Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme tarafından yargılamayı gerektirir hiç bir husus incelenmeden, dosya üzerinden yapılan yüzeysel değerlendirme neticesinde usul ve yasaya aykırı olarak karar verildiğini, Mahkeme kararının gerekçelendirmediğini, şikayete konu haczin, şikayete konu ödeme emrinin tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden sonrası koyulduğunu, usulsüz tebligat şikayeti nedeniyle haczin geçerli olup olmayacağının, tebligat usulsüzlüğü şikayeti üzerine verilen kararın kesinleşmiş olmasına bağlı olduğunu, Mahkemece usulsüz tebligat şikayetine konu olan İstanbul 6.İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/118 E 2020/134 K sayılı 28/01/2020 tarihli kararı müvekkilince istinaf edilmiş olması nedeniyle kesinleşmesinin beklenmesi ve kararın kesinleşme durumuna göre karar verilmesi gerekirken beklenmeden şikayetin kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay 12....
Somut olayda, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin Bölge Adliye Mahkemesi’nce kabulü ve kararın kesinleşmesi üzerine borçlunun itirazının geçerli hale gelmesi, İİK'nun 361. maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü için yeterli olmadığı gibi takibin kesinleşmemiş olması da borçlu tarafından ödenen ve alacaklı tarafından tahsil edilen paranın iadesini gerektirmez. Öte yandan; açıkça itiraz ve şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi itiraz ve şikayeti konusuz kılmaz. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir. (Hukuk Genel Kurulunun 2011/12-177 Esas, 2011/300 Karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı). Bu nedenle ilk derece mahkemesinin davanın konusuz kaldığına yönelik kararı isabetsizdir....
Ancak taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet de İİK'nın 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tabidir. Borçlu meskeniyet şikayet dilekçesinde 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmemiş, istinaf dilekçesinde de haczi öğrendiği tarihte dava açtığı için süresinde olduğunu belirtmiştir. Somut olayda; meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmaza ilişkin olarak borçluya 103 davetiyesinin 31/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davetiyenin haczedilen taşınmaza ilişkin olduğu, borçlunun 05/09/2018 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmakla süresinden sonra yapılan şikayette İlk Derece Mahkemesince şikayetin süre aşımından reddine karar verilmesi isabetlidir....
ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; bila tebliğ iade edilen ödeme emri tebligatında yazılı olan, muhatabın tanınmadığına yönelik tespitin, borçlunun yaklaşık 20 yıldır bu adreste ikamet etmesi nedeniyle gerçeğe uygun olmadığını, bu suretle geçersiz olan tebligata dayalı olarak TK'nın 21/2. maddesi gereğince yapılan tebligatın da usulsüz olduğunu, takipten 25.11.2020 tarihinde haberdar olduğunu, ödeme emri tebligat zarfında ödeme emri değil sayman mutemet alındısı bulunduğunu ileri sürerek ödeme emri tebligatının iptali ile tebligatı öğrenme tarihinin 25.11.2020 olarak kabulünü talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesi sunmamıştır. III....
, mahkemece, usulsüz tebliğ şikayetinin adrese yapılan tebligatın Tebligat Kanunu'nun 10.maddesine uygun olduğu belirtilerek reddine karar verildiği kararın borçlu tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz'in 2017/1119 Esas 2017/2681 Karar 27.02.2017 tarihli ilamı ile "Somut olayda; asıl şikayet dosyasında borçlu vekili, ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü ile takip talebi ve ödeme emri ekinde takibe dayanak belgelerin bulunmaması sebebiyle takibin ve ödeme emrinin iptali talebinde bulunmuş, mahkemece; tefhim edilen kısa kararda, “asıl dosyada tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebinin reddine” karar verilmiş, gerekçeli kararda ise; asıl şikayet dosyasındaki her bir talebin neden reddedildiğine dair gerekçe oluşturarak, “şikayetin reddine” hükmedilmek suretiyle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirildiği, mahkemece çelişkinin giderilmesi amacıyla yeni bir karar verilmesi gerekçesi ile kararın bozulduğu, mahkemece bozmaya uyularak asıl dosya olan usulsüz tebliğ şikayeti...
