Şikayetçi vekili istinaf dilekçesinde, müvekkiline gönderilen tüm tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürmüş ise de, HMK'nun 357/1 maddesine göre, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddiaların dinlenmesine yasal imkan bulunmadığından ödeme emrinin tebliği dışındaki diğer tebligat işlemlerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu incelenmemiştir. TK'nun 32.maddesinde "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır." hükmü yer almaktadır. İİK'nun 16/1 maddesinde "Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır." hükmü yer almaktadır. Mersin 2....
Borçluların kendilerine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurmaları “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Borçlu vekilinin, şikayet dilekçesinde müvekkilinin takipten 05.04.2015 tarihinde haberdar olduğunu beyan ettiğine göre ıttıla tarihinden itibaren 7 günlük şikayet süresi geçirildikten sonra 26.05.2016 tarihinde mahkemeye başvurulduğu anlaşılmaktadır. O halde, şikayetin yukarıda belirtilen nedenlerle süreden reddi gerekirken işin esastan görülerek reddi isabetsiz ise de sonuçta istem reddedildiğinden yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden sonucu itibariyle doğru olan mahkeme kararının onanması gerekmiştir....
Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas - 1991/344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre, borçlunun, icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak yedi günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması zorunludur. Somut olayda borçlunun, şikayet dilekçesinde, ödeme emrine dair tebligatın 05.05.2015 tarihinde yapıldığını beyan ettiği, icra dairesine ise 12.05.2015 tarihinde itiraz ettiği görülmekte olup, 05.08.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvurunun, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yedi günlük süreden sonra olduğu anlaşılmaktadır....
Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas - 1991/344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre, borçlunun, icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak yedi günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması zorunludur. Somut olayda borçlunun, şikayet dilekçesinde, ödeme emrine dair tebligattan 07.08.2014 tarihinde haberdar olduğunu bildirdiği görülmekte olup, 25.08.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvurunun, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yedi günlük süreden sonra olduğu anlaşılmaktadır....
Borçlunun kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürmesi, İİK'nun 16. maddesi anlamında bir "şikayet" olup, aynı maddenin 1. fıkrası gereğince borçlunun bu şikayetini, işlemi öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapması gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas - 1991/344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre, borçlunun, icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak yedi günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması zorunludur. Somut olayda borçlunun, şikayet dilekçesinde, ödeme emrine dair tebligattan 25.11.2013 tarihinde haberdar olduğunu bildirdiği görülmekte olup, 04.12.2013 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvurunun, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yedi günlük süreden sonra olduğu anlaşılmaktadır....
yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır....
İcra Müdürlüğünün 2018/9451 Esas sayılı dosyası ile 17.304,70 TL bedelli faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatıldığını, takip uyarınca müvekkiline usulüne uygun bir şekilde tebligat yapılamadığını, tebligatın şirket olmaları nedeniyle herhangi bir çalışana yapılamayacağını, şirket yetkilisinin adreste bulunup bulunmadığının araştırılmamış olması nedeniyle yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkiline itiraz hakkı tanınmadan icra takibinin kesinleştirildiğini, usulsüz tebligatın müvekkili tarafından şikayet tarihinde haricen öğrenildiğini belirterek, usulsüz tebligatın, ödeme emrinin ve icra takibinin iptaline, icra takibini öğrenme tarihinin şikayet tarihi sayılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Mahkemece de belirtildiği üzere, takip dosyasının incelenmesinde borçluya ödeme emri tebligatı dışında 103 davetiyesinin de tebliğe çıkarıldığı, borçlunun şikayet dilekçesinde 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının bulunmadığı, buna göre bir an için ödeme emri tebligatı usulsüz dahi olsa TK'nun 32. maddesi gereğince borçlunun ödeme emrinden en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 28/04/2017 tarihinde haberdar olduğu kabul edilmelidir. Borçlunun bu şekilde ödeme emri tebliğinden haberdar olduğu 28/04/2017 tarihinden itibaren 7 günlük süreden çok sonra 09/03/2020 tarihinde icra mahkemesine yaptığı usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük hak düşürücü sürede yapılmaması nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Borçlunun, kendisine gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğinde olup, İİK’nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede yapılması zorunludur (HGK. 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K.). Borçlu tarafından icra mahkemesine sunulan 11.01.2016 tarihli şikayet dilekçesinde, takipten haberdar olma tarihi olarak 31.12.2015 tarihinin bildirilmiş olduğu gözetildiğinde, 11.01.2016 tarihinde icra mahkemesine yapılan şikayet, yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde, mahkemece şikayetin süreden reddine dair verilen 18.02.2016 tarih ve 2016/28 Esas - 2016/141 Karar sayılı kararın onanması gerekirken Dairemizce maddi hataya dayalı olarak bozulduğu anlaşılmakla, mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Somut olayda, borçluya 05.04.2012 tarihinde ilk ödeme emri tebliğ edildikten sonra alacaklı vekilinin, tebligatın yasada belirtilen şekilde yapılmadığından bahisle "...ödeme emrinin usulü dairesinde yeniden tebliğe çıkartılmasını..." talep etmesi üzerine icra müdürlüğünce borçluya çıkarılan ödeme emrinin 08.03.2013 tarihinde tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu vekilinin 18.03.2014 tarihinde takip dosyasının fotokopisini aldığı ve icra mahkemesi nezdinde 25.03.2014 tarihinde eldeki şikayet başvurusunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Dairemizin istikrar kazanan uygulama ve içtihatlarına göre, ikinci kez ödeme emri tebliğ edilmesi borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı verir. İcra ve Mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır....