Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Merkez Bankasının kısa vadeli kredilere uygulanan faiz istendiği halde ödeme emrinde faiz miktarının yıllık %53,82 olarak istendiğini ve faizin çok yüksek olduğunu belirterek, şikayet ve davalarının kabulü ile, takibin ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafa gönderilen zarfta "takip talebi ve ekleri vardır" ibaresi bulunduğunu, sözkonusu işlemin İcra Müdürlüğü tarafından yapılan bir işlem olup takibe konu ödeme emri ve eklerini gönderme mesuliyetinin İcra Müdürlüğüne ait olduğunu ve taraflarına dava açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, faize itiraz yönünden taraflar arasında imzalanan sözleşme ile belirlenen faiz oranının açık olduğunu ve sözleşme gereği faiz istendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; İpotek veren taşınmaz malikinin murisine çıkarılan ihtarnamenin usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesiyle icra emrinin iptalinin yerinde bir karar olduğunu, icra emrinin iptaline karar verilmekle diğer itiraz ve şikayet sebeplerinin incelemeye gerek kalmadığını, davacının diğer itiraz ve şikayet sebeplerine yönelik istinaf başvurusunda bulunmasında hukuki yararının bulunmadığını belirterek davacı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı takipte, İİK. 150/ı maddesindeki takip koşullarının mevcut olup olmadığı, hesap kat ihtarnamesi, icra emri, kıymet takdir raporunun usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, ipoteğin geçersiz olup olmadığı noktasında toplanmaktadır....

Bir başka deyişle, yetkili icra dairesince, borçluya yeniden ödeme emri tebliğ edilmesi üzerine borçlu tarafından yapılacak itiraz ve şikayetler, o icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince incelenerek değerlendirilir. Mahkemece, yetki itirazının kabulüne karar verildiğine göre bu aşamadan sonra artık borca itiraz ve İİK.nun 170/a maddesi uyarınca yapılan şikayet hakkında karar verilmesi mümkün değildir. Buna rağmen borçlu tarafın, İİK.nun 170/a maddesi uyarınca yapılan şikayet hakkında inceleme yapılıp karar verilmediğine yönelik istinaf kanun yoluna başvurmasında hukuki yararı bulunmadığının kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle istinaf başvurusu yerinde görülmediğinden istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....

Dairemiz "İİK uyarınca düzenlenen sıra cetveline itiraz ve şikâyetler hakkında verilen hüküm ve kararlara" bakmakla görevli ise de talep sıra cetveline itiraz istemine ilişkin değildir. 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 7035 sayılı kanun ile değişik 35. maddesi uyarınca, ceza ve hukuk dairelerinin numaraları ile aralarındaki iş bölümünün belirlenmesine ilişkin Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin kararı gereğince, "2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu uyarınca yapılan icra ve iflas takiplerinden kaynaklanan şikâyet, itiraz ve itirazın kaldırılması talepleri hakkında İcra Mahkemelerince verilen hüküm ve kararlara" yönelik istinaf kanun yolu başvurularını inceleme görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20, 21, 22 ve 23. Hukuk Dairesine verilmiştir....

talebinin 3095 sayılı kanuni faiz ve temerrüt faizine ilişkin kanun hükümlerinin 3. maddesine aykırı olduğunu, faize faiz işletilemeyeceğinin net olarak hükme bağlandığını, bu nedenlerle ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, icra emrinin tebliğine rağmen İİK 149/b-2 maddesinde belirtilen 7 günlük süre içinde itiraz veya şikayetler ileri sürülmemiş olduğundan, davacının belirttiği hususları inceleme konusu yapmaya yasal olanak bulunmadığı, kaldı ki takibe konu ihtarname Noter aracılığıyla senet ve sözleşmedeki adrese tebliğ edilmekle ve temerrüte düşürülmüş sayılmakla İİK 150/ı maddesi koşulları kapsamında borçluya icra emri gönderilmesinde yasaya aykırı bir yön görülmediği, ihtarnameye süresinde itiraz edilmediği, kural olarak itiraz edilmeyen ihtarnamenin İİK 68/b'deki belge niteliğinde olduğu, İİK 33. maddesi anlamında ödeme ve mehile ilişkin delil de sunulmadığı ipotek akit tablosu (resmi senet) ve sözleşme, ihbarname ve tebligat şerhlerinin dosyada mevcut...

    Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; alacaklı tarafından borçlu aleyhine taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde rehin hakkına, takibe, borca, faize ve faiz oranlarına itiraz ettiği, takibin durdurulmasına karar verildiği, taşınır rehninin paraya çevrilmesi başlığı altında yer alan İİK'nın 147. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 62. maddesinde "itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak İcra Dairesine bildirmeye mecburdur" hükmüne yer verildiği, borçluların icra mahkemesinde ileri sürdüğü hususların borca itiraz niteliğinde olduğu, bu itirazların da İİK'nın 62/1. maddesi uyarınca, takibin şekline göre, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerektiği, icra müdürlüğü yerine icra mahkemesine yapılan itiraz fuzuli...

      Davalı borçlu tarafından icra dairesine sunulan itiraz dilekçesinde borca itirazının yanı sıra faize de itiraz etmesine ve davacı alacaklı vekili tarafından itirazın kaldırılması talebinde bulunulmasına karşın mahkemece faize itiraz konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmediği anlaşılmaktadır. 6100 Sayılı HMK.'nın "Hükmün Kapsamı" başlığını taşıyan 297/2 maddesinde, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanılan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği öngörülmüştür. Buna göre şikayet dilekçesinde öne sürülen taleplerin ve dava nedenlerinin her birinin ayrı ayrı tartışılarak bunlar hakkında hangi sonuca ulaşıldığı ve verilen kararın ne olduğu hükümde birer birer açıklanıp gösterilmelidir....

      itiraz ve defiler yönünden ve sair her türlü talep ve dava hakları için, fazlaya dair haklarını saklı tuttuklarını, müvekkilinin mağdur olmaması için İİY.'...

      Somut olayda, borçlu, sair itirazları yanında işletilen faizin hatalı ve fahiş olduğunu ve kambiyo vasfı şikayetini ileri sürdüğü halde, mahkemenin bu yöndeki itiraz ve şikayeti değerlendirmediği görülmektedir. O halde, mahkemece, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayet kabul edildiğine göre, borçlunun süresinde yapmış olduğu kambiyo vasfı şikayeti ve faize itirazı konusunda inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, takipte hem asıl borca hem de faize itiraz ettiğini, davacının sadece faize itiraz edilmiş gibi bu davayı açtığını, asıl alacağın 8.123.03 YTL olup, tüm borcun ise 11.656.58 YTL olduğunu, bu durumda Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının 8.123.03 YTL’ si asıl alacak olmak üzere toplam 11.656.58 YTL için takip başlattığı, davalının da hem asıl borca hem de faize itiraz ettiği gerekçeleriyle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu