WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Muhatap, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirmemiş ise en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir. Öte yandan, haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz ödeme emri tebliği şikayetine ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, takip dosyasında ödeme emrinin bizzat davacıya 17/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği, sonrasında davacı vekili tarafından 25/08/2020 tarihli dilekçe ile takip dosyasına itirazda bulunulduğu, davacı vekili tarafından dava dilekçesinde de davacının öğrenme tarihinin 25/08/2020 tarihi olduğunun beyan edildiği görülmüştür....

Vekil yerine asile yapılan tebliğ usulüne uygun olmayacağından asile çıkarılan tebligata sonuç bağlanamayacağı gibi tebliğ konusu işlemden asilin haberdar olması ile öğrenme gerçekleşmez. Şikayete konu işlemle ilgili olarak tebliğin usulsüz olduğunun iddia edilmesi halinde öncelikle mahkemece usulsüz tebliğ şikayeti incelenmeli, varılacak sonuca göre tebliğin usulüne uygun olduğu kanaatine varılırsa bu husus kararda gösterilmek suretiyle şikayet süre yönünden reddedilmelidir. Usulsüz tebliğe yönelik şikayet incelenmeden ve bu husus kararda tartışılıp gösterilmeden şikayetin süre yönünden reddi kararı doğru değildir. Bu kapsamda yapılan incelemede; her ne kadar icra dosyasında borçlu vekili Av.Mehmet Ender Çelik'in baroda kayıtlı adresine posta ile tebligat yapılmış ise de, PTT Müdürlüğüne Dairemizce yazılan yazıya verilen 4787 sayılı yazıda Av....

İstinaf Sebepleri Şikayetçi borçlu vekili istinaf dilekçesinde; takip ve ödeme emri tebliğ tarihlerinde borçlunun cezaevinde bulunduğunu, usulsüz tebliğ nedeniyle takipten haberdar olmadığını, satış ilanı tebliğinin de usulsüz olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir. C....

    ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin, tebligat mazbatasında tebliğin Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi gereğince yapılacağına dair bir şerh bulunmadığından usulsüz olduğunu, tebligattan 04.01.2021 tarihinde haberdar olduğunu, takip talebinde borcun sebebi olarak kefalete dayanılmasına rağmen takibe bir belge eklenmediğini ve bu durumun İİK'nın 58/5. maddesine aykırı olduğunu, bir kefalet sözleşmesi bulunması halinde ise böyle bir sözleşmeye imza atmadığını ileri sürerek, ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunu ve 13.6.2014 tarihli borç senedinde borçlunun kefil olarak imzası bulunduğunu ileri sürerek şikayetin reddini istemiştir. III....

      Maddesi gereğince düzenlenen haciz ihbarnamesinin şikayetçiye 04/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından İİK. 89/3 haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiği iddia edilerek dava açıldığı anlaşılmıştır....

      İİK’nun 16/1. maddesinde; “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas Dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır” hükmü yer almaktadır. Yukarıda anılan yasa hükmünden de anlaşılacağı üzere, borçlunun, usulsüz tebligata ilişkin şikayetini, usulsüz tebligattan haberdar olduğunu bildirdiği tarihten itibaren yedi gün içinde icra mahkemesine şikayet yolu ile getirmesi zorunludur. Somut olayda, borçlu, usulsüz tebligattan 20.07.2015 tarihinde haberdar olduğunu bildirdiği halde, icra mahkemesine, bu tarihten itibaren yasal yedi günlük süreyi geçirdikten sonra 03.09.2015 tarihinde başvurmuştur....

        Ne var ki, tebligat, sadece muhatabını ilgilendiren bir işlem olup; satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edildiği hususu ancak kendisine tebligat yapılmadığını iddia eden ilgilisi tarafından bizzat ileri sürülebilir. Somut olayda, ipotek borçlusu, şikayet dilekçesinde, sair iddiaları yanında asıl borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğini, yine ihaleye konu taşınmaza haciz koyduran 3. kişi haciz alacaklısına satış ilanının tebliğe gönderilmediğini iddia etmiş ise de; şikayetçi borçlunun kendisinden başka diğer ilgililere tebligat yapılmadığı ya da usulsüz tebliğ edildiği hususunu fesih sebebi olarak ileri süremeyeceği tartışmasızdır. Bu durumda asıl borçluya satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle ihalenin feshine karar verilmesi doğru değildir....

          ve HMK'nun 353/1- b-2. maddeleri uyarınca kaldırılmasına, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden şikayetçinin usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, Ezine İcra Müdürlüğünün 2020/80 esas dosyasında davacıya gönderilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin, öğrenme tarihi olan 16/07/2020 tarihi olarak düzeltilmesine, usulsüz tebligat şikayeti kabul edildiğinden, takibin şekline göre davacının sair taleplerinin icra müdürlüğünce yapılması gerektiğinden bu talepler konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı-borçlunun kötü niyet tazminatı talebinin reddine, karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda İzah Edildiği Üzere, HMK'nun 355....

          ŞİKAYET Şikayetçi borçlular, hesap kat ihtarlarının her ikisine de usulsüz tebliğ edildiğinden haklarında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapılamayacağını ve takibe konu ipoteğin üst limit ipoteği olduğundan limit üstünde takip yapılamayacağını ileri sürerek davanın kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; borçlulara yapılan tebligatların hukuka uygun olduğunu, herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını, davacı ...'...

            UYAP Entegrasyonu