, davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren süresi içerisinde itiraz da bulunmadığı ve ödeme emrinin tebliğinden önce yapmış olduğu borca itirazın değerlendirilmemesi gerektiğinden bahisle taraflarının takibin devamına ilişkin istemlerinin reddine dair icra müdürlüğünün 17/08/2022 tarihli işleminin iptali ile takibin devamına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrarla, mahkemenin şikayet konusunda inceleme yapıp karar vermesi gerekirken eksik inceleme ile talebin sadece borca itiraz kısmını değerlendirerek karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına, şikayetin kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK 169. maddesi uyarınca borca itiraza ilişkindir. İİK'nın 168/5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde imzaya ve borca itirazın, yasal 5 günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir....
Uyuşmazlık; genel haciz yolu ile ilamsız takipte ödeme emri tebligat usulsüzlüğü ile icra müdürlüğü işlemine karşı şikayet niteliğindedir. Takip dosyası incelendiğinde; davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, davacı borçluya ödeme emrinin 02/04/2009 tarihinde tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, borçlunun dosya borcuna 14/04/2009 tarihinde itiraz ettiği, borca itiraz süresi ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün olduğundan Ankara 28. İcra Müdürlüğünün 14/04/2009 tarihli kararı ile itiraz süresinde olmadığından takibin devamına karar verildiği, borçlu davacı yeniden 2. kez 14/11/2022 tarihinde iş bu borca itiraz ederek itiraz dilekçesi sunduğu ve icra müdürlüğünce de 14/11/2022 tarihinde süresinde olmadığından bahisle itirazı reddedilerek takibin devamına karar verilmiştir....
Somut olayda, davacı - borçluya ödeme emrinin 20/10/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davacı - borçlunun vekili aracılığıyla 28/10/2022 tarihinde icra müdürlüğüne itiraz dilekçesi sunularak borca, faize ve ferilerine itiraz edildiği, bu durumda davacı - borçlunun takipten ve tebligattan en geç 28/10/2022 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerekir. Sonuç olarak takipten ve tebligattan haberdar olunduğu 28/10/2022 tarihi itibariyle ve bu öğrenme tarihine göre 22/02/2023 tarihinde açılan davanın İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süre geçtikten sonra olduğu sabittir. Bu durumda ilk derece mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir ki mahkeme kararı da bu doğrultudadır....
Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12- 258 E., 91/344 K. sayılı kararı). Şikayetçi, şikayet dilekçesinde, usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden 23/02/2022 tarihinde bilgi sahibi olduğunu belirterek, öğrenme tarihi olarak bu tarihin kabulünü talep etmiştir. Davacı tarafından, 01/12/2021 tarihinde Simav İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/68 esas sayılı dosyasında, dava konusu takip dosyasına ilişkin olarak kıymet takdirine itiraz davası açılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda; şikayetçinin en geç kıymet takdirine itiraz davasını açmış olduğu 01/12/2021 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir....
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı vekili tarafından hakkında Kiraz İcra Müdürlüğü'nün 2018/472 sayılı dosyası üzerinden başlatılan takipten 19/07/2019 tarihinde haberdar olduğunu, tebligatların usulüne uygun yapılmadığını, tarafına usulüne uygun tebligat yapılmadığından borca itiraz süresi ve hakkının da devam ettiğini, borcun tamamına itiraz ettiğini, bu nedenlerle tarafına usulüne uygun tebliğ edilmeyen ödeme emrinin ve tüm işlemlerin iptali ile ödeme emri tebliğ tarihinin 22/07/2019 olduğu gözetilerek itiraz ve şikayetlerinin kabulüne, takibin ve satışın tedbiren durdurulmasına ve adına kayıtlı taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Her ne kadar davacı tarafından şikayet yoluna gidilmiş ve istinaf talebinde bulunulmuş ise de, davacının vermiş olduğu itiraz dilekçesi ile takibin durdurulmasını talep ettiği ve takibin durdurulduğu, ancak davacı tarafından bu hususun şikayet yoluna getirildiği anlaşılmış ise de, davacının lehine olan işleme yönelik olarak şikayet yoluna başvurmasında hukuki yararının bulunmadığı gibi, ilamsız takiplerden İİK'nun 66. maddesi gereğince süresinde yapılan itiraz halinde takibin durdurulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının takibin durdurulması talebi istemine uygun olarak kabul edildiğine göre, davacı borçlu tarafından istinaf yasa yoluna başvurulması icra takibini sürüncemede bırakabileceği gibi başvurunun kötüniyetle yapıldığı anlaşılmaktadır....
Bu durumda imzaya ve borca itiraz da beş günlük süresi içerisinde değildir. Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin, imzaya ve borca itirazın süreden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebeplerlerine bağlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılan inceleme neticesinde; ilk derece mahkemesi kararı hukuka uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GERKEÇE: İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davalı vekili tarafından davacı aleyhine 17/12/2019 tarihinde kira ve fatura alacağından bahisle ilamsız icra takibine gidildiği, ödeme emrinin davacıya 05/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin icra dosyasına 15/02/2020 tarihinde dilekçe ibraz ettiği, borca itiraz ettiği görülmüştür....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/3533 KARAR NO : 2022/1348 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : AYVALIK İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/10/2021 NUMARASI : 2021/171 2021/311 DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya müdericatına tüm bilgi ve belgeler okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü....