Hukuk Dairesi 2022/409 Esas-2022/439 karar sayılı dosyasında aynen “Somut olayda, borçlu vekili şikayet dilekçesinde her ne kadar tebliğ tarihinin 25/02/2021 olarak düzeltilmesini talep etmiş ise de UYAP kayıtları üzerinden yapılan incelemede; icra dosyası içerisinde kayıtlı ödeme emrinin ve taranarak kaydedilen tebliğ mazbatasının evrak işlem kütüklerine göre borçlu Ayşe Görgün'ün vatandaş portal üzerinden 08/02/2021 tarihi ve sonrasında ilgili evrakı okuduğu ve takipten haberdar olduğu anlaşılmıştır.” demek suretiyle borçlunun beyan ettiği tarih ile bağlı kalınmaması gerektiği ve dosyayı daha önce uyaptan inceleyip incelemediği araştırılmalıdır şeklinde karar verildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla mahkemenizin ödeme emri tebligatını usulsüz kabul ettiği takdirde davalı kurum aleyhine yargılama giderlerine hükmetmemek gerektiğini, işbu şikayet konusunun usulsüz tebliğ işlemine dayanmakta olup salt tebliğ memurunun eyleminden kaynaklandığını, bu sebeple davalı müvekkilin kendisi...
şikayet davasında da aynı vekille temsil edildiği, kaldı ki satış ilanının şikayet eden şirkete tebliğe çıkarıldığı ve 13/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, bu tebliğ işlemine yönelik olarak usulsüz tebligat şikayetinde bulunulmadığı, kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesinin kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesinin mümkün olduğu, şikayet eden tarafça kıymet takdirine daha önce itiraz edildiği, iş bu şikayet esnasında yapılan kıymet takdirinin düşük veya yüksek olduğu yönünde bir itirazda bulunulmadığı; taşınmaz malikine 103 davetiyesi gönderilmediği, bu durumun ihalenin feshini gerektirdiği beyan edilmişse de, takip dosyasında anlaşılacağı üzere ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi olduğu, iş bu takipte haciz aşaması bulunmadığından 103 davetiyesi gönderilmesinin gerekmediği; satışı talep edilen taşınmazda kiracı bulunduğu, kiracının icrai...
Borçlu, 23.08.2007 tarihli hacizle takipten haberdar olduğuna göre 29.08.2007 tarihinde harçlandınlan dilekçesiyle mahkemeye yaptığı başvurusu yasal (7) günlük sürededir. 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesi gereğince muhatabın usulsüz tebliği öğrendiği tarihten itibaren takibin şekline göre İcra Dairesine İtiraz etmemiş olması, tebligatın usulsüzlüğünün tespiti halinde mal beyanında bulunma tarihi ve takip kesinleşmeden haciz konulamayacağı cihetle; varsa, hacizlerin kaldırılması sonucunu doğuracağından, borçlunun hukuki yararının da bulunması nedeniyle, mahkemece şikayetin incelenmesine engel teşkil etmez (HGK 27.06.2001 tarih ve 2001/12-543 E., 560 K.). O halde, şikayet kabul edilerek 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesi de gözetilip ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağının İİK'nun 16. maddesi olup bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğunu, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağını, muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi sayılacağını, somut olayda, şikayetçiye 89/1 haciz ihbarnamesinin 04/02/2020 tarihinde, 89/2 haciz ihbarnamesinin ise 03/07/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, şikayetçi vekili her ne kadar usulsüz tebliğ işleminden 03.07.2020 tarihinde haberdar olduklarını belirtip 05.10.2020 tarihinde mahkemeye başvurmuş ise de, tebliği gerçekleşen üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğinin usulsüz olduğuna ilişkin bir şikayetinin olmadığını, şikayetçiye gönderilen 89/3 haciz ihbarnamesinde “...ikinci ihbara rağmen müddeti...
Dosyadaki bilgi ve belgelere; paranın takibin kesinleşmesine istinaden alacaklıya ödenmiş olmasına, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiş olmasına, bu haliyle alacıklıda bulunan paranın icra müdürlüğü bünyesinde muhafaza edilmesinin gerekmesine, bunun için usulsüz tebliğ şikayetine ilişkin kararın kesinleşmesine gerek bulunmamasına, usulsüz tebliğe ilişkin kararın 05.09.2022 tarihinde kesinleşmiş olmasına, icra müdürlüğünce paranın borçluya iade edilmeyeceği dikkate alındığında paranın icra müdürlüğü hesabında muhafaza edilmesi sebebiyle alacaklının haklarının korunacak olmasına göre ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Yapılan değerlendirmeler neticesinde ilk derece mahkemesince şikayetin reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusun HMK'nın 353/1- b-1 hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava; Usulsüz Tebligata İlişkin Şikayet ve İmzaya İtiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Van 2....
Mahkemece İİK.nun 18/3 ve HMK 320/1 maddelerine göre, şikayet konusu nedeniyle açıklama yapılmasına ve duruşma açılmasına gerek olmadığı takdir edilerek evrak üzerinde yargılama yapılarak hüküm kurulmuştur. İlk Derece Mahkemesi 08/01/2020 tarihli gerekçeli kararında özetle: ".... İstanbul 29.İcra Müdürlüğü 2017/19158 Esas sayılı dosyasında Tebligat Kanunu 32. maddesine göre tebligatlar usulsüz olsa bile öğrenme tarihinin tebliğ tarihi sayılacağı, ancak şikayetçinin tebligatları öğrenme tarihini bildirmediği, ayrıca İ.İ.K. 89. Maddesindeki ihbarnamelere karşı icra müdürlüğüne itiraz edilmesi gerektiği halde icra müdürlüğüne şikayetçi tarafından herhangi bir itiraz dilekçesi verilmediği, bu durumda şikayet konusu İ.İ.K. 89/1....
Davalı borçlunun tebligatın usulsüz olduğunu itiraz dilekçesi sunduğu 04.09.2019 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir.Davalı vekilince ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu ileri sürülmesine rağmen gerek ilk derece mahkemesinde ,gerek istinaf dilekçesinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için şikayet yoluna başvurduğu hususunda mahkemesi ve dosya numarasını içerecek şekilde somut bir beyanda bulunulmadığı, bu aşamada usulsüzlüğü öğrenme tarihinden işleyecek şikayet süresinin de geçirildiği anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. İcra ve İflas Kanunu'nun 269/1. maddesi gereğince kira alacaklarına ilişkin olarak düzenlenen tahliye ihtarlı ödeme emri, Borçlar Kanunu'nun 315. maddesinde düzenlenen temerrüt ihtarnamesi hükmündedir. Ödeme emri kendisine tebliğ edilen takip borçlunun temerrütten kurtulabilmesi için takibe konu miktarın tamamını yasal 30 günlük süre içerisinde ödemesi gerekir....
Tebligat Kanununda belirtilen usullere aykırı yapılan tebliğ işlemleri tümden geçersiz olmayıp, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi gerekir. Usulsüz tebligat takibin iptali ve/veya tebliğ işleminin iptali sonucunu doğurmaz. Şikayetçi öğrenme tarihi beyan etmemiş ise şikayet tarihi öğrenme tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda Şikayetçi, öğrenme tarihi beyan etmediğinden ve Davalı-Alacaklı öğrenmeye ilişkin başka bir tarihte ispat etmediğinden şikayet süresinde kabul edilmiştir. Şikayet konusu tebliğ mazbatasında, Şikayetçinin iddia ettiği gibi “aynı konutta yakınına teslim” ibaresi bulunmayıp tebligatın TK 13. maddesine göre ikmal edildiği ve daimi çalışanın imzasının alındığı görülmektedir....
Kez çıkarılan davetiyenin TK 35/4- 2 maddelerine göre muamele yapılması kanuna uygun olup bu halde posta memurunun, muhatap şirket mümessillerini yahut tebliğe ehil-yetkili kişileri araştırmak gibi bir mecburiyeti olmadığı gibi muhataba haber verilmek üzere en yakın komşu-kapıcı yahut idareciye haber vermek gibi bir vazifesi de yoktur. Bundan dolayı davacının usulsüz tebliğ şikayetinin reddi gerekip usulsüz tebliğ, icra dairesince re'sen nazara alınamayacağından ve izah edildiği üzere tebliğ muamelesi usule uygun olduğundan icra memurunca usulsüz tebliğe dair talebin reddi hakkındaki karar da yerindedir. Takibin durdurulması ve haciz fek talepleri ise ödeme emri tebliği üzerine müddeti içinde icra dairesine bildirilmesi gerektiğinden mahkememize bu yönlerden talepte bulunulması fuzuli bir gayretten ibaret olup bu yöndeki itirazlar da reddedilmiştir....