında yeniden ödeme emri düzenlenip tebliği gerekeceğinden yeniden borca ve senet vasfına yönelik itiraz ve şikayet hakkı doğacağı tabidir. Açıklanan nedenlerle; istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve istinaf edenin sıfatı gözetilerek yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

    Sayılı Şikayet dosyasının kesinleşip kesinleşmediğine dair bir inceleme ve araştırma yapılmadan, ayrıca duruşmada söz konusu dosyanın celbine, incelenmesine ilişkin bir karar vermeksizin doğrudan hüküm tesis etme yoluna gidilmesinin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki yetkiye, imzaya ve borca itiraz uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince; yetki itirazının kabulü ile ... İcra Dairesi'nin yetkisizliğine, talep halinde icra dosyasının icra dairesi aracılığıyla ... İcra Dairesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir. Kararın şikayetçi borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; aleyhine ......

      aynı Kanunun 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkında anılan suçtan açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK'nun 73 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddeleri gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE, 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        sadece nama yazılı olarak senet tanzim edilebileceğini, emre yazılı senedin geçersiz olduğunu beyanla şikayet ve itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

        Takibe dayanak kredi sözleşmesinde müvekkilin şahıs/kefil olarak ismi bulunmamasına rağmen müvekkil takipte kötüniyetli olarak borçlu gösterildiğini, iki defa düşen dosyanın son yenilenmesi talebine ilişkin; 10/08/2016 tarihli icra dairesi kararında; borçlulardan T1'e ödeme emrinin tebliğ edilmediği, haciz talep etme sürelerinin başlamadığı, T1'e ödeme ve yenileme emrinin tebliğine itiraz yolu açık olmak üzere karar verildiğini, şikayet edilen tarafından bu karara itiraz edilmediğini, ancak bu karar olmasına rağmen ödeme emri tebliğ ettirilmeden alacaklı tarafından dosyaya tekrardan bir kısım haciz talepleri gönderilmiş olup, bu talepler aynı gerekçe ile 13/07/2017, 09/10/2017, 08/02/2018 tarihlerinde reddedildiğini, alacaklı tarafından işbu red kararları sonrasında ödeme emrinin ve yenileme emrinin borçlu müvekkile tebliğinin talep edildiğini, müvekkiline ödeme emrinin 01/03/2018 tarihinde tebliğ edildiğini, 01/03/2018 tarihinde icra takibinin zamanaşımına uğradığı, borca ve yetkiye...

        devir işleminin 19/09/2012 tarihinde yapıldığı, haciz işleminin ise 22/10/2012 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 347. maddesinde düzenlenen” şikâyet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer” hükmü karşısında şikayetçi vekilinin suça konu olayda bir yıllık süre geçtikten sonra 09/12/2014 tarihinde şikayette bulunması nedeniyle sanık hakkında şikayet hakkının düşürülmesi yerine yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve, sanık vekili ile şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan, İİK'nın 347. maddesi uyarınca şikayet hakkının DÜŞMESİNE...

          İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın, 30.12.2021 tarihinde vekaletnamesini Biga İcra Müdürlüğünün 2021/3674 Esas sayılı dosyasına sunduğunu, söz konusu vekaletnamenin Biga İcra Müdürlüğü tarafından 31.12.2021 tarihinde onaylandığını ve davacının borca itiraz dilekçesinin reddedildiğini, İİK Madde 168/5 gereği borca ve yetkiye itiraz süresi 5 gün olduğundan ve vekaletnamesinin de onaylanma tarihi 31.12.2021 tarihi olduğu dikkate alındığında davacının iş bu davayı 5 günlük itiraz süresi geçtikten sonra 10.01.2022 tarihinde açtığını, davacı tarafın süresinden sonra yaptığı yetkiye ve borca itiraz taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü icra takibinde yetkiye ve borca itiraza ilişkindir....

          UYAP Entegrasyonu