nın davacı şirket yetkilisi olduğu ve icra takibinden haberdar olunduğuna dayanak teşkil eden 07.12.2016 tarihli hacizde hazır bulunduğu buna göre dava tarihi olan 29.12.2016 itibariyle usulsüz tebliğ şikayetinin süresinde olmadığından şikayetin reddi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesinin gerekçesinin bu doğrultuda düzeltildiği, ayrıca üç yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından zamanaşımı itirazının da reddinin gerektiği belirtilerek borçlunun şikayet ve itirazlarının reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Somut olayda davacı şirket adına çıkartılan ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunu hükümlerine göre usulüne uygun tebliğ edilmediği açık olup bu durum Bölge Adliye Mahkemesinin de kabulündedir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1348 KARAR NO : 2023/299 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/03/2022 NUMARASI : 2021/817 ESAS, 2022/175 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİGAT ŞİKAYETİ KARAR : İzmir 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/817 Esas, 2022/175 Karar sayılı dosyasında verilen davanın reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesine özetle; İzmir 5....
Bu dava İİK 16/1 maddesi anlamında şikayet niteliğindedir ve ileri sürme süresi öğrenme tarihinden itibaren 7 gündür. Somut olayda davacıya hacze ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ tarihi 31/07/2019 tarihidir. Davacının dava dilekçesinde yapılan tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin bir iddiası da bulunmadığına göre meskeniyet şikayeti için başvuru süresi 103 davetiyesinin tebliği ile başlamış durumdadır. Dava tarihi ise 04/11/2019 tarihidir. O halde dava tarihi itibarı ile meskeniyet şikayeti bakımından dava açma süresi dolmuş olup açılan dava süresinden sonradır. Nitekim mahkemece de aynı gerekçeler ile davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir. Yukarıdaki açıklama çerçevesinde istinaf istemine konu kararın yerinde olduğu anlaşıldığından istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Manisa 1....
Davacı/borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek öğrenme tarihinin 20/07/2020 tarihi olarak düzeltilmesi isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır. Usulsüz tebliğe ilişkin şikayetin, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca, borçlunun, tebliğin usulsüzlüğünden haberdar olduğu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. Diğer yandan borçlunun bildirdiği öğrenme tarihinin aksi yazılı delille ispat edilebilir. Somut olayda; takip dosyasından borçluya ödeme emrinin 26/08/2019 tarihinde, hacze ilişkin 103 davetiyesinin ise 28/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekili ise şikayet dilekçesinde, sadece 26/08/2019 tarihli ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünü şikayet konusu yapmış olup, ayrıca ve açıkça 103 davetiyesi tebliğ işlemine yönelik şikayette bulunmamıştır....
e usulüne uygun tebliğ edilmediğini de ileri sürerek ihalenin feshine karar verilmesi istemi ile icra mahkemesine başvurmuş, mahkemece, şikayet dilekçesindeki öne sürülen diğer hususların ihalenin feshini gerektirip gerektirmediği irdelenmeden, taşınmaz hissedarı ...'e yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshine karar verildiği anlaşılmıştır. Satış ilanı tebligatının usulsüzlüğü nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkı, sadece kendisine tebligat yapılmayan ilgilisine aittir. İhalenin feshini isteyen şikayetçi, kendisi dışındaki diğer ilgililere satış ilanının tebliğ edilmediği hususunu ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremez. O halde mahkemece, alacaklının ileri sürdüğü diğer fesih nedenleri incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, taşınmaz hissedarı olan ve ihalenin feshi istemine dair şikayeti de bulunmayan ...'e satış ilanının usulüne uygun tebliğ edilmediği gerekçesi ile ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir....