Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca,Uyuşmazlık, ilamsız icra takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine ilişkindir. Usulsüz tebligat şikayeti, süresiz nitelikte olmayıp, öğrenme tarihinden itibaren, İİK. 'nun 16. Maddesi uyarınca yasal 7 günlük süre içerisinde şikayette bulunulması zorunludur. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir. Usule aykırı tebliğin hükmü ise 7201 sayılı Kanunun 32. ve benzer düzenlemenin yer aldığı Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 53. maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan maddelerde; tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir. Bu durumda, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğin usule aykırı olarak yapılması halinde muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur....

Usulüne uygun tebligat bulunmaması halinde, HMK'nun 33. maddesi gereği, hukuki tavsif hakime ait olacağından, borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz isteminde bulunması ile bağlı kalınmaksızın, tebligatın usulsüzlüğü ve Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği, tebliğ tarihinin belirlenmesi yoluna gidilmelidir (HGK 5.6.1991 tarih ve 1991/12- 258E.-1991/344 K). Somut olayda, şikayetçi borçluya gönderilen ödeme emrinin yukarıda açıklanan sebeple usulsüz tebliğ edildiği, Orhan Mahallesi muhtarının düzenlediği "tebligat tutanağı" başlıklı tutanak içeriğine göre şikayetçi borçlunun usulsüz tebligatı 19/06/2018 tarihinde öğrendiği anlaşıldığından, mahkemece, davanın usulsüz tebligat şikayeti olarak nitelendirilmesi ve ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi isabetli olmuştur. Dairemizce yapılan yargılama neticesinde; şikayetçi borçlu vekilinin bildirdiği istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından Yargıtay 12....

Davacılar istinaf dilekçesinde özetle; davacı şirketin birden fazla şubesi olduğunu, Çanakkale içinde iki şubesi olduğunu, bunların Çanakkale ve Lapseki şubeleri olduğunu, davalının Lapseki şubesinde çalıştığını, şirket merkezinin de İstanbul olduğunu, Lapseki şubesinin icra kanalıyla satıldığını, ödeme emri tebligatının İstanbul adresine yapılması gerekirken Çanakkale adresine yapılmasının usulsüz olduğunu, ilamlı icra takibinde usulsüz tebligat yapılabileceğinden davanın reddine karar verilmesinin tebligat kanununun emredici hükümlerinin yok sayılması olduğunu bu nedenlerle kanuna, esasa ve usule aykırı kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İşçi alacağının tahsiline yönelik ilamın Gelibolu İcra Müdürlüğü'nün 2019/194 e sayılı dosyası üzerinden icra takibine konu edildiğini ve ödeme emri borçlu şirketin İsmetpaşa Mah. Onurcan Sok....

bu yapılan usulsüz tebligat sebebiyle haksız haciz işlemleri uygulanmıştır....

nın 21. maddesine göre davacının geçici olarak Afyon'a gittiğini söyleyen isim ve imzadan imtina eden komşusuna haber verilerek muhtara bırakılmak suretiyle tebligat yönetmeliğine aykırı olarak tebliğ edildiğini, muhtarın müvekkiline haber vermesi üzerine tebligattan 21/07/2019 tarihinde haberdar olup, 7 günlük süre içinde itiraz ettiğini, icra müdürlüğünce bu itirazın reddine karar verildiğini belirterek, istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Körfez İcra Dairesi'nin 2020/1592 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı davalı tarafından, borçlu davacı aleyhine, toplam 38.000,00 TL kira alacağının tahsili için adi kira ve hasılat kiralarına ait ilamsız icra takibi başlatıldığı, örnek 13 ödeme emrinin borçluya 25/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Dava, örnek 13 takipte usulsüz tebligat şikayeti olup, İİK'nun 16. maddesine göre yapılmış bir şikayet niteliğindedir. HMK'nun 118. maddesi anlamında dava değildir. İİK'nun 18/3. maddesi gereğince şikayet üzerine icra mahkemesi kanunda aksine bir düzenleme yok ise duruşma açılmasına gerek olup olmadığına karar verir. Duruşma açılmasına karar verir ise ilgilileri duruşmaya çağırır, gelmeseler bile yargılamaya devam ederek gereken kararı verir. Duruşma yapılmasına karar verilmişse artık taraflara usulüne uygun olarak tebligat yapılmalıdır....

Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin 5. Maddesinde 2 fıkrasında " Birinci fıkra kapsamı dışında kalan gerçek ve tüzel kişilere, talepleri halinde elektronik tebligat adresi verilir.Bu durumda bu kişilere tebligatın elektronik tebligat ile yapılması zorunludur " hükmü bulunmaktadır. Somut olayda, ödeme emrinde borçlunun mersis adresi olarak " Kazım Karabekir Mahallesi 324. Sk. No: 14/8 Bağcılar İstanbul " şeklinde tebligat çıkartıldığı, ilgili şirketin vergi numarası belirtilerek temin edilen elektronik adresi 28/08/2020 tarihinde edindiği ve 30/11/2020 tarihinde bu adresin aktive edildiği, bu durumda 28/12/2020 tarihinde yapılan tebligatın usulsüz olduğu, tebligatın elekronik tebligat adresine çıkarılması gerektiği anlaşılmıştır 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesinde; tebliğ usule aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise tebliğ işleminin muteber sayılacağı ve muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği öngörülmüştür....

Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, aksine yazılı bir delil olmadıkça, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, borçlunun banka hesaplarına haciz konulması ve hesaptan yapılan kesintilerin icra dosyasına gönderilmiş olması, borçlunun takipten haberdar olduğunun kabulü için yeterli değildir. Kaldı ki, mahkemece banka hesapları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup 07.09.2020 tarihli raporda bloke tarihinden sonra hesaplardan bankacılık işlemi yapıldığı da tespit edilememiştir....

    DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, aynı takip dosyasında davacı borçlular adına Av....

    Tebligat usulsüzlüğü şikayeti süresiz şikayete tabi olmayıp ilgilisinin öğrendiği tarihten itibaren İİK'nun 16. maddesi uyarınca 7 günlük sürede icra mahkemesinde ileri sürülmesi gerekir. İcra dosyasına sunulmuş itiraz dilekçesinde tebligatın usulsüz olduğunun beyan edilmesi yeterli değildir. Davacı tebligatı11/11/2019 tarihinde öğrendiğini iddia ettiğine göre dava tarihi dikkate alındığında 7 günlük şikayet süresi geçmiştir. Bu süre içinde de icra mahkemesine başvurup tebligatın usulsüzlüğü ileri sürülmediğinden İlk Derece Mahkemesince şikayetin süreden reddine dair karar yerindedir....

    UYAP Entegrasyonu